Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
Not: Bölümün ufak bir yerinde Karadeniz Ağzı kullanılmıştır...
Hızlı bir bölüm oldu. Ufak tefek hatalarım var ise mazur görün ❣
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli Okumalar...
Bu alarm her çaldığında ürperiyorum ama o olmayınca da uyanamıyordum. Sanırım annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Umarım bu koku o kokudur diye umut ederken bir taraftan da okul için hazırlanıyordum. Bugün canım hiç okula gitmek istemiyordu. Hem çok yorgundum hem de Yusuf belası vardı. Ama dün olanları tekrar yaşamamak için çantamı tek omuzuma alıp sessizce indim aşağı. Aldığım koku doğru kokuydu. Bu patates kızartması. Hemen oturup tabağıma koydum. Her yediğimde daha da bi güzelleşiyordu. Küçük prens "Günaydın" diyerek mutfağa girdi. Ardından da lordumuz Kerem.
Yanağıma küçük bir buse bırakıp, kendi gamzeli yanaklarını gösterdi Sarp abim. "Öpücük yok mu prensesim?" dedi Onun ponçik ve sevimli suratına minik bir öpücük verip "Günaydın abiciğim." dedim. Yine çok yakışıklı görünüyordu. Hâlâ bir kız arkadaşı olmadığına inanamıyorum. Başımı çevirdiğimde Kerem abimin tiksinerek bize baktığını gördüm.
"Ay kusucağım şimdi." dedi ekşimiş suratıyla. "Sana da verelim mi abi?" "Ben sana vereyim mi Sarp? Heh? İster misin?"
Ben hem gülüp hem de tıkınırken, bir taraftan da kendi kendime söyleniyordum.
"Ya sen patatessin. Her seferinde bu kadar güzel olmayı nasıl başara biliyorsun?"
Sarp abimde hemen yanıma oturup anneme sordu: "Anne hayırdır bu güzel iyiliğini neye borçluyuz acaba?"
Bir eliyle de tabağına patates dolduruyordu. Annem dolapta bir şey arayan oğluna sırtından sarılarak "Abinizin canı çekmiş. İstedi. Canım oğlum benim. Annesinin kuzusu." dedi.
"Kuzusu mu?" diyerek güldü Sarp abim. İkimiz baş başa verip kuzu abime gülüyorduk ama o esprimize pek gülmemişti. Kısa ve sert bir bakış atıp "Sarp" dedi.
"Bir şey demedim abi." diyerek gülüşünü küçülttü. Başını yeniden tabağına eğmişti. İyi de yapmıştı. Sabah sabah Kerem abimin kavgası mı çekilirdi yoksa? "Anne" dedim annemin dikkatini çekmek için. "Biz istesek yapmazdın ama. Şu kuzunun özelliğini bi' çözemedik gitti valla. N'aptın sen bunu uzaya gidip su altında falan mı doğurdun?"
Sarp abim benimle birlikte kıkırdıyor aynı zamanda koluyla kolumu dürterek beni uyarıyordu. Annem ve abimin kurşun gibi delip geçen bakışlarına maruz kalmıştım kısa bir süre için. Lordumuzun işaret parmağı bir benim bir abimin hizasında gidip gelirken
"Siz ikiniz bugün fazla mı espri yapıyorsunuz acaba?" dedi. Kısa bir bakışmanın ardından tekrar dolaba döndü. Abimi hiç takmadan kahvaltımı yapıyordum. Alıştım artık bu hallerine. Annem bardakları yeni demlenmiş sıcak çay ile doldururken pek sevgili kuzusuna dönüp konuştu.
