79.Bölüm

413 27 261
                                    

Bu bölümü iki haftadır bekleyen sevgili okuyucum literaallyy 'e ithaf etmek istiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu bölümü iki haftadır bekleyen sevgili okuyucum literaallyy 'e ithaf etmek istiyorum.

İki hafta bölüm gelmediği için bu bölümü biraz uzun tuttum. Sıkılmadan okumanızı temenni ederek keyifli okumalar dilerim.

Oy vermeyi ve yeni hikayem Adı Gibi'ye bakmayı unutmayın!

Yorumlarda buluşalım❤️💙

Geldik deyince arabadan inip karşımdaki giriş kapısına baktım. Ne işimiz var abi burada bu saatte deyince abini görmeye geldik diyerek arabanın kapılarını kilitledi. Bir an mutlu oldum ama içim de buruktu. Hem bu saatte göremezdik ki. Bunu ona söylemiştim. Gel sen diyerek içeri girdi. Onu takip ediyordum. Bir sorun olmadan ilerliyorduk. Müdürle görüşmek istediğini kendisinin onu beklediğini söyledi. Bizi müdürün bulunduğu kata çıkarmışlardı. Hoş geldiniz deyip el sıkışırken buyurun oturun diyerek bize masanın kenarlarındaki koltukları işaret etti. Geniş siyah maroken koltuklara oturduk. Müdür odası bile çok boğucuydu. Korhan abiye aslında çıkacağını ama gelen bir telefondan dolayı bizi geri çeviremediğini söyledi. Kime aratmıştı diye düşünürken ikisi konuşuyordu. Kerem Karadeniz'i şu an görmek istiyorum deyince bunun mümkün olmadığını söyledi. Korhan abi ısrarcı bir tavırla tekrarladı. Kerem'i görmek istiyorum dedi. Müdür de aynı sözleri uzatarak tekrarlayınca masaya doğru eğilip bana bak müdür dedi.

"Sen benim henüz kim olduğumu bilmiyorsun. Bence öğrenmek de istemezsin. Ben Korhan Tolga BAYINDIR."

"BAYINDIR mı?" diye yavaşça sordu. Kafasını sallamıştı. "BAYINDIR ya." dedi.

"Bakın Korhan bey." diyerek endişeyle konuştu. "Şu an ziyaret saati değil. Bunu yapamam." derken sözünü kesmişti.

"Sen anlamadın galiba. Daha net konuşayım ben seninle. Eğer şu an Kerem bu odaya gelmezse sen ebediyen gelemezsin. Ayağını kaydırırım. Lan ne ayağı direkt hayatın kayar. Bunun olmasını hiç istemeyiz değil mi?" Bana döndü. "Değil mi Kızıl?" Kafamı salladım. Müdür karşımızda terlerken biraz ürkmüş ama bunu belli etmeden dik duruşundan taviz vermeyerek ba-bakın Korhan bey dedi. "Şu an bu yaptığınız ve yaptırmak istediğiniz suç. Beni tehdit ediyorsunuz. Sizi şikayet..."

"Etsene!" diyerek yükseldi. Kerem abimle yemek yediği o kadar belliydi ki. Arkasına yaslandı. Oldukça rahattı tavrı ama kendisi öfkeliydi. Etsene hadi diyerek yeniledi cümlesini. Müdür susmuştu. Onun bu haline acımış gibi derince bir nefes alıp bakın müdür bey dedi. "Derdim sizinle uğraşmak değil. İtalya'dan henüz döndüm ve sadece arkadaşımı görmek istiyorum. Haa görürüm de. Size telefon eden kişinin daha da üst mevkilerinde tanıdıklarım var. Sadece birkaç saat uğraştırırsın beni. Ama benim o kadar vaktim yok. Kerem'i şimdi görmek istiyorum. Bunu sağlayabilirseniz iki tarafta mutlu olur ama yok tam aksinde ısrarcı olursan pişman olursun. Ben olacakları söylüyorum, sizi tehdit etmiyorum. Ediyor muyum Kızıl?" diyerek dönüp bana sordu.

KIZILWhere stories live. Discover now