Bölüm 23/🤴👸🐉

12.7K 1.5K 153
                                    

Kapalı olan kapılar büyük bir gürültüyle açıldığında bütün bakışlar oraya dönmüştü. Oldukça güzel ve bakımlı olduğu her halinden belli olan bir kadın arkasındaki üç genç kızla içeriye girdi. Arel'e olan sevgi dolu bakışlarını gördüğümde yaşı itibariyle annesi olduğunu düşünüyordum. Bana baktığında ise yüzünde ki gülümseme büyüdü, müstakbel kaynanam beni seviyordu sanırım. Delirme Gül! Kadının senin zamanında kemikleri bile küle dönüşmüştür.

"Rose güzelim biraz rahatsız olduğunu duydum. İyi misin canım?" dediğin de Ares'e hiç bakmaması daha fazla dikkatimi çekti. Sanki onu görmezden geliyor gibiydi.

"İyiyim efendim teşekkür ederim. Küçük bir gezintiye çıkmak istemiştim ama yolu kaybettim maalesef" diyerek gayet kibar bir dil kullanarak, tebessüm ettim. Bu kesinlikle ben değildim.

İsmini dahi bilmiyordum ki kadının! Ana Kraliçe olmalıydı, başında altın olduğu belli olan ve kenarları pırlantalarla süslenmiş taç vardı. Üstündeki koyu yeşil her halinden kaliteli olduğu belli olan elbisesini zarif bir şekilde kaldırıp, bana doğru bir adım attı. Gözleri Arel gibi mavi renginde, sacları ise göz alıcı bir sarılıktaydı. Gerçekten de Kraliçe olmaya çok uygundu, ışıldıyordu.

"Düğünü haftaya ertelemek zorunda kaldık çok üzgünüm çocuklar. Rose rahatsızlanınca yaz dönümünün son günü olmasına karar verildi düğün günü olarak. Size haber vermek için de gelmiştim aslında." Kraliçenin hafif üzgün çıkan sesiyle Arel'in şelalede ki ilk cümlelerini hatırladım.

Bugün evlilik günümüzdü aslında, yeminlerimizi bugün vermiştik. Arel'e baktığımda gözlerinde ki yenilmişlik beni kötü hissettirdi. Bakışlarında gerçek bir sevgi vardı bunu girebiliyordum. Ne olursa olsun bir zamanlar ona bir söz vermiştim ve Arel o söz için bu kadar zaman beni beklemişti. Ben gelecekte farklı düşünsemde bir yanım geçmişte onu gerçekten sevmiş olmalıydı ki yemin etmiştim hayatımı onunla birleştirmek için. Arel gözlerini benden kaçırdığında Kraliçeye doğru baktım.

"Bir sorun mu var Rose?" Kraliçenin gözleri üstümdeyken oldukça gerilmiştim.

"Hayır, hayır yok" dedim yutkunarak.

"Kraliçem neden bize hazırlıkları anlatmıyorsun? Rose dinlemek isteyecektir eminim ki" diyerek üstümdeki ilgiyi çekti Arel. Kraliçe genişce gülümseyerek bu konudan oldukça memnun bir şekilde anlatmaya başladı hemen.

"Bütün Krallıklar katılacak davete, iki Krallayım birleşmesi görkemli bir kutlamayla herkese duyuruldu. Aslında misafirlerimiz sabah gelecekti ama onlara yeni bir ulak yollayarak davetin haftaya ertelendiğinden haberdar ettik. Rose için dikilen düğün elbisesi tamamen hazır. Tam istediğin gibi canım oldukça şık ve sade. İncileri bizzat ben kontröl ettim kusursuz olmuş. Arel için ise en iyi düğün kıyafetini çoktan hazırladık terzilerle. Laf aramızda babanın kıyafetinden bile daha iyi oldu."

Kraliçe konuşurken bakışlarım Ares'e kaydı. Ellerini kollarının altında bağlamış gözlerini yere çevirmişti. Sanki şu an burada değil gibiydi ama yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. Kraliçenin konuşmadı ona bir şey ifade etmiyor gibiydi. Anlam verememek bir yandan da düşünmek beni zorluyordu. Ares ve Arel benimle evlenmek istemişlerdi. Peki ben Arel ile evlenirken, Ares neden buradaydı? Hangi adam evlenmek istediği kadının, düşünene katılırdı ki?

"Harika değil mi Rose?" Arel'in sorusuyla tamamen Ares'e odaklı olan bakışlarımın dikkat çektiğini anlayarak hızlıca cevap verdim.

"Evet, mükemmel görünüyor" dedim hangi detayı onayladığımı bile bilmiyorken.

"O zaman beyaz güller mihrabı çevreleyecek" diyerek bu ayrıntıyı benim için Kraliçe aydınlattı.

Resmen şu an düğünümün ayrıntılarını konuşuyordum oldukça sakin bir şekilde. Bir an önce o kapıyı bulup dönmemek üzere bu evrenden çıkmam gerekiyordu. Kendi dünyamda zaman nasıl işliyordu bunuda sormam gerekiyordu. Son dönemimde okulu bırakmak istemiyordum. Üstelik aileme bu durumu açıklamak imkansız olurdu. Çok yoğun olduğum için ailemle kısa telefon görüşmeleri haricinde hiç irtibat kurmamıştım. Son dönemim olduğu ve yoğun olduğumu bildikleri ici  onlarda pek beni zorlamazdı. Şimdi ise bir çıkmazın içindeydim.

"O zaman yarın kahvaltıdan sonra birlikte gelindiğine bakabiliriz." Kraliçe'nin gözlerini üstümde hissedince ellerimi önümde birleştirip, tebessüm ettim.

"Tabiki bakabiliriz" diyerek onayladım başka yapacak bir şeyim olmadığı için.

Kraliçe memnuniyetle gülümseyip Arel'e doğru döndü. Düğün detayları hakkında diğer Krallıklarla ilgili birkaç şey daha söyledi. Ares pozisyonunu hiç bozmadan aynı şekilde duruyordu. Sanki Kraliçe varken göz önünde olmak istemiyor gibiydi. Kraliçe odadan çıkmak için harekete geçmişti ki Ares'e baktı. Sanki bunu hissetmiş gibi o da bakışlarımı kaldırdı yerden.

"Kardeşinin düğününden sonra mı döneceksin kendi Krallığına, Ares?" diye sordu.

Devam edecek...

Modern Zaman Prensesi (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя