55. Bölüm

898 144 1.1K
                                    

Bu Bölüm Yusuf ve Kızıl aşkı bekleyen tüm okuyucularıma gelsin! Siz kazandınız YuKiciler, zafer sizin❤️❤️❤️

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Bu Bölüm Yusuf ve Kızıl aşkı bekleyen tüm okuyucularıma gelsin! Siz kazandınız YuKiciler, zafer sizin
❤️❤️❤️

Keyifli Okumalar 🌼

Oy Verin‼️

Yüzüne boyundan büyük bir pişmanlık hakimken nedamet hükmü giymiş bakışları yeşil harelerini titretmişti. Suratım beş karış karşısında boynu bükük şekilde duruyordum. Yanıma yaklaşıp başımı kaldırmıştı. Nemli gözlerle ona masumca bakarken "Kızıl" dedi. Neredeyse ağlayacaktım. Şefkatini, merhamet dolu sesini şu birkaç saat içinde o kadar çok özlemişim ki... Nazarlarım bir çocuktan hallice dolarken "neden bana böyle davrandın Yusuf?" Diye sordum. Omuzlarım düşmüştü. Alışmıştım yanında, karşısında göz yaşı akıtmaya. Çekinmiyordum ondan.

"Ben kötü bir şey yapmadım. Yanlış bir şey de söylemedim. Beni çok kırdın Yusuf."

Sessizce tam gözlerimin içine bakıyordu. Huzur bulduğum o yeşiller, boncuk boncuktu şimdi. Yağmur yağacak gibiydi ormanlarına.

"Ben sırf seninle vakit geçirmek için, yıllar sonra yeniden tam aile olmanın mutluluğuna, abimin içten belki de seneler sonra ilk defa bu kadar gerçek tebessümüne, babamın onu sevgi dolu kucaklamasına, yani senin anlayamayacağın lakin benim için, ailem için son derece mühim olan bütün güzel duyguları, sevinci bırakıp seni tercih ederek buraya geldim. Ben seni seçtim. Sense Elif'i..." Yutkunmuştum. Ağlıyordum da. "Bütün gece boynu bükük şekilde bir köşede oturdum ben Yusuf. Bunu hak etmedim ya." Başımı önüme eğip hıçkırıklar halinde ağlamaya başlamıştım. "Üstelik beni sen davet ettin ve ben yanlış bir şey de söylemedim. Keşke... Keşke, gelmeseydim Yusuf. En azından kalbimi yaralayanlar arasında senin adın olmamış olurdu."

"Biliyorum melek kalplim, biliyorum çok özür dilerim. Ne desen haklısın. Seni orada o şekilde bırakıpta çekip gitmem doğru değildi. Çok çok özür dilerim Kızıl. Ağlama, ne olur.  Yalvarırım ağlama. Allah kahretmesin! Ben bir eşşeğim ya, eşşegim ben, eşşek! Allah benim belamı..."

"Yusuf!"

Gecenin karalar bağlamış yıldızsız semasına başını kaldırıp avazı çıktığı kadar bağırmıştı. Gökyüzüne dökmüştü içinde ki kendine olan öfkesini. Sanki dünyaya duyurmak ister gibiydi. "Ben, aptalın tekiyim! Nasıl seni kırabildim? Nasıl?!" Yükseldi sesi kendi kendine dövünürken eliyle şakaklarına doğru vurmaya başlayıp "nasıl yaptım, seni nasıl ağlatabildim? Aptal kafam, ah aptal kafam" diye söylenmeye başlamıştı. Evet çok kırılmıştım ona, büyük bir kırgınlıktı. Hani Can Yücel diyordu ya: "Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş..." Çok acıttın beni be Yusuf... Ama bu hali canımı çok daha fazla acıtıyordu. Yalvarışları hâlâ kulağımda paslanmayı beklerken dudaklarımı bastırdım. Öyle çok seviyorum ki seni, gözlerime bakıp seni sevdiğim için yaptım desen boynuna atlarım hemen. Gurursuz deme bana, aşkta gurur aranmaz ki, beni koyduğun durumlara bir bak be Karadenizli... Bak be yeşil gözlüm. Avuçlarıyla başını dövmeye devam ederken dayanamamıştım. Ellerini tutup yavaşça indirerek "yapma" dedim. "Zaten yaralısın, vurma kendine daha fazla."

KIZILKde žijí příběhy. Začni objevovat