Gıcık Fleur

4.5K 458 244
                                    

Bütün bakışlar bana döndüğünde nutella boğazıma kaçtı. Öksüre öksüre bir hal oldum.

Allah belanı versin Barty.

Öldürdün beni Barty.

Sayende artık senin oynadığın doktorlu diziyi izlemiycem Barty.

Bu ne biçim iş Barty

Boğulmalarımın arasında yanımdan biri sırtıma vurdu. Derin bir nefes aldım. Kesin rüya görüyorum. Kabus hatta ne rüyası. Doğru duymuş olamazdım zaten. İnş kulağım bozulmuştur.

Sadece Caty, Hax ve Olive alkışladı. Bide Godric alkışa benzer sesler çıkardı. Ama bunları düşünücek durumda değildim. Bunu gerçekten beklemiyordum.

Salonu kızgın arıların sesini andran bir vızıldama duyulmaya başladı. Bazı öğrenciler beni görmek için ayağı kalkıyorlardı.

Bense napıcağımı düşünüyordum. Salonda koşarak çıkıp bağıran barakaya gitmek ne kadar zamanımı alırdı ki? Yada Hogwarts'tan dışarı cisimlenmeyi bulmam.

"Mary Potter!" diye seslendi bir kez daha. "Mary! Buraya lütfen."

Yavaşça ayağa kalktım ama ilerlemedim.

'' Eğer beni kastediyorsanız adım Mary değil Profesör." dedim gayet ciddu bir sesle. Bazıları kızgın bazılarıysa şaşkındı.

"Adım Merilisary lilius Potter. Bence bir yanlışlık var, anlarsınız normalde böyle şeyler benim değil ikizimin başına gelir. Zaten ben ölmek istemiyorum. Anlarsınız ya daha çok gencim. Ama yerime katılmak isteyen biri varsa hakkımı verebilirim."

Dumbledore yüzüme tip tip bakarken etraftaki uğuldama artmıştı ve insanlar ellerini kaldırıyordu.

Arkada kalmış Griffindor'lu birini gösterdim.

"Brawo, artık bir şampuansın." ve yerime oturup bir şey olmamış gibi nutella yemeye devam ettim.

"Saçmalamayın Mss Potter! Hemen diğer şampiyonların yanına gidin!" dedi Profesör McGonagall.

Omuz silkip ayağa kalktım ve elimde nutella kavonozuyla öğretmenler masasının ardındaki odaya doğru yürüdüm.

"Söylemedi demeyin Profesör, eğer ölürsem her ne kadar yemek yiyememek yüreğime dokunsada hayalet olarak geri dönerim ve size dava açarım."

Bana tip tip bakan kişilere dil çıkarıp nutella yiyenlere gülümsedim. Büyük salondan çıkınca cadıların ve büyücülerin resimlerinin olduğu daha küçük bir odaya girdim.

Krum, Fleur ve Cedric ateşin çevresinde toplanmışlardı. Alevlerin önündeki şekiller tuhaf bir şekilde etkileyici görünüyordu. Cedric ellerini arkasına kavuşturmuş ateşe bakıyordu. Fleur dönüp baktı ve uzun, gümüşi rengi saçlarını arkaya attı.

"Ne var?" dedi. "Zalona dönmemizi mi istiola?"

Omuz silkip bir sandalyeye oturdum ve Nutella yemeye devam ettim.

"Sizce kaç gözteriyorum?" dedim bana tip tip bakan üç şampiyona.

Anlamadıklarını gösteren hareketler yaptıklarında ağzıma kaşığı bida soktum.

"Yaş diyorum. Neyse, ben on dört yaşındayım. Adım Mary Potter, tanışalım diye dedim yani. Ben sizi tanıyorum, hatta geçen gün kehanet dersinde Cedric'i gördüm ." trajik bir ifadeyle kafamı sağa sola salladım.

Telaşlı ayak sesleri geldi ve içeri Ludo Bagman girdi. Beni kolumdan tutup kaldırdığında kavanozum yere düştü.
Evlat acısı çeker gibi kavonoza baktım.

İkiz-(HARRY POTTER)-Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt