Hasret Giderme Günü

3.8K 285 169
                                    

Yeni uyanmış gözlerimi ovuşturuyor hayatı sorguluyordum.

Aslında hayatım oldukça güzeldi. Yani hayatım hakkında birçok spoi yemiştim ama yapıcak bir şey yoktu.

Ayağı kalkıp üstüme örtülmüş örtüyü yere attım. Acaba pembe kurbağa nasıl kuduruyordur? Yanında olsam ona Qudur Quduz Qurba derdim.

Odaları tek tek gezdim. Herkes uyuyordu. Molly teyze gelip güzel haberler vermiş olmalıydı.

Harry'nin odasına girdim. İki yatak olan odada bir yatakta Ron uyuyor, diğerinde Harry depresif depresif gözlerini kapatmış uyuyor numarası yapıyordu. Uyumadığını biliyorum çünkü hayat kısa ve benim bir sürü spoim var.

Yavaşça Harry'e yaklaşıp yanına sokuldum. Hala uyuma numarası yapıyor gitmemi bekliyordu. Ama gitmeye hiç niyetim yoktu. Çocukluğumuz beraber geçmemiş olabilir Heri ama ablacığın hep yanında.

"Harry."diyip dürrttüm onu. "Uyumadığını biliyorum." Yavaşça bana doğru döndü. Açıkçası uykusuzluktan bi fena görünüyordu.

"Kalk hadi."dedim. "Pisikoloğun seninle konuşmak istiyor."

Gözlerini sokak kedim Abuzittin gibi açıp yataktan atladı. Bende saf saf napıyo bu salak diye aşağı baktım.

"Ne piskoloğu?"dedi dehşetle. "Delirdiğimi biliyordum."diye fısıldadı sonra. Kendiyle konuşuyor gibiydi.

" Saçmalama."diyip yataktan kalktım ve yanına gidip onuda ayağı kaldırdım.

"Salona gidiyoruz. Piskoloğun seni orda bekliyor. Aslında büyücüler ona başka bir adla sesleniyo olabilir ama konumuz bu değil. Hadi benle geliyorsun."dedim Ron'u uyandırmamak için parmaklarımın üzerinde yürüyerek. Hoş, zaten uyancak gibi değildi.

Salona vardığımızda Harry'i koltuğa yatırıp bir pisikolog edasıyla sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attım.

"Evet."dedim." Sorununuz neydi?"

Heri bana tip tip bakıp yattığı yerde oturur pozisyona geldi. Birine anlatmazsa çıldırıcak gibiydi.

"Boşver doktorculuk oynamayı."diyip yanına geçtim. "Gerçekten Harry, neyin var?"

Bir of çekip bağdaş kurdu koltukta.

"Aslında bana ne olduğunu bende bilmiyorum."dedi. "Mary, ben...ben aklımı kaçırıyorum galiba. Orada, Dumbledore'un odasında, Anahtarı almadan önce... Birkaç saniye orada yılan olduğumu hissettim. Dumbledore'a bakarken yara izim gerçekten acıdı. Ona saldırmak istedim!"

"Eh,"dedim. "O sırada yılanın zihninden tamamen çıkmadığın için olabilir. Ama gerçekten Harry... Ben senin yerinde olsam zihnimde yılan olsada olmasa da Damble dedeyi ısırırdım. Bu aralar gerçekten çok gıcık. Banada sanada sanki yokmuşuz gibi davranıyor ve ben görmezden gelinmekten nefret ederim. Herneyse."diyip elimi salladım.

"Şimdi sana bir şeyler anlatıcam. Dumbledore'un duyarsa beni öldüreceği şeyler ama banane canım. Anlatıcam." derin bir nefes alıp gözlerimi Harry'e diktim.

"Bak. Bu gece olanlar senin suçun değildi ama... Bak şimdi bunu duyunca panikleyip kendine zarar vermeni istemiyorum ama içine Voldi kaçtı."

"Ne!?"

"Şey sanırım daha açıklayıcı olmalıyım. Şimdi, sen daha bir bebekken -tabi o zaman bende bebektim- Voldemort salağı seni camdan atmak yerine AVADA atınca anamın yapmış olduğu sevgili büyü seni korudu.- Aslında seni koruyan birazda bendim ama konumuz bu değil. - Aranızda bir bağ oluştu. Aslında benlede oluşması gerekiyordu ama garip bir şekilde voldinin beyin sinyalleri benden uzak duruyor."

İkiz-(HARRY POTTER)-Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu