Tavus kuşu

3.4K 265 97
                                    

Yere oturup bağdaş kurdum ve gözlerimle ıssız, soğuk koridoru süzdüm. Burayı seviyordum. Kendi dünyamda gibiydim.

Kapılar beni çağırıyor gel içime gir diyorlardı. Ama rüya görecek kadar bile halim yoktu. Harry'nin kapısına bir bakış attıktan sonra gözlerimi bilekliğime çevirdim.

Acaba gidip Harry'e bunun bir rüya olduğunu söylesem ve onu başkalarının rüyalarına soksam nolur?

Ah... Denemekten zarar gelmez.

Ayağa kalkıp üstünde yara izleri olan kapıya yaklaştım ve çalmadan içeri girdim. Zaten çalmam gerekseydi kapı kilitli olurdu.

Harry hızla esrar dairesinde yürüyordu. Çok acalesi var gibi sanki o kapıyı açmasa ölecek gibi. Açarsa ölüceğini bildiğimden Bezbebek dizisindeki Nana gibi elime üfledim. Tek farkım yüzüğümün olmamasıydı.

Rüya değişti. Esrar dairesinin yerini stadyum aldı. Deli gibi tezahurat yapan insanların arasından geçmeye çalışırken bilinç altımı neyle beslediğimi sorguladım.

Yani bilinç altıma bakanın birdaha benle konuşucağını sanmıyorum.

Harry'nin yanına geldiğimde onu kolundan çekip stadyumun dışına sürükledim. O kendini neyin sürüklediğini anlamamış gibi tezahurat yapıyordu.

Hani olur ya rüyalarda. Ne olduğunu anlamazsın ama hissedersin falan öyle bir şey.

"Harry."dedim saçını çekerek.

"Ah." dedi ve kafasını ovuşturup bana baktı.

"Mary, sende mi buradaydın?"dedi şaşırmış gibi.

"Şey."dedim yanıma bir bank çağırarak. "Aslında şuan yatağında uyuyorsun Harry. Yani şuan hiçbir yerde değiliz." dedim. Bana tip tip bakan Harry'e omuz attım.

"Bana öyle bakma. Rüya görüyorsun işte. Hatırlarsan en son Hogwartstaydın. Ne ara buraya geleceksin ki?"

"Aaa,"dedi etrağfına bakarak."doğru."

"Hadi gidelim. Sana muhteşem yeteneğimle etrağfı gezdirecem. Değerimi bil bak. Voldinin tarafına geçsem senin rüyalarına musallat olmam falan gerekirdi. Senin tarafında olduğuma şükret."

Elindeki koca eli yere attı.

"Ego kasma Mary."dedi etrağfını incelerken. "Uçabilir miyim ki?"dedi en sonunda kafasını bana çevirerek.

Kaşlarımı kaldırıp ciddi misin der gibi baktım.

"Hayır."dedim tek kelimeyle. Ve önden giderek karşımdaki kapıyı açtım. Harry bir bana bir kapıya baktıktan sonra hayretler içinde kalmış gibi dondu kaldı.

"Ben bu kapıyı daha önce nasıl farketmedim!" dedi kafasını dışarı çıkarmadan önce.

"Çünkü sen ben değilsin."dedim muzipçe sırıtarak. Ve onu arkasından ittirdim.

"Heey!"diye bağırdı. Bende kapıdan çıktıktan sonra kapı kapandı ve önünde bir kilit belirdi.

"Bu kilidi sen mi koydun?" dedim yerden kalkmış kapıların hepsine teker teker deymeye çalışıyordu.

"Ben kilit koymayı nerden bileyim? Bu çok gizzzzze-ah!"dedi kapımın kulbundan elini hızla çekerek.

"Burda niye Godric var? Bu kapının kafasında neden taç var? Godric neden beni ısırdı? Burası neden bu kadar soğuk? Ölücek miyim?" diye soruları sıralayan Harry'e göz devirdim.

"Kapımdan içeri girmeye çalıştığın için ısırdı ve hayır ölmiyceksin."dedim Harry'i Godric'in yanından çekerek."Aslında burası soğuk değil. Büyük ihtimalle yatağından düştün ve üstün açıldı. Neyse hadi birinin rüyasına girelim."dedim kapılara göz atarken.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now