Bölüm 85/🤴👸🐉

9.9K 1.2K 165
                                    

Ağrımaya başlayan ayaklarımdaki ayakkabıları çıkartıp kenara koydum. Rahatlarken, yumuşacık halıya bastım. Çok yorulmuştum, bu Kraliyet düğünleri çok gürültülü oluyordu. O masa senin bu masa benim dolaşıp durmuştuk bütün gece. Ares'in baba tarafından hiçbir akrabası davetli değildi Arel dışında bu yüzden anne tarafından olan iblis akrabalarıyla tanışmıştım. Gerçi onlarda bir elin parmaklarını geçmezdi. Dayısı, kuzeni ve uzaktan birkaç akraba dışında pek kimse yoktu. Geriye kalanlar diğer Krallıklardan gelen Ares'in işbirliği yaptığı soylulardı. Resmî tören gibi bir şey olduğu için klas klas takılmıştık bütün gece boyunca.

"Çok mu yoruldun?" Ares başını bana doğru çevirirken masanın üstünde duran kağıtları inceliyordu. Kitaplardan önemli bulduğum yerleri not alıyordum. Bebeğim hakkında bilmediğim çok fazla şey vardı.

"En son üstünde çingene pembesi olan ve gözlerine kertenkele pulu yapıştırdığına emin olduğum bir kadın, beni iblislerin ne kadar yüce olduğu konusunda çektiği vaazla öldürmek üzereydi. Sanırım gecenin en komik yanı ayağında yılan derisi olduğuna dair şüphelerim olan ayakkabısıyla bir başka saraydan gelen adını bilmediğim kadının ayakkabı değilde yılan olduğunu sanıp çığlık atmadıydı. O anki yüz ifadeleri o kadar komikti ki sanırım bütün gece bunu hatırlayıp ayakta kaldım."

Ares bana far görmüş tavşan gibi bakarken kahkaha attım. Ne dediğimi ben bile anlamamıştım, normaldi. Başını iki yana sallayıp, bana doğru adımladı. Gelinliğin arkasındaki düğmeleri teker teker açtıktan sonra alev gibi yanan parmakları çıplak tenime değdi. Boynuma dudaklarını bastırıp geri çekildi.

"Sen üstünü giyin." Sessizce fısıldayıp, yanımdan geçeceği zaman kolundan tuttum.

"Bebeğimiz şu an derin bir uykuda." Uykuya geçtiği zamanı hissediyordum, bu garipti sanırım. Aslında uyanık olduğu zamanlar sürekli hareket halinde olduğu için kendini belli ediyordu.

"Bu bir teklif mi?" Yaramaz parıltılar geçerken gözlerinden omuz silktim.

"Belki."

Ares elini yüzüme koyup, dudaklarıma yaklaştığında gülümsedim. Düğün gecemizdi sonuçta. Gelinlik üstümden düşerken bütün hücrelerime işleyen yakıcı bir tutkuyla karşılık verdiğim aşık olduğum adama.

...

Sabah yüzüme vuran güneşin parlaklığıyla gözlerimi yavaşça açtım. Yatağın içinde yavaşça doğrulduğumda banyonun kapısı açıldı. Ares ıslak saçları ve yeni giydiği belli olan yakaları nemden parlayan siyah gömleğiyle içeriye girdi. Saçlarını eliyle karıştırdığında çok karizmatik duruyordu. Bana doğru yaklaşıp dudağıma ufak bir öpücük bırakıp yatağın diğer tarafına geçip oturdu. Göğsüne beni yaslandığında derin bir nefes aldım. Bu his muhteşemdi.

"Bebeğimize bir isim düşündün mü?" Ares'in sorusuyla bir süre öylece kaldım, sanırım düşünmemiştim.

"Sen düşündüm galiba?" Sorduğuna göre düşünmüştü.

"Arin, kulağa nasıl geliyor?" Tek kaşımı kaldırıp bana baktığında tekrar etim.

"Arin. Aslında güzel geliyor, beğendim. Anlamı var mı?" Gülümseyerek merakla Ares'e baktım. Gerçekten sevmiştim bu ismi.

"Arin, ateşten olan demek. Hem erkek hem de kız ismiyle uyumlu. Yani cinsiyet fark etmeksizin konulabilir." Omuz silkip cevap verdiğinde güldüm.

"Gidip iki cinsiyete de uyacak isim buldun ha? Ateşten olan demek sanırım bunu daha çok sevdim. Sonuçta babası ateşin ta kendisi. O zaman bebeğimizin ismi belli oldu. Sevdin mi Arin?" Elimi karnıma koyduğumda tam altında hissettiğim baskıyla cevabımı almıştım.

"Sevmiş mi?" Ares'te merakla elimi tuttuğunda başımı salladım.

"Sevmiş."

Düğün sabahımız olsada halen sarayda misafir olan davetliler vardı. Ares gidecekleri yolcu etmek için odadan ayrıldığında banyoya yöneldim. Güzel bir duşun ardından rahat bir elbise giydim. Karnım gün geçtikçe daha çok belli oluyordu. Şu an üç aylık olsa bile beş aylık bir bebek taşıyor gibiydim. Ares'in benim için özellikle büyülediği gelinlikte karnım dün gece dümdüz durmuştu. Gelecekte birçok kadın servet ödemeye hazırdı, böyle bir etkiye sahip olmak için.

Saçlarımı tarayıp, en kolay yoldan ördüm ve belime doğru arkaya attım. Tamamen hazır olduğumda odanın kapısını açtım. İki kız beni bekliyordu. Onlara hafifçe gülümsedim, reverans yaptıklarında. Kahvaltı için yemek salonuna doğru ilerlediğimde sarayda beni gören herkes hafifçe eğiliyordu. Sanırım buna alışmam zor olacaktı. Kulede uzun zamandır Ares'le birlikte kalınca onun bir Kral olacağını pek umursamamıştım. Şimdiyse bu Krallığın Kraliçesi ve gelecekteki varisini taşıyordum. Ama sadece istediğim tek bir şey vardı.

Bebeğimin büyüdüğünü, yetişkin biri olduğunu görene kadar hayatta kalmak.

Yavaş yavaş sona geliyoruz artık.

Son 15 Bölüm.

Tahiminimce 2/3 hafta içinde finali vermiş oluruz.

Modern Zaman Prensesi bittiğinde bu kitaptan bağımsız olarak yine Fantastik bir kurgu yazacağım. Bölümler yine böyle kısa ama sık aralıklarla gelecek. Duyurusunu finalden sonra yapacağım.

Deein_Deniz Beni takip edebilir, kitap duyurularını bildirim olarak alabilirsiniz.

Şu ana kadar oy vermediyseniz, lütfen Emeğe Saygı için oy verin.

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now