Bölüm 79/🤴👸🐉

9.6K 1.1K 81
                                    

Uyuyamıyordum. Ares'in düzenli nefesleri devam ederken çoktan uykuya daldığını biliyordum. Sanırım neredeyse bütün gün uyuduğum için uykum bir türlü gelmiyordu. Ares'in yanından ayrılmak istemesemde içimdeki sıkıntıyı bir türlü atamıyordum. Yavaşça yanından kalktığımda uyanmamasını diliyerek üstüme siyah pelerinimi giydim. Kütüphaneye gitmek istiyordum.

Odadan yavaş adımlarla ayrılıp, koridora çıktım. Merdivenlere yönelip en üst katta olan kütüphaneye doğru ilerledim. Son basamakları çıkarken nefesim daralmıştı. Kendimi toplayıp birkaç adım daha attım. Yanan meşalelerin ışığında koridorun sonunda ki büyük kütüphaneye girdim.

Kapılar benim için açılırken, direkt Ares'in kendi Krallığından getirdiği, başka bir rafa ayırdığım kitaplara yöneldim. En üstte Ares'in çevirisini yaptığı alfabeyi ezberlemeye başladım. Helen alfabesini bildiğim için beni çok zorlamadı. Karşılığı gelen harfleri bildiğim dilde ki alfabeye uyarlamaya başladığımda kelimeler daha anlamlı gelmeye başlamıştı. Okumayı sevmemin de bir katkısı olmuştu, hızlı bir şekilde öğreniyordum.

Alfabeyi tamamen öğrendikten sonra kitaplara geçtim. Yemek salonuna Ares'in getirdiği kitapla başladım. Okudukça, okuyor daha çok bilgiye ulaşmak istiyordum. Yeni öğrendiğim bilgilerle, elimi karnıma koydum. Ölümsüz bir bebek dünyaya getirecektim. Bu benim için mutluluk verici olsada ölümlü olduğumu hatırlamak acıydı. Onunla yeterince güzel vakit geçirmek istiyordum. Güzel anılar, hatıralar bırakmak. En azından her zaman yanında olacak bir babası olacaktı. Ares tam anlamıyla bebeğimizi sahiplenmişti. Ona benden sonra da iyi bakacaktı.

Pencereden dışarıya baktığımda gün aydınlanmaya başlamıştı. Ay, geceyi beraberinde götürüp konuk ederken, güneş tüm ihtişamıyla ev sahibi olduğunu belli ediyordu. Saatlerdir oturduğum sandalyeden kalkıp, bedenimi esnettim. Artık uykum gelmeye başlamıştı, kitapları aldığım yerlerine bıraktım. Geldiğim gibi sessizce kütüphaneden çıkıp, odaya geri döndüm. Ares bıraktığım gibi uyurken pelerinimi çıkartıp, kenara koydum. Yatağın içine girdiğimde beni hissetmiş gibi tekrar kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Gözlerimi kapatıp, derin bir nefes alıp uykuya daldım.

"Gül" diyen Ares'in sesiyle uyanmamak için diğer tarafa döndüm. Halen uykum vardı, sabaha karşı uyumuştum.

"Madem uyanmıyorsun, o zaman başka çare kalmadı." Çocuk gibi az sonra yapacağı yaramazlığa mazeret arayan bir ses tonu vardı.

"Uykumuz var bebeğimle." Kaşlarım çatılırken mırıldandım.

Başka ses gelmeyince bizi rahat bıraktığını düşündüm. Yerimde rahatça yayılıp, kendimi yine uykunun tatlı kollarına bırakıyordum ki ensemde hissettiğim nefesle gözlerim tamamen açıldı. Eli dün geceki gibi karnımda gezerken aniden yataktan kalktım. Ares yüzünde yaramaz bir sırıtışla bana bakıyorken gözlerimi kıstım.

"Çok kötüsün." Yataktan kalkarken uykum tamamen açılmıştı.

"Bana bilmediğim bir şeyi söyle küçük kız." Arkamı dönüp gözlerine baktığımda gözgöze geldik, yataktan kalmıştı. Bana böyle hitap etmesini bile özlemiştim.

"Neden bana küçük kız diyorsun?" Bunun cevabını gerçekten merak ediyordum. Özellikle yakın olduğumuz zamanlar da daha çok söylüyordu.

"Çünkü her kadının içinde küçük bir kız çocuğu var. Sevgi, ilgi ve şevkat bekleyen. Senin içinde ki o kız çocuğuna hayranım ben. Her şeye rağmen bu kadar güçlü durduğu, başını asla eğmediği için." Ares ciddi bir şekilde nedenini açıkladığında yutkundum. Benim içimde ki o kız çocuğu halen yaşıyordu.

Birkaç adım atıp Ares'in karşısında duyduğumda beklemeden sarıldım ona. Ellerim belinin iki yanında yerini alırken, başımı göğsüne yasladım.
İnsanlar değişirdi, Ares değişmişti. Daha iyi biri olmaya çalışıyordu, bizim için çabalıyordu. Beni göğsüne saklamak ister gibi sararken kokusunu içime çektim. İsle karışık yanık kokusu iblise yakışan türdendi. Yakıyordu.

"Kahvaltı için bekliyorlardır. Diğer odaya geçiyorum elbiselerim orada zaten" dedim yavaşça geriye çekilirken. Ares başını salladı beni onaylayarak.

"Tamam, üst kattaki çiçek serasında kahvaltı."

Ares odadan çıkınca bende kendi odama doğru ilerledim. Gerçi Ares'le kalacak gibiydim bundan sonra beni tek başıma bırakmazdı. Odaya girdiğimde dolabı açtım. Elime gelen askıdaki ilk elbiseyi çıkarttım. Gayet hoş ve sade görünen elbiseyi yatağın üstüne bıraktım. Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı tarayıp açık bıraktım.

 Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı tarayıp açık bıraktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hazır olduğumda derin bir nefes aldım ve odadan çıktım. Ares beni kapının önünde bekliyordu. Beni gördüğünde baştan aşağıya süzdü. Gözlerinde ki o aşk dolu ifade kalbimi titretti. Çok güzel bakıyordu. İki adım atıp önümde durduğunda elimi tutup öne doğru eğilip gözlerime bakarken zarifçe öptü. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken elimi bıraktı ve karşımda durdu.

"Benimle evlenir misin küçük kız?"

Devam edecek...

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now