Dumbledore beni zorla uyandırmış ve Cedric'e beni bırakmasını söylemişti. Çünkü ayakta uyuyor ve habire bir yere çarpıyordum.
Cedric koluma girip beni merdivenlerde sürüklemeye başladı.
"Eee... Nasıl koydun adını?" uykulu uykulu Cedric'e baktım. Uykulu oluşumdan yararlanıp ağzımdan laf almaya çalışıyordu.
"Çok basit..." dediğimde gözlerini kocaman açarak bana baktı. Bu kadar basit olmasını veklemiyor gibiydi.
"Parşomeni uçurarak kadehin içine gönderdim. Hani kağıtların yaşı olmaz ya. Bende o kadar işsizdimki gecenin bi vakti uykumun en güzel kısmını bölüp merdivenlerden düşe kalka çıkarak büyük salona girdim. Sonra asamı unuttuğumu farkedip yine aşağı inip yine yukarıya çıktım. Sonra wingardium leviosa dedim ve paerşomen uçarak kadehe girdi. Işsizim ben çünkü."
"Dalga geçiyorsun diyil mi?"dedi yüzüme ifadesiz ifadesiz bakarken.
"Hayır ciddiyim. Canıma susadım ben çünkü. Dedim ki illa ölmem lazım. Hem voldide bir Potter'dan kurtulur. Aman bırak ben kendim giderim." diyip kolumu çektim ve üç basamak ötemizdeki ortak salona girdim.
Slytherin ortak salonuna girdiğimde herkes beni alkışlamış, tebrik etmiş ve elimi sıkmıştı. O sırada Dumble'ın zoruyla uyandığım için gözleim kapalıydı. Ama slytherin'i seviyordum. Ve onlarda hile yaptığımı düşünselerde yarışıcak olanın Slytherin oluşu onları slievindiriyordu.
Yatakhaneye gittiğimde Hex ve Caty kolumdan çekerek beni yatağa oturttular. Caty elindeki nutella poşetimi tehditvari bir şekilde salladı.
"Adını kadehe koydun mu?" dedi Hex. Kafamı sağa sola salladığımda Caty yüzüme doğru eğilip kapalı gözlerime baktı. Görüyordum çünkü azıcık açıktı.
"Yemin et." dedi Caty. Ona bakıp nutelllalarımı almaya çalışmaya çalıştım ama Hex omzumdan bastırarak geri oturttu.
"Yemin ederm." gözlerini kısarak bana baktı Caty.
"Önemli bir şeyin üstüne."dediğinda omuz silkip esnedim.
"Nutella'lar tükensin. Ben atmadım."
Caty gülümseyip yanıma Hex'te öbür yanıma oturdu. Bütün gece beni uyutmadılar ve ismimi kimin atmış olabileceğine kafa patlattık. Tabii ben biliyodumda nyse.
***
Kimse dandik Potter diye bir şey takmamıştı. Hatta slytherin'deki bir kaç Cedric aşığı kız haricinde bütün Sly beni tutuyordu.
İksir dersindeydik. Annem Snape'e özlemle bakıyordu ve bu sinirimi bozuyordu. Snape'te anneme baktı tanımış gibiydi ama emin olamıyor gibi bir hali vardı. Tam Snape annemin gözüne bakıp zihinfen yapıcaktı ki kapı açıldı. Gelen Colin'di.
"İzninizle, efendim, Mary Potter'ı yukarıya götürmem gerekiyor." Snape kanca burnunun üzerinden Colin'e dik dik baktı. Colin'in hevesli yüzünde gülümseme kayboldu.
"Potter'ın iksir dersinin bitmesine daha bir saat var" dedi soğuk soğuk." Ders bitince yukarı gelir."
Colin hafifçe kızardığında ben çoktan yakıcı bir maddeye benzeyen bozuk iksiri arkamdaki Harry'nin üstüne dökmüştüm.
"Aaaaaaaaaaa" diye bağırdı Harry ve yerinde zıplamaya başladı.
Always man sinirle bize baktı.
"Potterlar! Kaybolun gözümün önünden!" diye bağırdığında Lily'de kalktı ama onu geri oturttum.
Harry'nin yanmışkoluna üflüyerek onu sürükledim ve zindandan çıkarttım.
