Nokta

3.6K 308 64
                                    

"Potter, şampionlar kahvaltıdan sonra Salonun oradaki odada toplanıyorlar." dedi Snape.

O gidince yemeyimi yemeye devam ettim. Tabiki açım, kahvaltı vakti kim aç olmaz ki zaten?

"Şanslısın,'dedi Caty. " On dakika sonra Sihir Tarihi sınavımız var."

He çok şanslıyım he. Kopya çekmek Voldiyle kapışmaktan daha zordu zaten. Yani anlamıyorum, bunlar o kadar güvenlik önlemi alıyo ama kupa anahtarmı değil mi bakmıyorlar. Oysaki muggle okullarında bile kontrol edilir.

"Hey, şu haberi gördün mü?" dedi Caty sırıtarak. Elindeki gazeteyi alıp gösterdiği yere baktım.

Rita Skeeter
Suçlu mu iftira mı

Yakın zamanda iki öğrenci tarafından animagus olduğu idda edilen Özel Muhabirimiz Rita Skeeter, Hogwarts müdürü Albus Dumbledore'un şahitliğiyle dün öğlen saatinde sihir bakanının karşısına çıktı. Bugün azkabana gönderilen Rita Skeeter' size hep ilginç haberler sundum.' diyor. 'Lütfen, bir animegus olmadığımı bakanlığa anlatın.' Albus Dumbledore bizzat şahitlik ettiğinden bu haberin doğru olduğunu düşünüyoruz.

Düşüncelerinizi baykuşla gönderin. Çekilişteki ateşoku sizin olsun.

Sırıtarak gazateyi katladım. Azkabanlarda sürünsün pis böcek.

Caty'e el sallayıp büyük salondan çıktım. Bu büyücülerin test kitabı falan yok mu? Yani test çözen biri olduğumdan değilde yani kendimi bir test edeyim değil mi?

Snape'in dediği odanın önünde durup deriiiiiin bir nefes aldım ve içerde annem ve babamın olduğunu hayal ettim. Keşke yaşasalardı yani annem geçmişten gelmiş olabilir ama sonuçta şuan oda çocuk. Ben şeyden bahsediyorum, yani annesi ve babasıyla büyümüş bir çocuk olmak isterdim. Mesela ailecek film izlesek yada babam okula gelip Snape'le kavga etse falan. Ben ve Harry kavga ederken annem durdurmaya çalışsa babamsa bize gaz verip tezahurat yapsa-

"Mary, gel hadi, seni bekliyorlar."

Ne zaman yaşardığını bilmediğim gözlerimi silip Cedric'in peşinden salona girdim.

Herkes aileleriyle konuşuyordu kapının girişindeki Cedric'in annesi bana gülümseyip el sallayınca bende ona gülümsedim ama onun beni nerden tanıdığına dair hiçbir fikrim yoktu. Derken şöminenin önünde durmuş bana gülümseyen Remus ve Sirius'u gördüm.

Ağzım kulaklarımda yürüyerek yanlarına gidip ikisinede sarıldım.

"Sirius'un geliceğini düşünmemiştim." dedim kaşlarımı kaldırarak. Sirius sırıtıp zaten karışık olan saçlarımı karıştırdı.

"Bunu kaçıramazdım! Yani bu harika bir şey! Biz bunu neden yapmadık Aylak?" dedi sona doğru yüzünü buruştururken.

"Çünkü o zaman üç büyücü turnuvası yapmadılar. Ama şimdi düşündümde... Bu gerçekten güzel olurdu, yağni hile falan geliştirmeye çalışırdık yada kadehe aynı ismi on kere atmanın yolunu falan bulurduk... Ah, nerde o eski günler?"dedi Remus Özlem'le iç çekerek.

"Çapulcular hile yapmazdı Aylak. Bak görüyor musun Mary? Bize bütün o hain fikirleri veren Remus'tu, tabi o hep uslu çocuk olarak anıldı. Ama asıl suçlu o, keşke James'te burda olsaydı." dedi somurtarak. "Herneyse" dediler aynı anda kafalarını sağa sola sallayarak. İkisininde gözleri buğulanmıştı. "Tekrar burda olmak güzel,"dedi Sirius."Yani özgür olarak..."

"Eee"dedim bu değişik havayı dağıtmak için. "Rita Skeeter haberini okudunuz mu?"

"Evet, yasa dışı animagus'muş ha! Umarım onu ispiyonlayan kişi beni bilmiyordur." dedi sonlara doğru fısıldıyarak.

"Nerden bilecek canıııım? O ben miyim? Nö."

"Ah, bence bu çok iyi oldu."dedi Remus."herkesin hakkında bir şeyler zırvalıyor. Bir kere Pati'yle senin telefonla konuştuğunuzu yanmıştıya..."

"Aaaaaa,"dedim şaşırmış gibi."telefonlar konuşuyor mu?"

"Hee konuşuyorlar." Omuz silkip salondakileri incelemeye başladım. En sonunda Sirius biraz okulu gezmek istediğini söyleyince büyük salona açılan kapıya doğru yürümeye başladık. Onlarla heryeri gezdim, en sonunda aklıma gelen şeyle hayla yanımda olan çapulcu haritasını çantamdan çıkarıp Sirius'a uzattım.

"Bu ne ki?" dedi parşömene tip tip bakarak.

"Çapulcu haritası ağlıyor." dedim dramatik bir edayla. Sirius'un gözleri parladı ve elimdeki haritayı kaptığı gibi mırıldandı.

"Hayırlı bir şey düşünmediğime yemin ederim." Haritanın üstünde yazılar belirmeye başladığında haritaya sarılıp öptü. İyyy ben onu yerlere koyuyorum.

"Bunu nerden buldun?!"dedi sevinçle.

"Ben bulmadım ki. Weasley ikizleri Flich'ten almış." Sirius haritaya biraz daha göz gezdirip sırıttı.

"İstikamet Sümsükus!"dediğinde Remus elindeki haritayı aldı.

"Şuan okul yıllarımızda değiliz Sirius. Sümsükus şuan Profesör." Sirius omuz silkip haritayı geri aldı.

"Çok sevgili eski dostum Sümsükus'u görmek tabiki hakkım!" Ve haritaya bakarak Snape'in yürüdüğü koridora geldik.

"Burda ne yapıyorsun Black?" dedi tükürürcesine.

"Hiiç,"dedi Sirius haritayı kapatarak. "Sonuçta Hogwarts senin tapulu malın değil. Herneyse, ben sana bir şey göstericektim. Belki anlarsın diye." Snape ve ben kaşlarımızı kaldırıp Sirius'un Snape'e uzattığı Çapulcu haritasına baktık. Ne yapmaya çalışıyorsun be Sirius?

Snape, önce almıycakmış gibi baktı ama ne olduğunuda çok merak ediyor gibiydi. En sonunda haritayı aldı.

"Sırlarını açığa göster." dediğinde Remus ve Sirius gülmeye başlamıştı ama ben daha yeni anlıyordum.

"Mr Aylak, Profesör Snape'e selamlarını sunar ve anormal derecede büyük burnunu başkalarının işine sokmamasını rica eder. Mr Çatalak Mr Aylak'a katılmakla birlikte Profesör Snape'in çirkin bir rezil olduğunu eklemek ister. Mr Patiayak böyle bir budalanın Profesör olmasına hayret ettiğini belirtir." diye fısıldadı Snape.

"Griffindor'dan elli puan." dedi en sonunda. Remus ve Sirius'un gülümsemeleri solsada ben daha çok kahkaha atmaya başladım. Bedavadan elli puan gitti zaaaaa.

🍉

"Harry! Asanı verir misin?"

........

Gıcığım ben. İyi geceler.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now