Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Vayy bee! Dile kolay, 60. Bölüme geldik. Bu kadar ilerleyebileceğimi düşünmemiştim doğrusu. Benimle bu yolculukta devam eden siz değerli okuyucularıma teşekkür ederim 🥳🥳🥳
Bu bölümü sevgili okuyucum Ecegece10'a ithaf etmek istiyorum
Keyifli Okumalar🤗 Yorumlarda buluşalım.🌺🏵️🌿
Şaşkındı Ayaz. Tüm eski dostları bir bir karşısında, en ağırı da Yusuf'un yanında yer almaları olmuştu. Aynı şaşkınlık bende de vuku bulurken onlara baktım. Titreyen dudaklarımda bir anda papatyalar açmıştı. Yapayalnızız dediğimi hatırladım. En güzel yanılgım olduğu için çok mutluydum şu an. Ayaz'ın kırılmış sesinden çıkan keskin sözcüklere çevirdim başımı.
"Hepiniz benim dostumdunuz. Şimdi huyunu suyunu bilmediğiniz, bir haftadır tanıdığınız hatta tanımadığınız bu çocuğun mu yanında yer alacaksınız? Hem de bana karşı!"
"Seni tanıdık da ne oldu? Seninde huyunu suyunu bilmiyormuşuz." Samet'ti bu konuşan.
"Böyle mi olacaktık Uçuk?" Başını yere eğip gözlerini bastırdı. Burnundan solurken ağlamamak için tutuyordu kendini. "Önce Kızıl'ı, şimdi de sizi mi aldı elimden?" Diş sıkarken bela mısın lan sen benim başıma diye Yusuf'un üzerine yürürken Ömer, Enes ve Samet onu arkaya alıp Ayaz'ın önüne dikilmişlerdi? Ayaz durdu birden. Şaşkınlığını kırgın kalbi karşılamıştı.
"Orada dur Ayaz, uzatma daha fazla, git hadi. Yoksa..."
"Vay bee! Vay bee! Patron, sende mi? Gözümü yaşarttıdostluğunuz." Hepimizin üstünde gezdirirken gözlerini bende çakılı kalmıştı. Parmağı beni işaret ederken çeteden tarafa bakıp yükseldi. "Ben bu kızı sevmekten başka size ne yaptım?! Size ne yaptım?!"
Ömer öfkeyle aralarından sıyrılıp "Kes lan sesini! Hâlâ ne diyor!" Diye hışımla bağırıp üzerine doğru yürümeye yeltenmişti ki, onu Enes ve Samet kolundan tutup zorla zapt etmişlerdi. Ama o lav gibi yakıcı sözlerini ona püskürtmeye devam ederken bizimkilere de bırakın diye çıkışıyordu. Kolunun birini kurtarıp işaret parmağını Ayaz'a tehditvari şekilde sallarken hâlâ yüksek tonda çıkıyordu sesi.
"Ben sana ondan uzak duracaksın, bu kızı bir daha üzersen gördüğüm ilk yerde arkadaş markadaş dinlemem, kafa göz dalarım, seni döverim demedim mi Ayaz?! Kaç defa reddedecek lan bu kız seni?! Uçuk bırak! Bırakta dayak nasıl atılıyormuş görsün. Allah aşkına bırakın beni."Hâlâ Ayaz'a bakarken daha da yükseldi sesi. "Unutacaksın lan bu kızı, duydun mu?! Sahipsiz değil o, yalnız mı buldun onları? Yakınında bile dolaşmayacaksın bundan sonra! Duydun mu beni Ayaz?!! Rahat bırakacaksın ikisini de."
