Bölüm 3/🤴👸🐉

24.6K 2.2K 324
                                    

Kendi kılıcını da aldıktan sonra beraber geldiğimiz gizli kapı yerine odanın içinde bulunan gösterişli iki kanadı olan kapıdan çıktık. Ellerimiz yine buluşurken koşar adım ilerliyorduk. Nefesim kesilsede pes etmeden devam ettim. Biraz sonra büyük bir kale kapısına gelmiştik. Yüzümde bir gülümseme oluşurken buradan çıkacağımız için heyecanlanmıştım.

"Arkama geç Rose!" dediğinde Archie beni eliyle arkasına saklamıştı hızlıca.

Karşımıza baktığımda gözlerim büyürken, şaşkınlıktan nefes alamaz hale geldim. Gördüğüm şey devasa büyüklükte yedi başlı bir yılandı. Her baştan yükselen 'tısss' sesleri aklımı tamamen yitirmeme neden olabilirdi. Archie'nin gerilen bedeninin arkasında ona yaslanmıştım.

"Buradan çıkış yok!" diye gürledi ortada duran büyük yılan kafası. İblis karşımızda duruyordu.

"Öyle mi? Hadi görelim var mı yok mu?" diyen Archie elimi bırakıp hızla yedi başlı yılana koşmaya başladı.

Kılıcını savurunca yılanın kafası hemen önüme düştü. Diğer kardeşleri çok kızmış olacak ki hep birlikte saldırmaya karar verdiler. Elimdeki kılıcı sıkıca tuttum ve içimdeki sese güvendim.

Yapabilirsin Rose.

Bende koşarak yılan başının üstüne basarak atladım ve yüzyıllardır eşim olan adama katıldım. Elimizdeki metalin, yumuşak dokuya vuruş sesleri ile birlikte ortada büyük bir kan ve doku birikintisi oluşmuştu. Bileğimdeki keskin acıyla elimdeki kılıç düştü. Archie'ye baktığım da büyük bir güçle savaşmaya devam ediyordu.

Zehir bileğimden bütün vücuduma yayılmaya başlarken keskin bir acı bütün bedenimi kapladı. Yılan bana daha çok yaklaşıp keskin dişlerini bir kez daha gösterdiğinde sağlam olan elimle kılıcımı kavradım. Ağzı açık olan yılanın üst tarafına soktuğum kılıç burun deliklerinden çıktı. Kılıcı geri çekerken yılanın başı üstüme devrilmek üzereydi.

Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım ki üstümdeki hareketlilik ile hemen açtım. Archie yılanın kafasını bütün gücüyle tutuyordu.

"Kaç Rose" dedi kısık sesiyle.

Hemen yerimden kalktım ama kaçmaya niyetim yoktu. Elimdeki kılıcı yılanın büyük dişlerinden birine sapladım. Archie'nin kolundan tuttuğum gibi yere eğildim. Başı üstümüze devrilirken bize bir metre gibi bir açıklık bırakmıştı.

"Bitti sevgilim" dedi Archie beni kolumdan çekip o açıklıktan çıktığımızda.

"Seni hatırlıyorum"

Dudaklarımdan dökülen kelimeler ile bütün yaşadıklarımız büyük bir istila ile beynime işlenmeye başlamıştı. Prens Archie; benim büyük bir aşkla bağlı olduğum kocam. Düğün günümüzde beni şevkatle öperken bir büyücünün lanetini tamamladığını bile bilmiyordu. Kalbimdeki boşluk aşkı ile dolarken tebessüm ettim. Kollarına yığıldığımda
Archie'nin gülen gözleri soldu.

"Rose, sevgilim"

"En azından seni hatırlayarak ölüyorum sevgilim" dedim yanağımdan süzülen yaşlarla. Buruk bir gülümseme vardı dudaklarımda.

"Hayır hayır böyle olmaması gerekiyordu. Biz her şeye daha yeni başlayacaktık. Sana benzeyen bir kızımız olacaktı." diyen  Archie bana sıkıca sarılmıştı. Yüzüme değen yaşlarla onunda ağladığını anladım.

"Seni seviyorum Archie. Tüm hayatım boyunca yalnızca seni sevdim" dedim gözlerim kapanırken.

"Rose seni bulacağım ne kadar zaman geçerse geçsin seni tekrar bulacağım. Seni seviyorum"

Dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerim tamamen kapandı ve ruhumun kanıtlandığını hissettim.

"Gül" diyen sesle gözlerimi açtım. Oturduğum yerde derin nefesler aldım. Ne rüyaydı öyle!

"Acayip bir rüya gördüm" dedim yanımda oturan Sevde'ye.

"Hadi sonra anlatırsın. Konferans sona eriyor. Son katılımcı için o kadar bekledik. Adam alanının en iyisi" dediğin de oturduğum yerde doğruldum.

Üniversite son sınıf Arkeoloji bölümünü okuyordum ve bugün okulumuzda yapılan Konferans için toplanmıştık. Ünlü Tarih yazarları, Arkeologlar ve Profesöreler okulumuza bilgi vermek için gelmişlerdi. Bir ara gözlerimin kapandığını hissetmiştim ve sonra rüya içinde o kulede açmıştım.

Öyle gerçekçiydi ki halen kalbimdeki sızıyı hissediyor gibiydim. Archie ismi beynimde dönmeye başlarken ışıkların tekrar kapanmasıyla arkama yaslandım. Projeksiyon çalışmaya başlayınca ağzımı zorlukla kapattım.

Bu benim biraz önce rüyamda gördüğüm yerlerdi!

En sonunda yedi başlı yılanın kemikleri göründüğün de gözlerime inanamadım. Kule şimdi yıkık dökük bir haldeydi ama hatırladığım gibiydi. İçlerindeki odalara baktığımda ise nefesim kesildi. Burası Archie ve benim yatak odamdı. Arkamdan gelen sesle hemen başımı ona doğru çevirdim. Karanlıkta bile parlayan mavi gözlerde özlem ve aşk gizliydi.

"Seni bulacağımı söylemiştim!"

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now