Pasta

3.4K 266 265
                                    

Evin önüne geldiğimde kapıyı elli kere falan art arda çaldım. En sonunda kapı sonuna kadar açıldı ama ortalıkta Remus Memus yoktu.

Filmlerdeki salak kızlar gibi eve girdim. Bilirsiniz filmlerde ne yapıyorlarsa onu yapmaya meyilliyimdir. Yani bana öldürmeli möldürmeli, camdan atlamalı filmler izletmemeniz tavsiye edilir. Hele korku filmi izletirseniz direk televizyonu kırarım.

"Heeey."dedim karanlık koridorda yürürken. "Burda mısın Remus? Bu bir şakaysa hiç korkmadım." dedikten sonra oturma odasının kapısını tekmeleyerek içeri daldım ve salak kunfu hareketleri yaptım.

Evet bunu yaptım.

Remus ve Sirius oturmuş maç izliyorlardı. Beni duymamış gibi bir halleri vardı. Suratlarına bön bön baktım.

"Ben geldim."dedim hafif yüksek bir sesle."belki merak etmişsinizdir falan."

"Böh!" diye arkamdan bir ses geldiğinde zıplayıp yere düştüm. Arkamdaki Tonks elinde patlamış mısır ve cipslerle bana bakarak kıkırdıyordu.

"Tonks!"deyip ayağa kalktım. "Sen de mi buradaydın?"diye sorduğumda mutlulukla başını salladı.
"Maç izliyoruz. Basboll muymuş neymiş. Ama çok heyecanlı! Neyse baybay." dedi ve o da koltuklardan birine oturup televizyona kilitlendi.

Karşılama komitesinin güzelliğine hayran kalıp yere oturduğumda bütün bakışlar bana döndü.

"Ne? Ne var!?" diye çemkirdim. Oturmakta mı suç oldu?!

"Bu sana uygun değil Mary."dedi Remus eliye televizyonu göstererek. "Sen odana gidip dizi falan  seyretsene."

Bir ona baktım bir de televizyondaki basketbol maçına. Bunlar neyin kafasını yaşıyor? Hem ben açım.

"Bakma!!!" dedi Sıryüz eliyle gözlerimi kapatarak. Biri bunlara salaklatıcı iksir vermiş olmalı. Ya da zaten hep böyleydiler.

İkinci seçenek daha mantıklı.

"Tamam. Odama gidip kapıyı kitliycen ve sabaha kadar dizi iz- Bir dakika Sıryüz, sen burdaysan Hary kapıda kalmıştır! Ay benim saf kardeşim panikleyip büyü yapmayı da unutmuştur şimdi!" dedim ellerimi dizlerime vurarak. "Getti gül gibi gardeşim gettiiiiii!"

"Harry'e de buraya gelmesini söyle."dedi Sirius. Ve beni kapıya doğru yavaşça ittirdi. İttirmek dediğimde hani ayakların yerde kayar falan ya ondan. Buz pateni yapıyormuşum gibi kapıdan çıktım.

"Ha bu arada,"dedi Sirius."masanın üstünde kap kekler var. Tonks size yapmış."dedi ve göz kırpıp kapıyı pat diye kapattı.

Iyi. Ben de Doctor Who falan izlerken bu size uygun diğil deyip onları odadan atıcam. Biskitbil miçi sini iygin diil miri! Eşeğin ayağı yani!

İnekler yalasın sizi.

Ayaklarımı vura vura kapıya gidip çıkarmayı unuttuğum ayakkabılarımı çıkarttım. Sosyete değilim ben. Ya da eve ayakkabıyla girenler kimse. İğrenç yani ne diyim.

Sandığımı peşimde uçurarak merdivenlerden çıktım ve odama ayak bastım. Duvardaki posterler oldukları yerde duruyor, yatağımın üstündeki pelüş ayı ters ters bana bakıyordu. Acaba Godric'in içini doldurup yatağımın üstüne mi koysam? Daha hoş olur.

Godric düşüncemi duymuş gibi bana anlamsız anlamsız tısladı. Omuz silkip telefonumu elime aldım. Harry'den kırk cevapsız arama vardı. Bu kesin sokakta kaldı.

Rehberimden 'Asalı büyücüyü' bulup aradım. İlk çalmada açtı.

"Buraya gel Harry. Sirius'ta burda, üzgünüm ama delirmiş gibiler."dedim.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now