"Sütünü helal etme!" dedim anneme. "Eğer Çin kaşarını baloya davet ederse sütünü helal etme." Annem yüzüme tip tip baktı.
"Neyi mi ,neyi mi?"
"Sütünü."
"Benim hiç sütüm olmadı ki."
"Banane, annesi değil misin? Deki 'Ginny gibi bir gelinim olsa keşke.' Sonra Çin kaşarını göster ve deki.' Çin kaşarına bak! Eğer onu baloya davet edersen sütümü helal etmem!' " annem yüzüme bön bön bakıp aklına bir şey gelmiş gibi elindeki kitapla kafama vurdu.
"Anneye emir verilmez! Ama yinede iyi fikirmiş." dedi. Omuz silkip yanından kalktım ve Harry'nin yanına gittim.
"Eee,"dedim." Kimi davet ediceksin?" Sıkıntılı bir şekilde yüzüme baktı.
"Sürü halinde mi dolaşmak zorundalar? Bu şekilde Nasıl yalnız yakalayıp sorucaksın ki?"
"Kement atmaya ne dersin?"dedim sırıtarak. "Hem kimle gitmek istediğini söylememeye çalışma çünkü biliyorum. Ama senin bir kızın var diyil mi? O Çin kaşarıyla gitmene hayatta izin vermez." Yüzüme bakarak somurtmaya başladı.
"Annesi Cho diyil yani? Hem ona Çin kaşarı deme."
"Sen harbi salaksın Harry. Lily'nin o Çin kaşarına benzer bir hali mi var? Neyse, sen kimi davet etsen kabul eder zaten. Bence Ginny'i davet et."
"Cho'yu davet edicem." dediğinde annemi işaret ettim.
"Annem sütünü helal etmezmiş. Hem Çin kaşarı senden bir yaş büyük! Boyuda senden uzun. Bence hiç yakışmıyorsunuz. Hiç güzel değil ve Quiddich'te çok kötü, sandığın kadarsa popülerde değil." şüpheyle bana baktı.
"Aklımı mı okuyorsun sen?" dedi. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp bana sırıtan ve el sallayan erkekleri gösterdim.
"Sanki ben onları davet etçem! Şunlara bak, sabahtan beri sadece on kişi teklif etti!" diyip ofladığımda Harry şok olmuş şekilde bana baktı.
"On kişi mi?! "dedi."Ve hiç birini kabul etmedin mi?! Herhalde rekor kırmaya çalışıyorsun."
"Tanımadığım kişilerle gidip rezil mi olıyım? Dans edemiyorum zaten. Kesin gittiğim kişinin ayaklarını parçalıycam. Neyse sen beni boş ver, Ginny'i davet et. Eminim çok sevinip kabul edicektir. Cho ve diğer kızlar sen ünlü olduğun için kabul ederler ama Ginny öyle değil. Hem çok iyi Quiddich oynuyo, bir düşün derim."
🐍
"Naber Dreyko?" dediğimde Dreyko kafasını Biçim Değiştirme ödevinden kaldırdı.
"Beni sağır ettikten sonra gelip 'Naber Dreyko' demen çok ironik." dediğinde bir sandalye çekerek karşısına oturdum.
"Tamam, biraz abartmış olabilirim." Kaşlarını kaldırdığında neyse anlamında elimi salladım.
"Yani o kadar ses kulağına fazla gelmiş olabilir. Üzgünüm." diyip telefonumun video çekme tuşuna bastım.
"Barış ilan edelim mi?"
Yapabileceklerimi kafasında tarttıktan sonra teklifim mantıklı gelmiş olucakki kabul etti.
"Evet, artık arkadaşız. Söyle bakalım baloya kiminle gidicen? Lütfen Pansy deme."
"Pansy." dedi hiç düşünmeden. Ona bakıp gözlerimi devirdim.
"Niye Hermione'yle gitmiyorsun?" söylediğim şey imkansızmışçasına gözlerini büyüttü.
"Hani şu bulanık olanı mı diyorsun?" dedi yüzünü buruşturarak. Omzuna bir yumruk geçirdim.
