Tatil Bittiği İçin Yazdığım Bölüm.

3.6K 292 286
                                    

Avize şükrüyeden not: BİR DAHA GÖRÜŞECEZ. DÖNÜŞÜM MUHTEŞEM OLACAK.

🍟

Okula geldiğimizde kapıdaki Sneyp sert yüzüyle bizi karşıladı.

"Sen Potter!" dedi bana pis pis bakarak. "Müdürün yanına gidiyorsun. Siz ikiniz, benimle geliyorsunuz."diye devam ettirdi konuşmasını.

Yanlarından ayrıdım ve kollarımı kavuşturup Dumble dedenin odasına doğru ilerledim. Ayaklarım hala çıplaktı ve mermerin üstünde şlap sesleri çıkarıyordu.

Kapıyı tıklatıp Dumble dedenin ofisine girdim. Müdür dede, masasında oturuyor örgü modelleriyle ilgili bir dergi okuyordu.

"Otur bakalım Mary." dedi yarım ay gözlüklerinin üstünden bana bakarak.
Masasının yanındaki sandalyeye oturup sırtımdaki çantayı kucağıma aldım.

"Kehaneti Voldemort'a verdin mi?"diye sordu şakkadanak konuya girerek.

"Şeyy...yani evet verdim. Ama kendi kehanetimi verdim. Harry'ninki bende." dedikten sonra çantamdan küreyi çıkarıp Dumbledore'a uzattım.
Elimden alıp çekmecesinin içine koydu.

"Senin kehanetin mi vardı?"diye sordu.

Ellerini birbirine kenetleyip çenesinin altına koydu. Ve bana meraklı gözlerle baktı.

Dumble dede her şeyi bilecek diye bir şey yokmuş demek ki.

"Büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük ninemin yaptığı kehanet. İnanın ki onu dinledim ve o... ne bileyim çok abartılmış. Sanki düşmanlarını korkutmak için söylenmiş gibi. Hatta direk öyle bence. Neyse en azından Voldi biraz korkar benden. Yada korkmaz ve kendi kaybeder." diyip omuz silktim.

Dumbledore daha da meraklanmışa benziyordu. Yada sıkıntıdan uğraşacak bir şey arıyordu.

"Kehanetin ne dediğini bana söyleyebilir misin Mary?" diye sordu gözlerini bana kitliyerek.

Odadaki tabloları detaylıca inceledikten sonra kuaföre gitmişken kestirdiğim kahkülümü geriye attım. Çünkü bunaltı geldi.

"Hatırlamıyorum. Kafiyeli bir şeyler falan söyledi. Ama şu Merlin'e sorabilirsiniz. Eminim ezbere biliyordur." dediğimde Dumbledore kaşlarını kaldırarak bana baktı.

"Tamam. Biraz hatırlıyorum."dedim yarısı çantama dökülmüş suyu asık bir suratla çantamdan çıkarırken.

Fiilimsiler olmasa ne yapardım ben?

"Bilmem kaçıncı kuşağın bilmem kaçıncı kolundan olan Morgana'nın bilmem kaçıncı kız torunu. Ki bu ben oluyorum. Onun bütün güçlerine sahip olup onunla aynı yolu seçecek falan. Öyle bir şeyler." deyip elimi umursamazca salladım. "Ama ben onun çoğu gücüne sahip değilim. Hem kötülük göreceli bir kavramdır. Belki gerçekten kötüyümdür."diyip omuz silktim.

Mesela ikinci sınıflar için kötü olmam oldukça mümkün. Eminim hepsi benden nefret ediyordur.

Bu da başka bir hikaye...

"Bu kehaneti söyleyenin kim olduğunu biliyor musun?"diye sordu Gumball dede.

"Morgana'nın kendisi."diyip nefesimi dışarı verdim. "Kendinden üçüncü ağızda bahsetmesi komik."

Dumbledore kafasını aşağı yukarı sallayıp örgü dergisini yeniden eline aldı.

"Gidebilirsin Mary. Ama bir daha böyle bir şey olursa bana söyle. Bu yaptığın çok tehlikeliydi."dedi ve gülümsedi.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now