18.Bölüm

1.7K 160 626
                                    

Bu bölüm en uzun bölüm oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölüm en uzun bölüm oldu. Özellikle isteyen arkadaşlarımız vardı onlar için kelime sayısını biraz arttırdım. Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Yorumlarınızı bekliyorum.

Bu bölümü beni destekleyen canım arkadaşlarımdan biri olan MaviMeftunn 'a ithaf etmek istiyorum.

Keyifli Okumalar ❤

Zilin çalması ile sınıfın boşalması arasında çok kısa bir zaman farkı vardı. Bu derse ait eşyaları çantama koyup diğer dersin kitaplarını çıkarıyordum. Kafamı çevirmem ile bana bakan iri yeşil gözlerle karşılaşmıştım. Bütün ders dibimde oturan Yusuf'tu bu. Çatık kaşlarımla konuştum.

"Ne var? Ne bakıyorsun? Tren miyim ben?"

Gülmüştü "Kızıl, ah pardon Mahmud abi, espri anlayışına hayranım."

Çatık kaşlarıma kıstığım gözlerim eşlik ederken yan yan öfkeyle baktım ona. Karşımda sırıtmasına deli oluyordum. Daha fazla onu izlemek istemediğim için kafamı çevirdim. Ömer ve Uçuk çoktan aşağı inmişlerdi. Enes ve Sude ise kantine inmek beni bekliyorlardı. Ayağa kalkıp onlara doğru birkaç adım atmıştım. Yusuf, sırada pardon sıramda tek başına oturmaya devam ediyordu. Henüz bizden daha doğrusu benden başkasını çok tanıdığı söylenemezdi. Bugün okulda 2. günüydü daha. Bir tarafım ona acırken diğer tarafım gaddarca gülüyordu.

"Yusuf istersen sende bizimle gel. Tek kalma burada."

"Ne" dedim şaşkınca. Onu aramıza davet eden kişi Enes olmuştu. Küçük mimikler ile Enes'e neden dercesine baktım. O ara Yusuf konuştu.

"Rahatsız etmeyeyim sizi?"

Sırtım Yusuf'a dönük kısık bir sesle "Bencede etmesin Patron." dedim. Enes anlamını bildiğim bir yüz ifadesi takındı. Ardından bize gülümseyerek "Rahatsız olacağımızı düşünmüyorum. Siz ne dersiniz kızlar?" dedi.

"Bence bir sorun yok" diyerek karşılık vermişti Sude. Kesin bi' dolap dönüyordu benden habersiz. Onlara güvenerek bende onaylamıştım. Teklifimizin ardından, Yusuf yanımıza seve seve gelmişti. Enes ile Sude önden, Yusuf ile ben arkalarından kantine doğru ilerliyorduk. Yanımızdan geçen herkes fısıltılar halinde 'yeni gelen çocuk bu muymuş? ' diyerek uzaklaşıyordu. Sanırım öğrencilerin, özellikle kızların birbirlerine anlatmaları ile anlamsızca bir anda popülerleşmişti. Merdivenlerden aşağı inerken arka arkaya ikişerli 2 kız grubu çıkmıştı karşımıza. Yusuf'a selam verip beni görmezden geldiler. İçlerinden biri sabah gördüğüm o belâ kızdı. Hiç umrumda olmadan onlardan sıyrılıp aşağı inmeye devam ettim. Çok kısa bir süre sonra ardımdan Yusuf geldi hızla.

"Niye beni beklemedin?"

"Seni bekleyenlerle, buluşmanı bozmamak için." dedim ve ekledim "Ya Yusuf sen bunlara para falan mı veriyorsun? Büyülüyor musun bu kızları, ne yapıyorsun? Ne buluyorlar sende anlamıyorum. "

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin