Bölüm 83/🤴👸🐉

9K 1K 200
                                    

Ares'in yüzünden sular damlarken kahkahamı serbest bıraktım. Kaşları çatık bir şekilde karnıma bakan bebeğimin babası bu durumdan hiç memnun kalmamış görünüyordu. En sonunda gülümsememi bastırıp, masadan aldığım peçeteyi Ares'e uzattım. Yüzünü kuruladıktan sonra önümde diz çöküp ellerini karnımın iki yanına koydu.

"Bana bak ufaklık eğer içeride rahat durmuyorsan seni bir an önce oradan çıkartabilirim. En azından adil bir dövüş olur." Bunları gerçekten karşısında biri duruyormuş gibi ciddi ve tehditkar bir ifadeyle söylemişti.

"Sen babana bakma bebeğim, istediğini yapabilirsin. Baban hele bir sana dokunsun, koltukta geçirir gecelerini" diyerek sandalyeden kalkıp, bir adım geri attım. Gözlerimi kısarak Ares'e baktım. Bir anda masanın üstündeki çiçekler havalandı ve başımdan aşağıya gül yaprakları döküldü. Anlaşılan bebeğim şimdiden tarafını seçmişti.

"Yaramazlık yapan o, tehdit edilen benim." Ares mızmız bir çocuk gibi beni paylaşamazken gülümsedim.

"Oğlumuz olacak hissediyorum ben sevgilim."

Omuz silkip biraz önce kalktığım sandalyeye geri oturdum. Bu savaş beni acıktırmıştı. Ares karşıma oturup sadece gözlerime baktı. Sessiz kaldığında içimi çekip, bir şeyler yemeye devam ettim. İkimiz de endişeliydik. Şu an ise zamanımızın tadısını çıkarmaktan başka bir şey gelmiyordu elimizden.

Düğün için son hazırlık sarayda yapılırken biz sessizce yemeğimizi yemiş, odamıza çekilmiştik. Yarın büyük bir gün olacaktı. Üstümü değiştirdikten sonra yatakta kolunu başının altına almış düşünen Ares'in yanına ilerledim. Bebek hızlı büyüdüğü için gün geçtikçe hareketlerim biraz daha kısıtlanıyordu. Kollarının arasına beni alan müstakbel eşim sıkıca sardı her şeyden saklamak istercesine. Derin bir nefes aldım ve göğsünde yatmanın huzuruyla gözlerimi kapattım. Çok fazla yorulmuyordum hatta kendimi dinç hissediyordum ama uykum kesinlikle orantısızdı. Bazen öğlen uyanıyordum, bazense hiç uyumuyordum. Garipti ama sanırım bebeğimden kaynaklanıyordu. Bugün çok uykum vardı ve birkaç dakika içinde tamamen uykuya daldım.

"Gül uyan artık." Sinirli bir ses duyduğumda başımı yastıktan kaldırdım.

Ares kaşlarını çatmış, tepemde bana bakıyordu. Gözlerimi birkaç kez kırpıp odanın içinde bakışlarımı gezdirdim. Rose yatağın diğer tarafında yüzünde gülümsemeyle bana bakıyordu. İyide öğlene doğru geleceklerdi. Erken gelmişlerdi sanırım.

"Ares niye bağırıyorsun?" Bakışlarım Ares'e döndüğünde esnememi zorlukla bastırdım.

"Yarım saat içinde üstünü giymezsen kendi düğününe geç kalacaksın sevgilim. Beni mihrapta tek başıma bekletmek istiyorsan kendime yeni bir gelin adayı bulmam gerekecek." Sinirli bir şekilde söylenmeye devam ederken ben yeni gelin adayına takılmıştım.

Başına taş düşsün Ares!

Hayır, hayır bebeğim şimdi sırası değil demeye kalmadan odanın penceresini kıran taş, Ares'in kafasına 'tak!' diye ses çıkartıp düşmüştü. Ares'in gözleri bir ton daha koyulaşırken, şirince sırıttım. Sonuçta birileride dördüncü kata taş atabilirdi değil mi?

"Gül, yarım saate döneceğim." Gayet sakin bir şekilde bu cümleyi kurduktan sonra gözlerinden ateş çıkacak olan iblis boynunu yana yatırıp bana korkunç bir bakış attıktan sonra odadan çıktı.

"Ares sinirlenmekte sonuna kadar haklı. Bütün davetliler hazır bir şekilde aşağıda bekliyor ve saatlerdir seni uyandırmaya çalışıyor. Sana her yaklaşmaya çalıştığında bebek engel oldu. Annesini, babasından bile koruyor." Rose kıkırdayarak elini bana uzattığında içimi çektim. Elini tutup, yataktan kalktım. Anlaşılan minik bebeğim babasına çok çektirecekti.

Rose odanın kapısını açınca içeriye giren hizmetliler hızlı bir şekilde hazırlamam için yardım ettiler. Gelinliğimi giyemeden önce saçlarım bitmişti. Dalgalar halinde belime gelen sarı saçlarım dağınık bir topuz yapıldı. Elime tutuşturulan yiyeceği ne olduğuna bile bakmadan yedim. Yanına verilen vişne suyunun hepsini bitirdim. Karnım doymuş, kendimi biraz daha iyi hissetmiştim.

Saçlarımla işi biten kızlar gelinliğimi getirdiklerinde odada sadece Rose ve ben kalmıştık. Giyinmeme yardım etmek isteselerde kesinlikle izin vermemiştim. Rose'da tedbir için kalmıştı yanımda. Gelinliği giyene kadar aynaya bakmadım. Tamamen hazır olunca gelinliğin arkasındaki düğmeleri Rose ilikledi. Onun da üstünde mor renk çok güzel ve asil duran bir elbise vardı. Saçlarının iki tutamını yandan geriye doğru toplamış,  düz olarak serbest bırakmıştı arka tarafı.

"Prens Ares geliyor efendim."

Kapının arkasından seslenen kızla aynaya baktım. Yüzümde gülümseme oluşurken Ares'in benim için gerçekten en güzel gelinliği yaptırdığına emin oldum. Aynadaki kadın kusursuz görünüyordu. Kapılar iki yana açılırken siyahlar iyindeki Ares'i gördüm.

 Kapılar iki yana açılırken siyahlar iyindeki Ares'i gördüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Dönem : Ortaçağ)

(Dönem : Ortaçağ)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Devam edecek...

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now