Adana Madana Kebaba

4K 326 95
                                    

Medya: Nutellasının bittiğini gören Mary. Yani me

"Bir böceğe nasıl işkence edilir Caty." dedim kavanozun içindeki böceğe sırıtarak. Düşünüyormuş gibi dudağını büzdü ve kafasını kaşıdı.

"Onu muzla boğarsın yada iple bağlayıp son ses şarkı dinletirsin."

Wayy, bu kız Ravenclaw'da olmalıydı. Zekaya bak tü tü tü.
Böceğe biraz daha bakıp çantamdaki kulaklığı çıkardım.

"Niye böceğe işkence etmek istiyorsun ki?" diye sordu Caty. Kulaklığı telefonuma taktım ve en cırtlak sesimle söylediğim şarkıyı açtım.

"Çünkü o Rita Skeeter." dedim omuz silkerek. Caty'nin ağzından bir şaşkınlık nidası çıktı. Sonra böceğe yaklaşıp daha yakından inceledi.

"Biz bu kadını dövmemişmiydik?" dedi en sonunda. Omuz silkip böceği kavanozdan çıkardım.

"Demek ki dersini almamış. Neyse, geçen sefer hıncımı alamamıştım. İyi oldu."

Caty böceği masaya yapıştırdı bende kulaklıkları iki yanına yasladım.

"Son ses aç."didi Caty. Telefonumun sesini sonuna kadar açtım. Böcek kıvranıyor ve böceğimsi sesler çıkarıyordu. Caty'le yatağa oturup Potter Polly oynamaya başladık. Çok eğlenceli. Tvsiye edilir.

Yarım saat sonra bir kadın çığlığı gelince aynı anda kafamızı Rita Skeeter'a dönüşmüş böceğe çevirdik.

Kulaklarını tutarak çığlık atıyordu, gözleri kızarmıştı ve saçı başı dağılmıştı. Hemen fotoğrafını çektim. Kadın birden yanında duran benim asamı alıp tehtidkarca bize doğru geldi. O asa çekince Caty'de asa çekti, bense yorganımı çektim.

Skeeter kırmızı gözleri ve karışmış saçlarıyla-yarısı yoluktu bana alayla baktı.

"Beni iki çocuk mu yenicek! Hemde birinin asası bile yok! Agucuk, gugucuk, bebecik Potty yoyganla mı saldıyıcak-"

"Petrificus Totalus!" Yaptığım büyüyle Ritsalak yere yığıldı. Bende yerimden hışımla kalkıp ona bir tekme attım.

"Hadi Caty! Şu salağı Dumbledore'a götürelim. Agucuk Gugucuk'muş! Azkaban'da ruh emiciler yapar sana Agucuk!"

Masanın üstünde hayla açık olan telefonumu alıp kulaklıkları kulağıma taktım. Bu şarkıyı Alya'yla söylemiştik ve bol çığlık içeriyordu... Bence gayette güzel.

Birlikte Skeeter'ı yatakhaneden çıkarttık. İnsanların tuhaf bakışları eşliğinde Dumbledore'un odasının önüne geldik. Rita'yı yere attım.

"Şifre neydi?" diye sordu Caty. Omuz silkip Kartal heykelinin oraya deli gibi vurmaya başladım.

"Açsana Dumble efendiiii! Sana böcek getiiiiiirdiiiik!"
Tam bir kere daha vurucaktım ki önümde Snape belirdi.

"Ş-şey, b-biz Profesör Dum-" elini kaldırıp sözümü kesen Snape'e ters ters baktım.

"Belli oluyor." dedi soğuk soğuk." Sizi bekliyor. Acele edin!"

Dumbledore'un odasına çıktığımızda Dumbledore şaşkınca Skeeter'a baktı.

"Onu nerde buldunuz?"diye sordu yanımıza gelirken. Kadını saçından tutup kaldırdım.

"Bizim odamızdaydı Profesör. Eğer onu dondurmasaydım kim bilir bize neler yapıcaktı!" Dumbledore tuttuğum saçı bırakmamı işaret edince tabiki bıraktım. Okul müdürlerini hep dinlerim ben.

"Siz şunu baştan anlatın bakalım." dedi Dumbledore. Koltuğuna oturup bizimde oturmamızı işaret etti. Yarım ay gözlüklerinin altından dikkatle bize bakarken onu dövdüğümüz kısımlar hariç her şeyi anlattım.

"Profesör, eğer bakanlığa bir mektup yazmassanız ben yazıcam. Lütfen yağni!"

"Bu konuyla bizzat ilgilenicem Mary. Size iyi günler." Odadan çıkarken aklıma gelen şeyle geri döndüm.

"Şeyy...Profesör, kahvaltıya Nutella ekliyebilir misi-"

"Muz da ekleyin Profesör!" diye araya girdi Caty. Dumbledore bize gülümsedi.

"Eğer ev cinleriyle konuşursanız neden olmasın?" diyip göz kırptı. Yaw niye beni uğraştırıyosun? Niye yağni?

🍌🍌🍌

"Muz'u gıdıklasam olmaz mı?"

"Deneee." dedim omuz silkerek. Caty elini muza yaklaştırdı sonra yanmış gibi geri çekti ve bir anda muzu öptü.

Valla mı

Portre sonuna kadar açıldığında şaşkınlıkla Caty'e baktım. "Bunu nerden bildin?"

"Hissettim." dedi Caty omuz silkerek. Bu kız kesin kahin falan. Yada muz zihni açıyor.

Portreden içeri girdiğimizde yüzlerce ev cini yaptıkları işi bırakıp bize doğru geldi.

"Dobby!" dedim. Dobby öne doğru çıktığında cebimdeki güneş gözlüğünü gözüne takıp biraz geri çekildim.

"Waaay. Çok yakıştı. Bu gözlük senin olsun Dobby." Dobby gülümsediğinde yere eğilip onun boyuna geldim ciddiyetle ona baktım ve omzuna elimi koydum.

"Burda Nutella var mı Dobby?" diye sorduğumda Dobby anlamaya çalışır gibi baktı.

"Dobby ne dediğinizi anlamadı."

"Bak Dobby bundan." dedim ve çantamın içindeki Nutella kavanozunu çıkardım ama içi boştu.

"Godric! Seni küçük yılan bozuntusu! Nutella'larımı yemeye nasıl cürret edersin!" Godric'i yakalamaya çalıştım ama çantamın içinde bir oraya bir buraya kaçıyordu.

"Tadı çok güzelissss Bir daha olmiyak efendimisssss." dedi benden kaçarken.

"Ne bu resmiyet! Sanki Voldemort'la konuşuyo! Bacaklarını kırarım senin! Nasıl yersin Nutellamı!" Olduğu yere sindiğinde Godric'i elime alıp suratına baktım. Kafası Nutellaya bulanmıştı.

"Neyse, olan olmuş. Biri bana ıslak mendil verse çok iyi olucak." yandan biri elime mendil tutuşturunca Godric'in ağzını yüzünü sildim, ve onu omzuma bıraktım. Bir daha ona güvenip yanına Nutella falan koymıycam. Bide Nutellamı koruycağını söylemişti. Demekki yılanların koruma anlayışı buymuş, şimdi beni bir ölüm yiyenden korumasını istersem benide yer mi?

Dobby'nin eline Nutella kavanozunu tutuşturdum.

"Dobby'ciğim bak bu konu çok önemli, o elindeki kavanoz varya, işte üç öğün ondan istiyoruz. Tamam mı? Yani alışverişi yapan kimse ona söylersin. Bide Caty muz istiyo, aslında-"Caty karnıma dirseğini geçirdi.

"Tabiki çok önemli! Muzsuz olmaz. Üç öğün muz ve akşam yemeğindede acılı Adana kebap istiyorum."

"Adana Madana Kebaba ne?" Caty bana ters ters baktı.

"Onun adı acılı Adana kebabı. Adana Madana Kebaba değil. Neyse , Dobby tarif şunda yazıyo." Ve Dobby'nin eline bir kağıt tutuşturdu.

Kız günlerdir bu anı bekliyormuşta haberimiz yokmuş.

🐣
İyi günler yada geceler... Sevgili Nutella yiyenler. Bol Nutellalı Rüyalar.

-Mary Potter.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now