UMBRIDGESIZ GUNLER

3.6K 280 183
                                    

Mr Weasley'i ziyaret etmiş kapının önünde çok gizli konular konuşan "yetişkinleri" bekliyorduk.

"İyi,"dedi Fred kaşlarını kaldırarak."tamam o zaman. Aman bize bir şey söylemeyin."dedi ceplerini karıştırarak.

"Bunları mı arıyorsun?"dedi George, ten rengi bir sicim yığınına benzeyen bir şeyi uzatarak.

"Zihnimi okudun,"diye sırıtı Fred. "Bakalım St Mungo'da koğuş kapılarına Sarsılmaz büyüsü yapıyorlar mı, ha?"

O ve George sicimin düğümünü çözdüler ve yedi ayrı uzayan kulağı birbirinden ayırdılar. Ve dağıttılar. Bitanesini alıp kulağıma taktım. Hep bunu yapmak istemişimdir.

"Hadi, başla!diye fısıldadı Fred.

Ten rengi sicimler uzun, sıska solucanlar gibi kıvrıldılar. Ve kapının altından yılan misali geçtiler.

"...bütün o bölgeyi aradılar, ama yılanı hiçbir yerde bulamadılar. Sana saldırdıktandan sonra yok olmuşlardır benziyor, Arthur... ama Kim-olduğunu-bilirsin bir yılanın içeri girebileceğini sanmıyordu herhalde, değil mi?"

"Sanırım onu gözcü olarak gönderdi,"diye homurdandı Moody," çünkü şimdiye kadar şansı yaver gitmedi ha? Yok, bence neyle karşı karşıya olduğu hakkında daha iyi bir fikir edinmeye çalışıyor. Ve eğer Arthur orda olmasaydı, hayvanın etrafa bakınmak için daha fazla vakti olacaktı. Demek Potter hepsini gördüğünü söylüyor,öyle mi? Hemde yanında kız Potter'da varmış? O kız bunu nasıl başarmış yani Harry orda olanları gördü değil mi?"

Yanımdaki yüzler hızla bana döndüğünde sırıtıp meslek sırrı diye ağzımı oynattım.

"Evet," dedi Mrs Weasley. Sesinde hayli gergin bir ton vardı. "Biliyor musunuz, Dumbledore Harry'nin böyle bir şey görmesini bekliyormuş sanki. Mary hakkında hiçbir fikrim yok ya neyse."

Hergün rüyalarına girerim farketmezler. Şimdi amba büyüttüler.

"Eh, evet,"dedi Moody." o Potter denen çocuklarda tuhaf bir şeyler var. Hepimiz biliyoruz bunu."

"Bu sabah Dumbledore'la konuştuğumda onun için endişeleniyor gibiydi." diye fısıldadı Mrs Weasley.

"Tabi kaygılanacak." diye homurdandı Moody. "Oğlan ismi lazım değil'in yılanının içinden bir şeyler görüyor. Besbelli Potter bunun ne anlama geldiğini anlamıyor ama, ismi lazım değil onu ele-"

O an sicimi kulağımdan çıkardım ve çocukların gerçek tepkilerine merakla baktım.  Harry de sicimi çıkardı. Yüzü benbeyaz kesilmiş. Titriyordu. Diğerleriyse gözlerini ona dikmişti. Sicimler hala kulaklarından sarkıyordu ve korkmuş gibi bir halleri vardı.

Ayağa kalkıp Harry'i elinden tuttuğum gibi bir kolonun arkasına çektim.

"Sen Voldemort'un zihnine girdin."dedim. Onu sarsarak. "O seninkine değil. Seni ele geçirmedi, sen onu ele geçirdin. Sabah o kadar şey anlattım. Boşuna mıydı ,ha? Ve ben ordaydım çünkü rüyalara girebiliyorum ve o anda gördüğün gerçek olsada bir rüyaydı tamam mı? Sana bunu söylemiştim ama inanmamıştin umarım artık inanırsın. Ve bir şey daha Harry, kendini. yılan.sanmaktan. vazgeç. Yılan olan Godric sen değil. Kimse bunu senin yaptığını düşünmüyor."

Ve o an Godric'i Hogwarts'ta unuttuğun kafama dank etti. Acaba stalkçı yılanım ifşa sayfasının sahibini bulmuş muydu? İşte asıl gizem.

Diğerlerinin yanına döndük.

O sırada telefonum çalmaya başladı. Çalan müziği dinlemek için açmadığımda Hermione bu şarkı sinirlerine dokunuyormuş gibi iç çekip telefonumu açtı.

İkiz-(HARRY POTTER)-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora