45.Bölüm

1.1K 143 1K
                                    

Eh bu bölüm uzun süredir bekleyen YuKicilerime gelsin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eh bu bölüm uzun süredir bekleyen YuKicilerime gelsin. Umarım beğenirsiniz.

Oy vermeyi unutmayın!

Keyifli okumalar 💕

Kulağıma gelen sesi durup dinledim. Yanlış mı duyuyordum acaba? Çok kısa bir süre sonra yeniden işitmiştim. Biri cama taş atıyordu. Usulca yanaşıp kim olduğunu görmeye çalıştım. Ardından camı açıp aşağı doğru kafamı uzatınca bana sırıtaran Yusuf'u gördüm. Burnumu çekip şaşkınca ismini söylerken 'naber' dedi. O an küçük bir tebessüm ziyaret etmişti suratımı.

"Ne yapıyorsun burada gece gece?"

"Ha, şey ders programı için geldim" dedi. "Yarın okul var ya. İlk geldiğim gün yazmamıştım vaktim yoktu, Bora söylemişti katacağım dersleri. Diğer gün olaylar Aynur falan derken, Cuma günü de malum, hocaya olan aşkımdan ne yazacağımı unuttum, biliyorsun." O an istemsizce gülmüştüm. "Hattı da kırınca Bora'ya soramadım aklıma sen geldin. Dur dedim bizim komşu kızını bir ziyaret edeyim, o bana söyler."

Mütebessim çehremin bana verdiği neşeyi sesime yansıttıp "sabah gelseydin" deyip ekledim. "Komşu oğlu."

"Olmaz" dedi.

"Niye?" Diye sordum.

"Hangi dersler varsa ona göre göz gezdireceğim biraz."

"İnek bir öğrencisin Yusuf'cum."

"Öküz olmayı tercih ederim Kızıl'cım." Dedi gülerek. "İnek minek racona ters bu saatten sonra."

Kahkaha atmıştım o an.

"Zahmet etmeseydiniz bay öküz. Mesaj atsay... Ha" dedim hatırlayarak. Sayemde hattından olmuştu.

"Düşündüm sayın kraliçe ama numaranız olmadığı için..." diyerek yüzünden düşürmediği gülümsemesiyle devam etti. "Şöyle yapalım, sen bana numaranı söyle, ben sana mesaj atayım. Yine 'gereksiz biri' olarak mı kaydedersin artık, yoksa bay öküz ya da ayaklı bela mı dersin bilmem ama programı atarsın, olur mu?"

Gülmeye başlamıştım. Tabii o da öyle. İkimizde neden güldüğümüzü biliyorduk. Ona numaramı verip camı kapatacağım sırada "ha Kızıl" dedi. Yeniden yüzümü dönmüştüm kendisine.

"Şey, yarın ki derslerde nerede kaldığınızı, neler yaptığınızı tekrar etmem için bana defterlerinden birkaç tanesini versen olur mu?"

"Bahçeye mi getireyim?"

"Yani kafama fırlatmak istemezsen -ki birkaç gün öncesine kadar kesinlikke bunu yapardın- evet. Bahçeye getirmen daha iyi olur?"

KIZILWhere stories live. Discover now