Bölüm 19/🤴👸🐉

13.1K 1.4K 167
                                    

Kuş sesleri o kadar güzel geliyordu ki sanki suyun sesiyle birleşmiş ve doğayla orkestra oluşturmuştu. Şelalenin üstüne baktığım da bir köprü fark ettim. Etrafıma baktığım da şelalenin yanında merdivenler vardı. Oraya gidip gitmeme konusunda kararsız kalmıştım.

"Gel Rose."

Sesle birlikte düşüncelerimden sıyrılıp, merdivenlere adımlamaya başladım. O kadar yüksekti ki sonu görünmüyor gibiydi merdivenlerin. Merdivenin basamağına ilk adımımı attığım anda kendimi en tepede merdivenin sonunda buldum. Şaşkınlıkla aşağıya baktığımda başım döndü yükseklikten dolayı.

Arkamı döndüm ve köprüye doğru yürüdüm. Ayaklarıma baktığım da o zaman fark ettim üstümdeki kıyafete. Uzun beyaz bir elbise vardı, pelerini başımda geriden tutturulmuştu. Bir gelinliğe benzetmiştim ama değişik bir modeli vardı.

Elbisenin eteklerini tutup, köprüye geldiğim de bıraktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elbisenin eteklerini tutup, köprüye geldiğim de bıraktım. Arkası bana dönük birisi vardı köprünün korkuluklarına yaslanmış. Benim gibi beyaz gitmişti o da. Uzakta olduğu için kim olduğunu göremiyordum ama bana seslenen kişi olabilirdi. Derin bir nefes alıp ona seslenmeye karar verdim.

"Rose" dedi daha ben ona seslenemeden arkasını dönüp. Gözleri şaşkınlıkla büyürken bende anlamsızca ona baktım.

"Arel sen misin?"

Bana doğru yaklaştığı için sarı saçlarını ve mavi gözlerini daha net seçebiliyordum şu anda. Şelalenin sesi büyük bir gümbürtüyle çağlarken, Arel'in ayak seslerini bastırıyordu. Bende ona doğru elbisenin kenarlarından tutarak ilerledim. Köprünün ortasında buluştuğumuz da gözleri inanılmaz bir şeyi görüyormuş gibi üstümde dolaştı.

"Sen buraya nasıl geldin?" dediğinde bende ona dikkatli bir şekilde baktım.

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now