Saçmalık

6.1K 486 124
                                    

Dumble Potter deyince millet gözlerini büyütüp bana baktı. Bende onlara ne bakıyonuz slklar bakışı attım. Ama beni takan olmadı.

Herkes fısır fısır konuşmaya başladı.

-"NE VAR YAĞ NE KONUŞUYOSUNUZ ! ŞİMDİYE KADAR ANLAMADIYSANIZ O SİZİN MALLIĞINIZ! AY BANA BİŞİYLER OLOYO! BU ARADA TEBRIKLER GRIFFINDOR YIRTTINIZ YINE KUPASIZLIKTAN!"

Cadı şapkamı Droco'nun kafasına koyup büyük salondan ayaklarımı yere vura vura çıktım.

Niye sinirlendiğimi bilmiyorum. Aslında hakkımda konuşmaları bahaneydi. Canım sıkıldı sadece. O yüzden çıktım ordan.

Şimdide sırlar odasının girişine gidiyordum. Karnım aç ama yapçak bir şey yok. Möhteşem çantamda yanımda değil. Mutfağa uğrıyacam artık.

Sırlar odasına girdiğimde ölü bir basiliksle karşılaştım. Sadece bir diş kalmıştı . Gidip o dişi söktüm ve bulduğum en gizli köşeye sakladım.

Basiliksin yanına gittim.

-"Senin adına üzüldüm koca yılan. Ölmen kötü oldu."

Asamı yılana doğrulttum ve onu yok ettim.

-"Şimdiiiii şu heyhel çok korkunç onu unicorn yapalım. Şu yandaki yılanlarıda gökkuşağı kusan unicorn yapalıııım. Kustukları gökkuşağı minderli olsun. Yerler gökkuşağı rengi olsun. Tavan gök mavisi olsun, şu havuz gibi yerlerin suyunu temizliyelim. Bide şu yerleri kuruluyım. Bide şu koca unicornun ağzına bir televizyon. Şu yerlerde minder olsun."

Kapının olduğu yere gittim ve içeriye baktım. Hağğğrika olmuştu. Hepsini biçim değiştirmeyle halletmiştim.Girişede potter karargahı yazdım. Evet harika ve möhteşem oldu.

Sırlar odasından çıkıp yatakhaneme doğru koştum kimsenin sorusunu ceveplıycak halim yok.

Yatakhaneye varınca kendimi yatağıma attım. Yarın burdan ayrılıyorum. Umarım teyzemler beni kabul eder.

*

Uyandığımda güneş yeni doğuyordu. Hemen kalktım ve eşyalarımı sandığıma tıktım.

Sandığın içinden zümrüt yeşili dizimin hemen üstünde biten elbisemi ve zümrüt yeşili spor ayakkabılarımı giydim. Çünkü babete karşıyım.saçımıda salık bıraktım.

Yatağıma oturup pikachu'yu elime alıp Hay Day oymamaya başladım. Evet hala oynuyorum bu oyunu. İki saat sonra sandığımı küçültme büyüsüyle minicik yapıp cebime koydum. Telefonumu sırt çantama koyarak bahçeye indim.

Bahçede herkes ayrı bir köşede oturmuş arkadaşlarıyla konuşuyordu. Harry, Ron ve Hermione'yi gördüğüm gibi hoplayarak yanlarına koştum.

-"Naber kankiciklerim?"

Sesimi duyunca yerlerinden sıçradılar.

-"Mary, dün büyük salondan öyle fırlayınca seni merak ettim. İyi misin?"

Hermione 'ye bakıp gülümsedim.

-"Iyiyim Hermione, zaten dünde canım sıkıldığı için büyük salondan çıktım. Ama çok harika bir şey yaptım çok beyenceksiniz."

Kendi kendine giden arabalar onlara binip trene geldik.

-"Burası boş Harry!"

Boş bir kompartman bulunca hemen Harry'i çağırdım.  kompartımana girip oturdum arkamdanda altın olmayan üçlü geldi. Altın diyiller ssonuçta değilmi!

-"Eniştemi nasıl ikna ediceksin?"

Sırıtarak Harry'e baktım.

-"Kendi yöntemlerimle.

Yolculuğun geri kalanı boyunca hep birlikte felsefe taşını izledik.
Ron ve Harry arada garip yorumlarda bulunuyor Hermione de onlara kötü kötü bakmakla yetiniyordu. Bende onların bu haline gülüyordum.

Tren durunca indik ben Harry'e döndüm.

-"Dışardan geliyormuş gibi davranıcam. Beni tanımıyormuş gibi yap."

Kafasıyla onayladı. Bende dokuz ve onuncu peronun arasından geçip. İstasyonun dışına yürüdüm ve çantamdan elime Potter olduğumu kanıtlayan belgeleri aldım. Bunları noel tatilinde muggle dünyasından almıştım. Okuldan kaçmak zor olmuştu ama umrumda deyil.

Dursleyleri görünce onlara koştum.
Nefes nefese kalmıştım. Ellerimi dizlerime koyup soluklandım.
Kafamı onlara çevirip gülümsedim.

-"Siz Mr Dursley olmalısınız ben Mary."

Enişteme elimi uzattım oda sıktı. Ams üçüde bana garip garip bakıyordu.

-"İş yerinize gittim ama onlar burada olduğunuzu söylediler."

Yanımıza Harry de gelmişti çaktırmdan ona göz kırptım.

-"Evet, nasıl yardımcı olabilirim?"

Masumca gülümseyip teyzeme baktım.

-"Aslında ben yetimhanede kalıyorum ve orda bana kan testi yaptılar ve bu kağıdı size vermemi istediler."

Kağıdı onlara verip kollarımı kavuşturdum.

Eniştem kağıdı okuyordu. Omzunun arkasındanda teyzem okuyordu.
Yüzleri birden kasıldı.

-"Ne oldu Mr Dursley?" dedim yüzüme meraklı bir ifade koymaya çalışarak.

-"Se se sen bir Potter"sın."

Dehşet içinde birbirlerine baktılar.

-"Immm yani, ?" meraklı meraklı onlara bakıyordum.

Harry üstüme atladı.

-"Yani benim kardeşimsin!"

Harry'i üstümden ittim ve Dursley'lere baktım.

-"Şey o benim kardeşimse" dedim yüzümü buruşturup Harry'e bakarak.
-"Sizde teyzem ve eniştem olmalısınız."

Tereddütle kafalarını aşşağı yukarı salladılar.

-"Şey ımm , açıkçası beni bir ailem olduğu gerekçesiyle bugün yetimhaneden attılarda. Bu yaz bir ay sizde kalabilirmiyim? Hem hiç masrafım olmaz, ev işlerine yardım ederim. Kardeşim olan kişiyle aynı odadada kalırım. Lütfeeen?"

Bunların hepsini ellerimle oynuyarak söylemiştim. Bunlar bana değişik değişik bakıyo. Yeter ama kabul edin yaw cebimdeki sandık her biyerimi ağrıttı.

-"Sen de onun gibi misin?"

Bana gözlerini pörtletmiş bakan enişteciğime sakinlikten ölen bir şekilde baktım.

-"Kim gibi?" bana gözleriyle Harry'i gösterdi.

-"O ne ki?"

Ağzında bir şeyler geveledi ama anlamadım. Sonra teyzem kulağıma fısıldadı.

-"Büyücü" o bunu söyleyince gözlerimi pörtlettim. Çok harika bir oyuncuyum yaw!

-"NE! Bana nasıl böyle söyliyebilirsiniz! Bu hayatımda aldığım en kötü hakaret! Ben cadıların yakılması taraftarıyım. Hatta geçen sene cadı karşıtı bir gurubu yönetmiştim... Ama siz bana cadı diyonoz!"

Ve gözlerimi doldurup onlara baktım.

-"Çocuk haklı. Bu büyük bir hakaret özür dileriz bizle kalabilirsin sevdim seni."

Kocaman gülümsedim ve enişteme sarıldım. Hemen ayrılıp yüzüne baktım.

-"Büyücüler gerçek mi?" diye fısıldadım.

-"Saçmalık onlar! Hadi gidelim."

Onlar önden ben ve Harry yanyana arkadan gidiyorduk. Önümdekiler biraz uzaklaşınca Harry'e sarıldım ve yanağını öpüp Dursley'lerin arkasından koştum.


İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now