Şükrüye

3.6K 263 248
                                    

"Niye her kelimeden sonra konuyu muza getiriyorsun?" diye sordum oturup boş boş bakındığım yerden.

"Çünkü sen Doktorsun." dedi robokotip bir şekilde yatağa otururken.

"Doktor olsam neden bir daha okuyım ki? Bence muzu fazla kaçırdın."

"Onağylağnnnmadıiiu."diye bir ses çıkardı robokiçe.

"Sen Doktorsun. Şurdaki saat kimliğini sakladığın eşyan."

"Kafayı mı yed-"diyemeden kafasından tuvalet pompası çıktı.

"Aç ve yüzleş Doktoğr! Aç ve Uyağn!" dedi ve yanıma gelip tuvalet pompasıyla beni dürtüklemeye başladı. Ve birden tuvalet pompalı Caty gitti yerine normal Caty geldi.

"Açım Mary! Uyansana!" diye ciyakladı beni dürtükleyerek. Yerimde doğrulup ona ters bakışlar attım.

"Bir Dalek olduğunu bana nasıl söylemezsin?" dedim komidindeki saati açtıktan sonra.

İlginç. İçinde bir anahtar var.

"Dalek ne bilmiyorum ama açım. Günlüğümün anahtarını bırakırsan sevinirim."

"İyi."dedim anahtarı aldığım yere koyarak.

"Bugün büyük gün. Ölecem yada ölmeyecem. Bana söyleyecek son bir sözün var mı Caty?"

"Eğer ölürsen," dedi ayakkabılarını bağlarken. "Köpeğim Muz'a selam söyle."

"Söylerim. Yani köpekler oraya geliyorsa."

🍪

"Harry!"diye bağırdım yürüyen Harry'nin ardından. Yüzünü bana dönüp kollarını kavuşturdu.

"Noldu?" dedi ters ters. Tişörtüne bakıp kafamı salladım.

"Tişörtünü sevdim. Bana versene."

Gözlerini tavana dikip sabır dilercesine iç çekti ve arkasına dönüp yürüyüşüne devam etti.

"Heeey!"diye bağırdım arkasından. Durdu bana döndü ellerini hararetli bir şekilde sallayarak konuşmaya başladı.

"Yeter artık anlıyor musun yeter! Etrağfımızda bunca şey oluyor. Voldemort dışarda kim bilir ne yapıyor! Sen burda durmuş tişörtünü bana ver diyor her şeyle alay ediyorsun! Bu bir oyun değil Mary. Bir film yada kitap da değil!" diyerek ellerini durdurdu ve cebine soktu.

"Zaten bir oyun olsaydı böyle davranmazdım."dedim kolumu Harry'nin omzuna atarak.

"Durumun ciddiyetini bende farkındayım Harry. Biliyorum herkes sana yalancı falan diyo diye atarlı ergen modlarına falan girdin ama çocukluğunu, ya şu köşeden burunsuz amca çıkarsa diye geçiremezsin. Öyle yaşayacağına ölmek daha iyi. Hem zaten ölürsekte ölürüz. Ölmek bir yetenektir, ölmek yaşamın bir parçasıdır. Hatta belki ölmek diye bir şey bile olmayabilir. Mesela bir bebek annesinin karnından çıkacağı zamanı ölüm olarak düşünüyor olabilir. Belki diyordur ki' ah olamaz sadece beş ayım kaldı'. Ama öyle olmuyor sadece yaşadığın yer falan değişiyor işte. Ölürsende ölmek senin hakkın sonuçta. Olucak olan arkanda kalanlara olur. Sen sadece ölmeden önce acıtıcak mı diye düşünür sitrese girersin. Aşı gibi."

"Ne alakası var şimdi?" dedi Harry kaşlarını çatarak.

"Aşıyla mı?"

"Hayır ölümle." dedi. Omuz silkip yürümeye başladım.

"Hayır, ölümle bir alakası yok. Zaten konunun kendisi ölüm."dedim sürünerek yanıma gelen Godric'i kucaklayarak.

"Insanlar Voldemorttan neden korkuyor? Çünkü öldürülemiyor ve öldürüyor. Mesela sen rüyalarınde benim öldüğümü görüyorsun."

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now