Bağıran baraka

5.1K 387 139
                                    

Medya : Mary(temsili syılır)

"Herkes ne yapıcağını anladı değil mi?" dedim önümde kafalarına siyah poşetler geçirmiş kızlara bakarak.

"Anlaşıldı komutanım!" dediler aynı anda ve asker selamı verdiler.

Sanki savaşa gidiyoz yaw.

Bende kafama beyaz poşey geçirip yatağımın üstündeki fare kafesinin çengelini pantolonumun kemer takma yerine geçirdim.

Kapıyı açarak bahçeye doğru hucuma geçtik. Elimdeki uyutan bezlere bakıp sırıttım. Ne kadar zekiyim. Büyü müyü yok bam! Bam! Bam!

Kapıdaki torbalı kafadan (kim olduğunu bilmiyorum.) işaret gelince kimsenin olmadığı bir ağacın altında oturmuş olan Harry, Ron ve Hermione'ye arkadan yaklaştık.

Torba kafalara dönüp baş parmağımı havaya kaldırınca anlaştığımız gibi Caty Harry'nin ağzına, Olive Ron'un ağzına, Hex'te Hermione'nin ağzına bez bastırdı.

Ben çok cins bir insan olduğum için hep çantamda şu bayıltma şeysinden bulunur.

Hermione çığlık atmaya çalışsada bayılınca kızlara döndüm.

"Eeee nasıl taşıycaz bunları?"

Hex omuz silkti.

"Patron sensin." ben salak salak düşünürken Olive ellerini havaya kaldırıp sabır diledi.

"Farkında mısınız bilmiyorum ama biz büyücüyüz. BÜYÜCÜ!"

Caty kafasını sallayıp başını salladı.

"Mantıklı." dediğinde bu harika plandaki kusuru anladım. Evet büyücü olduğumuzu hesaba katmadığım belki doğru olabilir. Belki.

"Tamam o zaman, siz büyüyle onları taşıyın bende Şamarcı söğütü etkisiz hale getiriyorum. Kapiş?"

"Kapiş!" dediler aynı anda. Hemen koşup şamarcı söğütün önüne geldim ve cebimdeki kabuluğu çıkardım. Kesinlikle bu kabuluğu Hagrid'in dersinden kaçırmadım. Ödünç aldım. Geri vericem.

"Ey sen küçük tatlı kabuluk! Benim için şu koca ağacın yumrusuna dokunabilecek misin!?" kabuluk frenk göğsünü şişirip elimden atladı ve ağaca doğru koşturup üstteki yumruya dokunduğunda ağacın ordaki tünele girdim ve eğilerek yürümeye başladım. Arkamdanda ayak sesleri geliyordu.

Bağıran barakaya vardığımızda gıcırdıyan parkeleri gıcırdatarak Sirius'un kaldığı odaya bir anda daldım. Sirius bizi maskeli görünce ayağa fırlayıp asasını üzerimizde gezdirdi.

"Benim Sirius." diyip kafamdaki poşeti çıkarıp yanına yaklaştım.

"Bu işi bugün bitiricez."dedim pisikopatça sırıtarak.

Arkama dönüp canışlarıma baktığımda onlarında torbaları çıkarttıklarını gördüm. Üç kişiyse hala havada uçuyordu.

Sirius'un kendini attığı koltuğa oturup fareyi üzerine koydum.

"Eeee repliklere çalıştın mı?"

Bana tip tip bakıp dehşet içerisinde kucağındaki fareyi inceledi.

"Noldu Sirius? Yoksa eski dostun için üzüldün mü?"dedim dudağımı büzerek.

"Yooo" dedi sırıtarak." ben direk öldürmeyi düşünüyordum. Böyle iyi olmuş."

Sirius'un elinden kafesi alıp yanıma koydum ve yerde yatmış hayla uyanmayan Harry'lere bir bakış attım.

"Aslında onu öldürmiyceksin."

İkiz-(HARRY POTTER)-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin