Bölüm 39/🤴👸🐉

10.5K 1.2K 83
                                    

"Evlilik mi?" neredeyse tıslayarak sordum yanımda oturan Arel'e.

"Lütfen, daha sonra" diyerek fısıldadı.

Gözlerim Ares'e kayarken, elindeki bıçağı bütün damarları belli olacak şekilde sıkıyordu. Gözlerimiz buluştuğu anda bıçağı tabağa sert bir şekilde düştü. Herkes düğün hakkında konuştuğu için ilgi çekmemişti ama birazdan patlayacak gibiydi Ares. Bir şeyler yap Gül, hemde hemen!

"Arel tut beni" diye yanımdaki adama seslendim sessizce.

Arel bana ne dediğimi anlamamış bir şekilde bakarken, gözlerimi kapatıp Arel'e doğru kendimi bıraktım. Hızlı bir şekilde Arel beni oturduğum yerden düşmeden tutmuştu. Etrafta herkesin endişeli sesini duyduğum halde hiç tepki vermedim. Arel beni kucağına aldığında hareketsiz kaldım. Bu ortamdan kaçmak için tek seçenek buydu yoksa büyük bir olay çıkacaktı.

"Son günlerde çok yoruldu, odasına götüreyim  dinlensin" diyerek herkesi susturdu Arel.

"Kapıyı açayım bende gecmeniz için." İlk defa Ares'in sesi çıkmıştı.

Sonrasında ise olaylar daha hızlı gelişti. Yemek salonundan çıktığımız gibi odama gelene kadar bizi gören herkesin ne olduğunu sormasıyla, şaşkınlık ve endişe nidalarıyla geçti. Gözümün altından baktığım da Ares odamın kapısını açmıştı, odaya girer girmez kapıyı kapattı.

"Teşekkürler Arel" dedim. Beni nazikçe yere bıraktığında dengemi sağladım.

Yanlarından geçip, büyük ahşap sandalyeye oturdum. Arel, olduğu yerde ileri geri giderken, Ares giysi dolabına yaslanmış kollarını birbirine bağlamıştı. Yarın resmen düğünüm vardı, evleniyordum!

"Ne yapacağız?" diye sordum sesimden bile belli olan tedirginlikle.

"Gidiyoruz Gül, bu gece bu saraydan ayrılıyoruz." Ares'in sert ve soğuk ses tonu odayı doldurdu.

"Rose hiçbir yere gitmiyor! Onu öldürtmeye mi çalışıyorsun? Seninle kaçtığı öğrenildiği anda idam fermanı çıkar, buldukları ilk anda da yakalarlar!" Arel'in kardeşine oldukça öfkeli bir şekilde cevap vermesiyle gergin olan ortamda bomba etkisiydi.

"Bırakayım aynı hatayı ikinci kez yapsın ve seninle evlensin öyle mi? Buna izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun!"

Ares'in, Arel'in üstüne yürümesiyse aralarına girdim. İkisini bıraksam şu an yumruk yumruğa girecek gibiydiler. Sinirli bir şekilde ikisine de baktım.

"Gerçekten mi? Her şey bitti, bir kavganız eksikti zaten! Koyun can derdinde, kasap et derdinde. Arel ile evlenirsem, Ares beni annesinden koruyamaz ve bir gece uykumda ölürüm. Arel ile evlenmeyip, seninle birlikte saraydan kaçarsam bulunduğum an hain damgası vurulup ölürüm. Ben niye hep ölüyorum ya!"

Sitemimle ikiside bir süre bana bakıp, bakışlarını başka yöne çevirdiler çünkü haklı olduğumu ikiside biliyordu. İkisinin arasından çıkıp, eski yerime oturdum. Biraz sonra kapı çaldığında kendimi yatağa attım hızla. Yorganı üstüme çekip, uzandım. Arel yanıma gelirken, Ares kapıyı açtı. İçeriye giren annem ve babamla derin bir nefes verdim. Eğer onları hasta olduğuma ikna edersem, düğünü biraz daha erteleyebilirdim.

"Benim güzel kızım" dedi şevkatle gülümseyen kadın.

Diğer dünyadaki annem bir kez bile bana bu ses tonuyla seslenmemişti. Gözlerim istemsizce dolarken, diğer dünyaya geçtiğim de onları giremeyeceğimi düşündüm. Orada olmuştu onlar, sonra bunun bir şans olduğunu düşündüm. Hiç tanımadığım ailemi burada tanıyabilirdim.

"Anne, biraz yanımda kalır mısın?" Kırılgan çıkan sesimle annem başını salladı.

"Biz çıkalım beyler" diyen babama minnetle gülümsedim. Arel, Ares'le birlikte dışarı çıktı, babamdan şakağıma öpücük bırakıp onlarla gitti.

Annem, büyük yatakta yanıma oturup beni göğsüne yatırdı. Ben ilk defa anne sevgisini, sıcaklığını iliklerime kadar hissettim. Rose çok şanslıydı onlarla birlikte yaşamış, büyümüştü. Bense sevgi nedir bilmeyen işkolik bir anne ve babayla yıllarımı geçirmiştim.

"Anne bana babamla nasıl evlendiğini anlatır mısın?" diye sordum.

"Ah Rose hiç bıkmadın bunu arttırmaktan." Neşeli çıkan ses tonuyla bende gülümsedim. Rose'da onları çok seviyor olmalıydı.

"Lütfen" diye mırıldandım.

"Baban, ailesiyle birlikte saraydaki bir davet vermişti. O zamanlar ben daha 19 yaşına yeni girmiştim. Babam o zamanlar Kraliyetin en iyi tüccarlarından biriydi, oldukça saygındı. Davetiye bizede gelmişti. O gün saraya ilk kez geliyordum ve oldukça heyecanlıydım. Bir ara kalabalıkta anne ve babamdan uzaklaştım. Balkona çıktım hava almak için bende bunalmıştım. Orada başka biri daha vardı, başını kaldırmış ve yıldızları izliyordu. Teni ayın ışığında parlıyordu, ilk görüşte aşık olmuştum. O bana doğru döndüğünde gözlerimiz birleşti ve bir daha hiç ayrılmadı. 20 yaşıma girdiğim gün evlendik. Sonra iki küçük mucizemiz oldu."

Annemin sesi öyle güzel ve melodikti ki gözlerimin kapandığını fark etmemiştim. Uyuyordum.

Devam edecek...

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now