Başlık koymasak olmaz mı?

4.7K 359 214
                                    

Tren'e binmiş, görünmez atların çektiği arabalara gelmiştik. Aslında aklımdaki tek soru 'bebekken ölümü gördüğüm halde niye bu atları görmüyorum?"

Cevap verebilecek varmı? Yok mu tmm.

Şuan da oturmuş seçme töreninin bitmesini bekliyorduk. Annem ve teyzem'in saçlarını siyaha boyamıştım. Yani bayaa bildiğin boyayı marketten aldım ve saçlarını boyadım. Şimdi büyünün etkisi falan geçer, aman! En iyisi yaprak sarma.

Gıcık Dumble, benim ısrarlarımı dinlemiyerek annem ve yeğenimi Griffindor'a koydu. Soyadlarını ben buldum, soyadları Evens! Ne kadar da yaratıcıyım değil mi!

Seçme töreni nihayet bittiğinde kolumla Caty'i dürttüm.

"Ne zaman yemek yicez? Açım ben." Caty, nerden çıkardığını bilmediğim kazan pastasını ağzıma soktu.

"YARASIN!" diye çığırdığında Dumbledore bile konuşmasını kesip bize ifrit böceği görmüş muggle gibi baktı.

Evet, ifrit böceği diye bir böcek var.

Cahiller.

Dumble bize bakmayı bırakıp konuşmasına devam ederken ben onu dinlemiyerek karşımdaki harika dizi manzarasını izliyordum. Dizinin adı turuncunun elli tonuydu.

Lily( yeğenciğim) ikizciğimin koluna sarılmıştı. Harry'ninde hiç rahatsız olmuş gibi bir hali yoktu yağni.
Sanırım bir kızı olmasına bu kadar hızlı alıştı. Tabi daha çocuğunun anası kim bilmiyo da neyse.

Ginny'se iki kişi yanlarında oturuyor ve Dumble dedeyi dinlemek yerine kızgın kızgın Lily'e bakıyordu. Sonrada oflayıp yerine siniyordu.

Evet, bunu elli kere falan yaptı.

Sjsjsjfndjkdkd kızını kocasından kıskanıyo. Yani sayılır.

Annemse duygulanmış gibiydi. Yani evini özlemiş çocuk gibi bakıyordu. Ama beni görmesede ben ona gülümsedim.

Çünkü niye gülümse miyim?

Neyse işte, annem zamanını özlemekten başka Ginny'e bakıp arada sırıtıyordu, bide bana bu kız mı? Dercesine kaçamak bakışlar atıyordu.

Önümdeki harika tabloyu izlemeyi bıraktım.

Çünkü neden bırakmayayım?

"Başka kazan pastası var mı kız?"

Caty elindeki son kazan pastaya evlat acısı çekiyormuş gibi baktı.

Çünkü niye bak-

Tamam tamam neyse.

Caty'nin elindeki pastacanı alıp ağzıma tıktım.

Çünkü niye tıkmayım?

Habire çünkü diyorum, çünkü neden demiyim?

Ağzımdaki pasta bitince Dumble amcaya baktım, oturmuş yemek yiyordu. Yaw ben boşuna mı aşk acısı çeker gibi mide acısı çektim?

Sinirle önüme dönüp ne bulduysam yemeye başladım. Çünkü çok açım, fazla açım, inanılmaz açım, muhteşem açım.

En sonunda yemek yememiz bittiğinde-ki ben daha yiycektim.- McGonagall çatalıyla bardağına vurdu.

"Evet!" dedi Dumbledore, herkese gülümsiyerek. "Şimdi hepimiz beslenip sulandığımıza göre," daha çok bana bakıyordu " bana bir kez daha kulak vermenizi istiyorum, bir kaç duyurum olacak.

Hadememiz Mr Filch, bu yıl şatoda yasak olan şeyler listesinin genişletildiğini ve listeye çığırtkan yoyoların, köpekdişili frizbilerin ve Hep-vuran bumerangların da eklendiğini size söylememi rica etti. Tam liste yanılmıyorsam dört yüz otuz yedi nesneyi içeriyor. İsteyen olursa, Mr Filch'in odasına gidip listeye bakabilir."

Dumble dudaklarının kenarını hafifçe kıvırdı.

"Ayrıca bu sene Binalar-arası Quiddich Kupasının bu sene yapılmıycağını üzülerek açıklamak zorundayım."

Mutluluktan gözlerim yaşarmişti. Takımdaki herkes bağırıp yuhlarken ben ellerimi birbirine çırpıyordum.

Çünkü niye çırpmıyım?

Herkes bana garip garip bakarken omuz silktim. Belki takımda olabilirdim ama ben vurucu olmak isteyom. Artık iş ilanı asıcam, vurucu yapan takıma uçulur diye.

"Bunun nedeni, ekimde başlayıp okul yılı boyunca sürecek ve öğretmenlerin vaktinin ve enerjisinin büyük bölümünü alacak bir etkinlik. Eminim hepiniz bu etkinlikten büyük keyif alacaksınız. Size büyük bir zevkle, bu yıl Hogwarts'ta –"

Ama tam o sırada kulakları sağır eden bir gök gürültüsü duyuldu.

"Ahanda deli göz geliyo." diye mırıldandım sessizce,
Aslında o adamın çok özlü iksir içmemiş halinin oyuncusunu çok seviyorum.

Çünkü neden sevmiyi-

Şaka şaka, çünkü Doctor Who'da oynuyo. Doctor Who izlemeyen bizden değildir.

Doctor Who yavaş ve ürkütücü adımlarla, her iki adımda bir bastonunu yere vura vura içeri girip Dumble'ın tam yanında durdu.

Nedense Dumble deyince aklıma Gumball geliyo.

Çünkü neden gelmesin?

Yabancı olmayan yabancı oturdu. Yele misali koyu gri saçlarını yüzünden çekti , bir tabak sosis alıp burnundan arta kalan parçaya kaldırdı ve kokladı. Sonra cebinden küçük bir bıçak çıkardı, ucuna bir sosis geçirdi ve yemeye başladı. Normal gözü sosisin üstündeydi, ama mavi gözü yuvasında fıldır fıldır dönüyordu. Salonu ve öğrencileri kontrol ediyordu.

Dumbledore Moody'i taktim ettikten sonra, onu sadece Hagrid, Dumbledore bide ben alkışladım. Tabiki alkışladım, ben mal değilim.

Dumbledore sonunda üç büyücü turnuvasını açıklıyıp yerine oturduğunda reşit olmayanlar adeta ağlıyordu. Aslında annem teknik olarak reşit, yağni katılabilir bence. Evet bunu annemle konuşmalıyım.

Herkes yerinden kalkmaya başlayınca ben biraz daha oturup öğretmenler masasına baktım.

Moody'nin deli gözü odadan çıkanları tarıyordu. En sonunda gözünü bana çevirdi. Gözleri üstümde gezindikten sonra fondötenle kapattığım yara izinde durdu. Alnıma biraz daha bakarken elimle alnımı tutup büyük salondan çıkanların arasına karıştım. Son gördüğüm şeyse Moody olmayan Moody'nin defterine bir şeyler yazmasıydı.

Voldicim beni hatırladı galba.

👍🏻👍🏻👍🏻

Evet çok saçma, iğrenç bir bölüm olmuş olabilir. Ama size sadece bir dakika durup şunu düşünmenizi istiyorum. Acaba niye saçma yazdı bu yazaaaaar?

Şöyle açıklıyım, uyanır uyanmaz yazdım bu yüzden kelime harf yazım yanlışları falan olursa affedin artık.

Bide kimse bu yazıyı okumuyor biliyorum. Çünkü bende aynısını yapıyom, neyse. Hayalet okurlar, her kimseniz bu bölümü size hediye ediyorum.

Çünkü neden etmiyim?

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now