Bölüm 80/🤴👸🐉

10.6K 1.2K 129
                                    

Elinde tuttuğu siyah kadife kutunun içini açtığında siyah pırlanta taşlı yüzük gözalıcı güzelliğiyle ortaya çıktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elinde tuttuğu siyah kadife kutunun içini açtığında siyah pırlanta taşlı yüzük gözalıcı güzelliğiyle ortaya çıktı. Heyecandan kalbim durma noktasına gelirken benden bir cevap bekleyen adamın gözlerine baktım. Titrek bir nefes alıp cevap verdim.

"Evet, evlenirim."

Ares yüzüne kondurduğu tebessümle biraz önce öptüğü elimi tuttu ve kutudan çıkarttığı yüzüğü parmağıma taktı. Bu o kadar özel bir andı ki halen inanamıyordum. Dudaklarıma konan sıcacık bir öpücükle nefesim kesildi. Ellerimi omzuna koyup öpücüğüne karşılık verdim. Yüzümde büyük bir tebessüm oluşurken başımı boynuna gömdüm. Hamileydim ve bebeğimin babası evlilik teklifi etmişti. Kabul etmemek olmazdı tabi.

"Seni seviyorum Gül" diye fısıldadı Ares, saçlarımın arasında gezinen eli, kırmaktan korkar gibi hafifti.

"Bende seni seviyorum Ares" dedim içimde ki büyük mutlulukla.

Geri çekildiğimizde Ares elimden tutunca birlikte koridorda ilerlemeye başladık. Bir sonraki adımımız çiçek bahçesine olduğunda buna alışmam gerekiyordu artık. Ares'le birlikteyken istediğim yere saniyeler içinde gidebiliyordum. Duvar yerine boydan camlar önüne kurulmuş kahvaltı masasının üstünde güneş parlıyordu. Arel ve Rose karşılıklı oturmuş bir şeyler konuşup gülümsüyorlardı. Ben Rose'un yanına otururken, Ares karşıma geçti Arel'in yanına oturarak.

"Geç kaldık kusura bakmayın" dedim tebessüm ederek.

"Sebepleriniz vardır canım" dedi Rose parmağımı işaret ederek. Tebessüm ederek başımı salladım.

"Evlilik teklifi aldım." Sevinçle söylediğimde Ares bu halimi tebessüm ederek izliyordu.

"Çok sevindim ikinizin adına da. Düğün ne zaman?" diye sordu Arel'de bizi kutlayarak.

Ben "Bilmem" derken, Ares "1 hafta sonra" dedi.

Bir hafta sonra? Üst üste gelen şokla masadaki su dolu bardağı aldım ve tek dikişte içindeki bütün suyu içtim. Yedi gün sonra karşımda oturan siyah gözlü iblisle evlenecek, karısı, Kraliçesi olacaktım. Bardağı masaya bırakırken bakışlarım Ares'in yüzünde dolaştı. Şaka yapıyor gibi durmuyordu.

"Bana da söyleyecek miydin düğün günümüzü?" İsyan eder gibi sorduğumda güldü.

"Gül, farkında mısın hamilesin. Karnın gün geçtikçe hızlı bir şekilde büyüyecek. Karnın burnunda evlenmek istiyorsan seçim senin tabi." Ares omuz silkerken, oldukça mantıklıydı açıklaması.

"Peki düğün burada mı olacak?" Kendi düğünüm hakkında detayları merak ediyordum sonuçta.

"Hayır, Krallıkta olacak. Ülkenin tek Prensi evleniyor, Kral olacağım böylelikle. Kraliçem olarak halkım seni tanımak isteyecek." Ciddi bir cevap gelince biraz endişelendim. Sonuçta ben bir iblis değildim. Beni nasıl karşılayacaklardı?

"Endişe etme Gül, iblis evliliklerinde oldukça sık görünür dışarıdan evlilikler. Sonuçta iblisler sadece kendi türleriyle evlenirlerse bir süre sonra soyumuz riske girerdi. Seni çok sevecekler." Ares masanın üstünden elimi tutup tebessüm ettiğinde içim biraz daha rahatlamıştı. Sonuç olarak onların gelecekte ki varislerini dünyaya getirecektim.

"Biz bugün ayrılıyoruz, düğünden önce Krallığa geliriz." Arel, gideceklerini söylediklerinde üzüldüm. Rose yanımda olunca sanırım iyi hissettim.

"Yanınızda koruma var mı?" Kardeşine dönen Ares bunu samimi bir şekilde sormuştu. Sanırım aralarında ki buzlar gittikçe eriyordu.

"Kulenin dışında ki ormanda kamp kurdular, bizi bekliyorlar. Dönüşte eşlik edecekler" dedi Arel'de cevap olarak.

Kahvaltıya başladığımız da sürekli önüme eklenen yiyeceklerle baş etmeye çalışıyordum. Böyle yemeye devam edersem yakında kapılardan sığmayacaktım. En sonunda daha fazla yiyemeyeceğime karar verince geriye doğru yaslandım. Ellerim karnıma giderken gülümsedim. Başımı kaldırdığımda Ares'in de tebessüm ederek beni izlediğini fark ettim.

Kahvaltı bitince çiçek bahçesinden çıktığımızda Rose ve Arel gitmek için hazırlanmıştı. Ares'le onları kuleden uğurlarken içim biraz buruktu. Rose'a sıkıca sarılmış kendisine ve bebeğine dikkat etmesini söylemiştim. Rose'da aynı dilekleri benim için dile getirmişti. Kuleden ayrıldıklarında derin bir nefes aldım. Ares, elini belime koyduğunda beni kendine yasladı.

"Biraz dolaşalım bahçede" dediğimde "Olur" dedi Ares.

Birlikte gezerken çiçeklerin arasında yüzümden gülümseme hiç düşmedi. Mutluluğumun bozulacağından korkuyordum ama gelecekte bizi bekleyenler iyi değildi. Ares'in neden zamanı ileriye almak istemediğini biliyordum. Eğer ileriye alsa ve ben ölsem hiç anımız olmayacaktı. Şimdi bebeğim, ben ve Ares güzel zaman geçirecektik bu iki ayda. Evlenecek, hayatımıza güzel anılar ekleyecektik. Çünkü gelecek yeniden yazılıyordu ve biz bu sefer ipin ucunu sıkıca tutmak zorundaydık. Bir kez kaçırırsak eğer sonu felaket olacaktı, bunu hepimiz biliyorduk.

Evet 5 bölümün daha sonuna geldik.

100. Bölüm final,

Son 20 Bölüm kaldı.

Diğer kitaplarım ve duyurulara ulaşmak için Deein_Deniz hesabımdan beni takip edebilirsiniz.

Emeğe saygı için bölümlere oy vermeyi unutmayın lütfen.

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now