Bölüm 8/🤴👸🐉

17.4K 1.8K 277
                                    

Anlattıkları gözümün önünde canlanırken rüyamı düşündüm. Nefessiz kalırken ona baktım. Bütün uçurumları yıkarcasına gözleri değdi gözlerime. Bakışları bir şeyler vaat ediyordu bana. Bana bir masal anlatmış gibi hissetmiyordum sanki bana bir sır vermişti.

Ses tonu öyle güzel bir melodiyi anımsatıyordu ki bana sanki defalarca kez duymuştum bu sesi. Sonra rüyamı hatırlamaya çalıştım. Konferans salonunda rüya gördüğümü hatırlıyordum ama şimdi sanki rüya yok olmuş gibiydi, hatırlamıyordum. Neden hatırlamak istediğini bile unutmuştum. Birden uykum geldi. Gözlerimi bile zar zor açık tutuyordum.

"Uyu" diyen sesle dediğini yaparak gözlerimi kapattım. Havalandığımı hissettim ve yumuşak yatakla buluştum bir süre sonra. Saçlarımda gezinen elle gözlerimi açmak istesemde gevşeyen bedenim ile tamamen uykuya teslim oldum.

Sabah uyandığımda yatağımda açtım gözlerimi. Buraya nasıl geldiğimi düşündüm. En son yan komşum olan adamla balkonda kahve içiyorduk. Sonrasında bana bir masal anlatmıştı. Uykum gelmiş olacak ki geri dönüp yatağıma yatmıştım. Sabah dersim olmadığı için alarm kurmamıştım saat neredeyse öğlen olmuştu.

Kalkıp üstümü değiştirdim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp, dişlerini fırçaladım. Çantamı da aldıktan sonra hızla çıktım. Dersimin başlamasına bir saat vardı ve kırkbeş dakika sürüyordu kampüse otobüsle gitmek. Ayakkabının bağcığını tam bağlayamadığım için az daha düşüyordum. Hızla eğilip sıkıca bağladım.

"Acelen var gibi?" Sesle birlikte başımı kaldırdım. Arel karşımda durmuş tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Evet derse geç kalmak üzereyim" diyerek ayağa kalktım.

"İlk dersim senin sınıfına gel hadi" dedi arkasında duran arabaya doğru ilerlerken. Arabanın modelini pek bilmesemde epey pahalı görünüyordu.

"Teşekkür ederim."

Arabaya doğru ilerledim. Otobüste sürünmektense Arel ile gitmeyi tercih ederdim. Başkası olsa kabul etmez ya da tereddüt ederdim ama hocam sayılırdı ve bana güven veriyordu. Arabanın kapısını açıp bindim beklemeden. Arel arabayı çalıştırdığında ara sokaktan ayrılıp, caddeye çıktık.

"Buralarda mı oturuyorsun?" diye sordu bir an bana dönerek.

"Evet beni önünde gördüğün apartmanda oturuyorum. Peki sen?" diye sordum. Daha önce burada onu hiç görmediğime emindim. Apartman dairesi yerine residanslara daha uygun görünüyordu. Dünün aksine bugün üstünde siyah bir takım elbise vardı. Kravat takmamış üstten iki düğmesini açık bırakmıştı.

"Aslında otelde kalıyorum bir ev bulamadım kendime son zamanlarda yoğun çalıştığım için. Ev bakıyordum seni gördüğüm de emlakçı beni oraya yönlendirdi ama başladı benden önce tutmuş." Sesinde tuhaf bir tını vardı. Sanki bir şeyi kaçırmışta hayıflanır gibiydi ses tonu.

"Karşı dairem büyük ihtimalle. Önceden kıralıktı ama birisi taşınmış. Bende dün gece fark ettim" diyerek katıldım ona.

"Tanıştın mı?" derken bakışları beni buldu ve araba bir anda fren yapıp durdu. Şaşkın bir şekilde ona bakarken olayı anlamaya çalışıyordum.

"Evet, hatta dün kahve ikram etti." Neden açıklama yapıyordum bilmiyordum ama gözlerine baktığımda bir şeyler beni zorluyor gibiydi.

"Yabancılardan yiyecek, içecek almaman gerektiğini öğretmedi mi sana kimse?" Konuşurken sesi sert çıkmıştı ve derin bir nefes aldı. Arabayı tekrar çalıştırırken başını iki yana salladı.

Dün geceye tekrar döndüm. Kahveyi içtikten sonra çok uykum geldiğini hatırlıyordum ama gerisi yoktu. Yatağa nasıl yattığımı bile bilmiyordum. Kahvenin içinde bir şey olabilir miydi? Yok artık o kadar da olamaz. Arel'in sözleriyle nedense içime bir şüphe düşmüştü.

Başka bir şey konuşmadık yol boyunca. Kendi kendine bir şeylere söyleniyor gibiydi. Bende yanıma aldığım küçük laptopu açıp dün gece ki çalışmamın üstünden tekrar geçtim. Arada Arel'e kaçamak bakışlar atıyordum.

Kampüse gelince direkt arkadaki otoparka geçince kimse görmeyeceği için daha rahat hissettim kendimi. Ne olursa olsun dersimize girecekti ve daha ilk günden hocamın arabasından inmek tuhaf görünürdü.

"Teşekkürler getirdiğin için" dedim arabadan inmeden.

"Rica ederim. Bu arada Gül senden bir şey isteyeceğim" dediğinde elim kapıyı açmak için kolu kavramıştı.

"Tabi yapabileceğim bir şeyse" diyerek ona doğru döndüm.

"Kendine dikkat etmeni istiyorum özellikle yabancılara. Bu zamanda kimseye güven olmuyor" diye ciddi bir şekilde beni uyandığında kaşlarımı çattım.

"Merak etmeyin hocam yabancılara güvenip arabalarına binmem" dedim kapıyı açıp indim ve kapattım.

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now