My name is Muşmula

5.9K 439 77
                                    

-"Harry, muşmulaya istediğin gibi cevap ver! İçinde kalmasın. Zaten Patates belgeyi imzağlamıycak. Ben halletçem sen hiiiç merak etme."

Harry bana kaşlarını çatmış bakarken Patiayağa sırıtıp çikolatalı sütümden bir yudum aldım. Bu akşam muşmula şişicek. O yüzden çok neşeliyim.

-"İmzağlamıyıcağını nerden biliyorsun? Hem Patates kim?"

Göz devirip Sirius'un yanına oturdum ve kulaklarının arkasını kaşımaya başladım.

-" Hani demiştim ya her şeyi biliyorum diye, hah işte o boş bir laf değildi. Ve Harry, Patates'in kim olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok."

Ayağa kalkıp pencerenin önündeki sandığı elime aldım.

-"Bu minik sandığı sefiyom. Ama çıkardığım şeyler geri içine girmiyo."

Harry bana ambada salaksın bakışı attı.

-"Mary, zaten atılsaydın şimsiye atılmıştın."

Mal mal yüzüne baktım.

"Eee"

"-Bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. Büyü yap diyorum."

Sözlerimi tekrarlayıp sırıtınca kafasına azkaban tutsağı kitabını attım.

"-AH. Hey bu da ne?"

-"Oku istersen. Senin hayatını anlatan bir ders kitabı. Birinci sınıflara veriyorlar."

Dışımdan ne kadar rahat konuştuysam. İçim o kadar huzursuzdu. Okumaz umarım.

Tırnaklarımı kemirmeye başlayıp Harry'e baktım. Kitaba şöyle bir bakıp masanın üstüne koydu.

-"Sana inanamıyorum Mary. Yani kardeşin Harry Potter. Ama sen onun değerini bilmek yerine hayatımı okuyorsun."

Nefesimi dışa verip kitabı kaptığım gibi çantama soktum. Bir bilse geleceğinin bu kitaplarda olduğunu!

-"Hadi aşağı inek! Bu akşam çok güzel olcak." dedim ve ellerimi birbirine sürttüm.

Sadece gülüp odadan çıktı. Bende sandığımı cebime atıp sırt çantamı sırtıma taktım. Bir kaç saat sonra gitcez zaten. Birdaha yukarı çıkamam. Üşeniyorum.

-"Hadi Siri gel."

Kapıdan çıkıp merdivenlere yöneldim.

Teyzemler. Sirius'u eve getirdiğimi fark etmediler bile. Her akşam yemek için aşşağı geliyor. Her sabah aşşağida dolaşıyordu. Ama teyzemler onu Muşmula'nın köpeği sanıyor. Muşmulada bizim köpeğimiz olduğunu. Sıkıntı yok. Böyle iyi.

Masaya oturup arkama yaslandım. Teyzem yemekleri servis ediyor Harry'de tabakları falan taşıyordu. Patatesle Muşmulada saçma sapan konuşuyordu.

Sirius masanın yanında benden yemek bekliyordu. Üzgünüm köpecik bugün çok yiyemiycez.

Sorunsuz bir şekilde somon balıklarını ve diğer şeyleri yedikyen sonra sıra pastaya gelmişti. Koccaman bir dilim alıp yemeye başladım. Muşmula ban garip garip baksada hiçbir şey demedi. Ona laf sokmamdan korkuyo heralde. Ne mükemmelim yağğ.

Dudley dördüncü pasta dilimini yiyordu. Petunia teyze, serçe parmağı havada, kahvesini yudumluyordu. Harry'nin bakışlarından yok olup odasına gitmek istediği anlaşılıyordu.
Patates'te Harry'e kızgın bakışlar gönderiyordu. Bense altıncı pasta dilimime başlamıştım. Aslında altı sayılmaz çünkü üç dilimi Sirius'a attım.

Muşmula Hala dudakları şaplatıp boş konyak kadehini yerine koyarken,

-"Ooh," dedi." nefis yemekti Petunia. On iki köpeğe bakmak zorunda olduğum için normalde akşamları kızartmayla falan idare ediyorum..."

Gürültüyle geyirdi. Tüvit örtülü şişkin karnını sıvazladı.

-"Pardon. Ama sağlıklı cüssede bir çocuk görmek hoşuma gider." diye devam etti, Dudley'ye göz kırparak.

-"Sen boylu poslu , sağlam bir adam olacaksın , Dudd, baban gibi . Evet biraz daha konyak alırım Vernon."

Gülmemek için yanaklarımı ısırıyordum. Dudley sağlıklı cüssede ha! Ondan anca sağlıksızlar başkanı olur.

-"Şuna geli- Neye gülüyorsun çocuk!" dedi. Minicik gözlerini bana çevirip konyak kadehini masaya çarparken.

Komik olmasada onu sinir etmek için gülmeye devam ettim.

-"Şey, Dudley sağlıklı cüssede ha! Gerçekten mi! Sjhdjvhjvj! Alınma , Alınma Dudd!"

Küçük gözlerini kısmıştı ve çenesi kasılmıştı. Sonra birden çenesi gevşedi gözleri alayla bakmaya başladı.

Başıyla aniden beni ve Harry'i gösterdi.

-"Bunların hain , çelimsiz bir görünüşü var. Köpeklerdede olur. Geçen yıl Albay Fubster'a bir tanesini boğdurdum. Sıçan. Cılız. Cinsi bo-"

-"Caaaniiii , onunda bir canı vardı. Umarım senide çok şişkosun diye aç kalmış köpekler öldürür. Hem sen kime cılız diyorsun. Ben gayet formumdayım. Harry biraz cılız olabilir ama bunun nedenide onlar zaten! Hepsini Dudley yemiş baksana şuna dışarda görsenm bina sanırım! Şişko olmaktansa Harry gibi olun daha iyi. Kendinde öylesin zaten! Muşmula suratlı balina!"

Bana pis pis baktığında elindeki bardak patladı. Ve alnında my name is muşmula yazısı belirdi. Alnındaki yazıyı tabiki ben yazdım.

-"Önemli değil Petunia. Ben sıktım mı sıkarım. Şunun terbiyesizliğine bakın! Her şey kanda biter, geçen gün diyordum ya .  Kötü kan kendini belli eder. Şimdi senin ailen aleyhine bir şey demiyorum Petunia " Petunia teyzenin kemikli elini kendi kürek gibi eliyle okşadı." ama kız kardeşin kötü tohumdu. En iyi ailelerde bile çıkar . Sonrada beş para etmez biriyle kaçtı , işte sonuçu karşımızda duruyorlar."

Ellerimi yumruk yapmış sıkıyordum. Öyle sıktım ki en sonunda tırnaklarımı batırdığım yerler kanamaya başladı. Dişlerimi ne zaman sıkmaya başladım bilmiyorum ama diş etlerim acımaya başlamıştı. En sonunda hıncımı almaya karar  verip masanın altından asamı ona doğrulttum.

-"Calvarios" diye ağzımı oynattığımda Muşmula kel kaldı. Başka zaman olsa buna kahkahalarla gülerdim ama şu anda gerçekten sinirliyim.

Vernon eniştenin yüzü kıpkırmızı olmuş çenesi seyiriyordu. Hemen normale döndürdüm. Daha olay çıkmamalı. Muşmula saçının gidip geldiğinden ve alnındaki benim adım muşmula yazısından bi haber konuşmasına devam ediyordu.

-"Bu Potter," dedi Muşmula yüksek sesle, bu sırada Patatesin bardağını alıp içine konyak doldurdu." bana ne iş yaptığını söylememiştiniz.l, değil mi?"

Vernon enişte ve Petunia teyze çok gergin görünüyorlardı. Hatta Dudley, ağzı açık, annesiyle babasına bakmak için gözlerini pastadan bile ayırdı.

Vernon enişte bize belli belirsiz bir bakış atarak,

-"O çalışmazdı,"dedi." İşsizdi."

-"Düşündüğüm gibi!" dedi muşmula , konyağı bir yudumda bitirdi.

-"Aylak, metalik etmez, tembel bir otlakçı-"

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now