42. Bölüm

1K 127 514
                                    

Bu bölüm BerKı shipleyen okuyucularıma gelsin 💕

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu bölüm BerKı shipleyen okuyucularıma gelsin 💕

Bölüm Şarkısı : Kolpa\ Son Nefesim (TunaVelibaşoğlu)

42. Bölümü yayımladım.😍 Benim için mutluluk verici. Ve bu bölümü daha güzel yazmaya gayret gösterdim. Umarım sizlerde benim kadar beğenirsiniz canlar💕

Oy vermeyi unutmayın! Keyifli okumalar...

Moralim yerleri süpürüyordu şu an. Yüzüm bir anda asılmış çamaşırlar gibiydi karşısında. Ama tüm bunlar üzüntüden oluşan belirtiler değildi. Korkuyordum. Hızlı düşünmem gerekiyordu. Vücudumun titremesini bastırmalıydım. Yutkunmuşlarım boğazımı yırtarak ilerlerken çatılmış kaşları korkumu daha da arttırmıştı. Bir süredir bana hiç bu denli kızmamış ben de karşısında titrememiştim. Nereden fark etmişti anlamıyorum ya. Bu kadar dikkatli olmak zorunda mıydı?

"Nereden buldun diyorum sana" dedi dişlerini sıkarak. "Gece boynunda görmedim. Sakın benim deme" işaret parmağı kuş gibi havalanmış yüzümün hizasında gelgitler yapıyordu. "Senin böyle bir kolyen yok." Kolumu tutup "eğer içerdeki aldıysa..." dedi.

Hayda! Berkcan'dan şüphelenmişti. O yüzden öfkesi katlanıyordu giderek. Hemen durumu lehime çevirmek için 'hayır abi, ne alakası var onunla?" Dedim. Yavaşça bırakmıştı kolumu. Ama kaşları hâlâ çatıktı. Bu da şüphesi devam ediyor anlamı taşıyordu.

"Kim aldı o zaman?"

Çok öfkeliydi. Sert suratı maya gibi ekşimiş, bir an bekleyip ikinci şüpheli sanığı sorgulamıştı.

"Yoksa Yusuf mu aldı?"

Az öncekine göre sakindi sesi. Ya da henüz patlamadı demek daha doğruydu. O aldı diyemezdim. Onu onaylarsam açıklayamazdım. Abimin lav gibi öfkesinin arasında kalır taşlar gibi erirdim. Babamda kurtaramazdı elinden. Çünkü gecenin bir vakti evlerine gitmiştim. Onun aklı çok yönlü çalışırdı. Kesin olmayacak şeyler düşünürdü şimdi. Asiye teyze de zaten bizi başbaşa yakalamıştı, çıkmazlara sürüklenirdim eğer bunu duyarsa. Hayır desem ısrarla ve daha öfkeli bir tonda sormaya devam ederdi kimin aldığını. Ve eminim ki hâlâ Berkcan üzerindeydi onun okları. Şu an sadece benden açıklama bekliyordu. Ne yapacağım diye karalar bağlarken tek çıkış noktam olduğu kesinleşen tozu alınmış pembe yalanlarımın kapısını çalacaktım eskisi gibi ki dişlerini sıkarak ikimizin duyacağı tonda bir kez daha kızdı.

"Cevap versene abim. Kim verdi bu kolyeyi?"

Dişlerinin arasında ezilen kelimeler benim gibi titriyordu ağzından çıkarken. Bir şey bulmalıyım derken nefesim cılızca narin bir ad anmıştı.

"A-Asya abla..." dedim kekeleyerek. "Asya abla verdi abi."

"Asya mı?"

Hızlıca salladım kafamı. "Hı hı" dedim. "Dün gece beni mutsuz görünce biraz hava aldık beraber, sonra bana, üzülmeyeyim diye kendi kolyesini verdi. Ş-Şans... Onun şans kolyesiymiş bu."

KIZILWhere stories live. Discover now