Yep

2.9K 231 238
                                    

Kulak patlatan bir şak sesiyle tekrar belirdiğimizde Dobby'nin elini bırakıp yere uzandım. Harry'nin Dobby'e sorduğu saçma soruları duyabiliyordum.

Birbirinden ayrılmış ellerime bakarak bir oh çekip ordan kurtulmanın verdiği rahatlama ve mutluluk hissiyle kararmış göğe baktım.

Sızlayan bedenimi umursamıyordum ve kan görmeyide bırakmıştım.

Oksijen iyi geldi ya.

"Harry!"dedim boğuk çıkan sesimle. Harry bana doğru gelip yanıma eğildi.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"diye sordu Harry, beni kucağına almaya çalışırken.

"Dövülmüş sarımsak gibi."

"Tahmin etmiştim."dedikten sonra kucağında benle birlikte ayağa kalktı ve deniz kabuğu kulubesine doğru ilerlemeye başladı.

"Taşı beni, köle."dedim ve kafamı arkaya sarkıtarak ters bir şekilde arkamızdan gelenlere baktım.

"Kalmayan kanın beynine gidicek." dedi Harry, hızlı hızlı yürümeye devam ederken. Öfleyip kafamı göğsüne yasladım.

Niye bunlar benim başıma gelmiyo dediğim günlere dönmek isteyip o zaman sıkıntıdan ölüceğimi farkına varıp halime şükrettikten sonra acaba mazoşist miyim diye kendimi sorgulamaktan sıkıldım.

Evin içine girdiğimizde Harry beni bir koltuğa yatırıp yere çöktü.

"Bir insan birkaç ayda nasıl bu kadar kilo verebilir?" diye sordu yara izini ovuştururken.

Ah, ben hissetmiyorum.

Uyuştum herhalde.

Yeey.

"Nutella yemediğimdendir."dedim. "Kaşığı altı yüz kalori olan bir şeyden her gün bir kavanoz yiyemeyince böyle oluyo."

Kafasını onaylarcasına sallayıp eliyle alnına baskı yapmaya başladı.

"Voldi çok kızmış olmalı."dedim halsizce sırıtırken. "Sizi bulamadığında... Normalde olsa zavallı Batman kılıklılar derdim ama kusura bakmasınlar. Hepsini öldürsün, amin."

İçeri Fleur'un girmesiyle bizden sonra gelenlerde biz de ona döndük.

Fleur birkaç saniye boyunca bana şok olmuş şekilde baktıktan sonra yanima yaklaşıp Harry'nin sardığı kolu açmaya başladı.

"Sen şu k'çük cani de'il misin?" diye sordu kafasını iki yana sallayarak. Ardından koluma bir şeyler sürüp büyüler yapmaya başladı.

"Bu kesik çok de'in. İ'leşmesi birkaç gün alebelir." dedi koluma beyaz bir sargı bezi sararken. "Tabiğ izi de kalabilir."

🌟

"Sizinle gelemem Harry." dedim ısrar edip duran Harry'e bakarak. "Kendimi hala iyi hissetmiyorum, ayrıca daha yenicek bir sürü yemek var."

"Sana gelmeni söylemedim."dedi Harry, beki bininci defa. "Griphook'la anlaşma yapmamamızı söylüyorsun, sadece sana kasaya nasıl girmemiz gerektiğini sordum."

Omuz silkip önümdeki çorbadan bir kaşık daha aldım.

"Bak Harry, zaten sana hortkuluğun kasada olduğunu söyledim. Napıyım? Spoi verip yaşayacağınız şeylerin heyecanını mı kaçırıyım?" Harry'nin kafa sallayan kafasını görünce oflayıp ağzıma tıktığım ekmekleri yuttum.

Boğazım hala acıyo.

Bu ne biçim boğaz.

Bademciklerim alındığında bile daha az acıyordu.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now