Bölüm 12/🤴👸🐉

15.4K 1.6K 217
                                    

"Tabiki etmiyorsun" dedim aceleyle. Ares'in cümlesi oldukça kızdırmıştı beni. Burası benim evimdi ve kimseyi kovamazdı. Arel'in gülümsemesi genişlerken, gözlerini benden hiç ayırmadı.

"Ben üst katına taşındım da burada tek tanıdığım sensin. Acaba yardımcı olabilir misin diye soracaktım. Burayı pek bilmiyorum yemek söylemek istiyorum da eve henüz mutfak eşyalarını yerleştiredim."

Arel'in sözleriyle bir an ne dediğini düşündüm. Üst katına mı taşındım demişti o? Buralarda ev baktığını biliyordum ama gelipte üst katıma taşınacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Daha fazla bekletmemek için cevap verdim.

"Ben sote yapmıştım sever misin bilmiyorum ama sanada yetecek kadar var" dedim kibarlık ederek. Sonuçta hocamdı ve yeni taşınmış bir komşumdu. Beraber çalışacağımızı saymıyordum bile. Belki sınav kağıtlarını hazırlarken de yardım edebilirdim. Çok iyi niyetliydim bugün.

"Bayılırım" diyerek içeri geçmek için hamle yaptı Arel. Sorun şuydu ki halen kapıyı tutan Ares geçmesi için bırakmamıştı. Ters bir bakış atıp, kapıyı açmak için eline dokundum.

Gözlerim kararırken birden Ares'i başka bir şekilde gördüm. Tamamen siyahlar içindeydi ama bu sefer bambaşkaydı. Üstünde siyah bir pelerin vardı. Göğüsü tamamen çıplak ve üstünde bol siyah bir pantolon. Bir Komutan edasıyla bir tepenin başında dikilmiş sert bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Nefesim kesilirken gözlerimi kırpıştırdım.

Görüntü tekrar eski haline dönerken Ares ve Arel kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. "İyiyim" dedim onlar sormadan. Arel'e tekrar baktığım da biraz önce ki hali geldi gözümün önüne. Pürüssüz tenini sanki şu an bile görebiliyordum. Ellerine baktığım da arkasına doğru çektiğini gördüm.

"Hadi içeri geçelim." Arel'in sesiyle kenara çekildim içeri geçmesi için. Ares'e bir daha dokunmak istemiyordum. O da bunu fark etmiş gibi mutfağa adımlamaya başlamıştı.

Beraber mutfağa geçtiğimiz de babaannemin sözü geldi aklıma. 'Eve misafir gelirse yemek bereketlenir, çoğalır" derdi. Kendime yaptığım yemek bir anda üç kişilik olmuştu. Bir tabak da Arel için hazırlayınca yemeğin hepsi bitmiş oldu. Kola koyduğum bardağı da alıp balkona çıktım.

"Siz tanışıyor musunuz?" dedim birbirlerine garip bakışlar atan iki adama bakarak. Ya sevişeceklerdi biraz sonra ya da birbirlerini öldüreceklerdi. Umarım sevişmeyi tercih ederlerdi çünkü balkonumda kan göremeyecek kadar seviyordum burayı.

"Hayır."

"Evet."

Ares hayır derken, Arel evet demeyi seçmişti. Tabağı küçük sehpanın üstüne bıraktım bardakla birlikte. Zaten başka yerde kalmamıştı. Bir Arel'e bir Ares'e bakıp sordum.

"Evet mi, hayır mı?"

"Biz kapıda denk geldik biraz önce aşağıda. Aslında tam tanışma sayılmaz" diyerek durumu açıkladı Ares.

Arel sessiz kalınca bunu bir onay olarak aldım. Tabağımda kalan az yemeği de bitirip, Ares'in çoktan bitmiş tabağını da alıp ayağa kalktım. Ben daha yarısını yemeden o bitirmişti. Tabakları makinaya yerleştirip, kahve için şu koydum.

"Teşekkür ederim. Yemek çok lezzetliydi" dedi Arel elindeki tabak ve bardağı tezgahın üstüne bırakarak.

"Afiyet olsun." Bıraktığı tabak ve bardağı da makinaya yerleştirdim.

Ares'de içeri girince ben gideceklerini beklerken ikisi de mutfak masamın etrafında dizili olan renkli sandalyelere oturdular. "Ben aslında hazır gelmişken beraber yürüttüğümüz araştırma için konuşalım diyordum. Başka işin yoksa tabi" derken Ares'e doğru bir bakış attı.

Ares bacağını dizinin üstüne atmış rahat bir şekilde geriye yaslanmış oturuyordu. Söylenenler umrunda değilmiş gibi küçük ama ferah mutfağımı inceliyordu. "Bugün biraz kendimi yorgun hissediyorum. Eve gelene kadar başım ağrıdı. Dinlensem iyi olacak." Arel başını hafifçe sallayıp beni onayladı.

"Biz gidelim o zaman sen dinlen Gül" diyerek ayağa kalktı. Biz derken kastettiği kişi ise halen üstüne alınmamıştı. Bakışlarım ona dönerken Ares başını kaldırıp bana baktı.

"Bence ben biraz daha kalmalıyım" dediğinde ona nedense karşı çıkamadım.

"Peki" diyebildim sadece.

Arel kaşlarını çatmış bakarken, yumruklarını sıkmıştı. Nereye baktığımı fark edince ellerini hızla açtı. Yüzüne yine o kibar gülümsemesini kondurdu. "İyi akşamlar" diyerek mutfaktan çıktı. Bende kapıya kadar eşlik ettim.

"Sana söylediğim bir şeyi tekrar etmek istiyorum. Yabancılara güvenme, buna beni de dahil edebilirsin Gül, alınmam. Sadece dikkatli olmanı istiyorum" derken mutfak kapısına bakıyordu.

"Tavsiyen için teşekkür ederim ama ben yaşayarak tecrübe eden kısımdanım" diyerek yutkundum.

Sanırım, Arel ve Ares birbirinden hiç hoşlanmamıştı.

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now