Bölüm 16/🤴👸🐉

14.1K 1.5K 129
                                    

"Şansını benimle dene bence." Gelen sesten sonra Kaan burnuna aldığı sert yumruk darbesiyle kendini yerde buldu.

Arel'in sinirden kızarmış yüzünü görmemle bir şok daha yaşadım. Kaan'ın yere düşen bedeninin üstüne eğildi ve yakasından tuttu. Kaan'ın burnundan sızmaya başlayan kan damlaları tişörtüne damlıyordu. Etrafta oluşan sessizlik hiç hayra alamet değildi. Kimse müdahale etmek bir yana kılını bile kıpırdatmadı.

"Hemen özür diliyorsun yoksa bu yumruk sadece senin için fragmanın ilk saniyesi olur. Filmi birde sen düşün!"

Arel'in sesiyle ben bile ürkmüştüm. Kibar, naif insan gitmiş yerine sanki başka birisi gelmişti. Kaan ağzını açtı kapattı sonra gözlerini bana doğru çevirdi. Bedeninin titrediğini buradan bile fark edebiliyordum. Arel onu bir kez daha sarstığında yutkunup ağzını dudaklarını hareket ettirdi.

"Özür dilerim" dedi sonra hızlıca gözlerini kaçırdı.

Arel yakasını bir kez daha kendine çekip hızla geri bıraktı. Şu an şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak olmasam kesinlikle bende Kaan'a bir şey derdim. Özrünü alıp defolup girmesi gibi ve araya sıkıştırılmış bir kaç küfür sanırım.

"Hemen dağılsın herkes!"

Arel'in sesi yankılanır yankılanmaz herkes bir rüyadan uyanır gibi hareket etmeye başladı. Kaan yerden kalktığı gibi kaçarken benim bakışlarım halen onun üstündeydi. Bana yaklaşan adım seslerini duyduğum da başımı Arel'den yana çevirdim ve gözgöze geldik.

"İyi misin?" diye sordu yine o naif sesine bürünerek.

"İyiyim, sanırım. Böyle bir şey yaptığın için teşekkür ederim ama senden şikayetçi olursa görevin tehlikeye girer" dedim durumun farkına vararak.

Kaan'a o yumruğu ben atmak isterdim ama gerçekleri konuşalım onun boyuna ve cüssesine göre benim yumruğum fazla bir hasar bırakmazdı. Arel ise benim istediğim tarzda sağlam geçirmişti. Kendimi tabiki koruyabilirdim Arel olmasa bile ama o yumruk için gerçekten minnettardım.

"Sen orasını düşünme beni atamazlar. Rektörle bir sözleşme imzaladık ve bunu fesh ederlerse ellerinden büyük bir bilim projesi gider. Bunu göze alamayacaklarına eminim" derken kendinden gerçektende emindi.

"O zaman yumruk için teşekkürler" dedim bende omuz silkip gülümsedim.

"Gerçekten de efsaneydi" diyen sesi duymamla irkildim.

Sevde'nin arkamdan gelen hayranlık dolu sesiyle onu unuttuğumu fark ettim. Tabiki herkes dağılırken o gitmemişti. Arel'den gözlerimi çekip yan tarafıma gelen Sevde'ye baktım. Elini uzatarak Arel'i tebrik etmek istedi sanırım. Arel bunun anlamsız olduğunu düşünüyor gibi görünüyordu ama sonunda Sevdenin elinin havada kalmasına razı olmamış olacak ki elini tutup sıktı.

"Abartmaya gerek yok sadece genç bir kadınla bu şekilde konuşması gerçektende sinirimi bozdu" diyerek ekini geri çekti Arel ciddi bir görünüm sağlayarak.

"Anladım hocam. Bu arada ben Sevde, Gül ile aynı bölümdeyiz dün dersimize girmiştiniz." diyerek aslında Arel'i tanıdığını ve gözden kaçırmayacak şekilde incelediğini bir nevi itiraf etmiş oldu böylelikle.

"Tanıştığımıza memnun oldum Sevde." Arel'in gözleri bana doğru döndü. "Eve gideceksen seni bırakabilirim Rose" dedi daha sonrada.

"Ben teşekkür ederim girmem gereken iki ders daha var. Normalde eve gitmeyi tercih ederdim ama bu derslerde devamsızlığım sınırda" dedim aslında girmek istediğimi ama gidemediğini belirterek.

Sevmediğim bir hocanın dersi olduğu için sık sık devamsızlık yapmıştım ve şimdi mecburen katlanmak zorundaydım. Bu ara sevmediğim kişiler artıyordu ama umrumda değildi. Kimseyi sevmek zorunda değildim, saygı çerçevesi içinde katlanmam gerekiyordu sadece.

"Anladım ama kendini kötü hissedersen sen yinede haber ver bana. İdareden izin ayarlayabilirim" diyerek açık kapı bıraktı Arel.

"Teşekkürler hocam" dedim. Yanımda gözünü bir saniye bile Arel'den ayırmayan Sevde'nin koluna dokundum. Beni ve olduğu yeri yeni fark ediyormuş gibi bir anda şaşırdı.

"Rica ederim" dedi Arel.

Bende tebessüm edip arkamı döndüm ve bıraksam orada öylece dikilecek Sevde'yi de beraberim de çekiştirdim. Geçtiğimiz yerlerde bakışlar bize dönsede umursamadım. Yüzüme bakıp arkamdan konuştuklarına son derece emindim. Bu yüzden hiçbiriyle arkadaşlık yapmıyordum.

Yalancı gülümsemeler, aptalca birkaç senin adına üzüldüm sözleri ve bu kadar. Hiçbiri dönüp yardım etmezler, zorunlu kalmadıkça iletişim kurmazlar. Oldukça ikiyüzlü davrananları da vardı aralarında. Sınav zamanları bir isteyip, normal zaman dilimi için yanına bile gelmezler.

Kısaca; hepsinin canı cehenneme!

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now