62.Bölüm

646 113 517
                                    

Bu bölümü değerli okuyucularım Mermaid1207, OvguCan6 ve SudeTop0 'a ithaf etmek istiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu bölümü değerli okuyucularım Mermaid1207, OvguCan6 ve SudeTop0 'a ithaf etmek istiyorum.

Keyifli Okumalar 🌼💕

Duyduğum cümle beynimde birkaç kez yankılanırken dona kalmıştım. Hayır Asya abla, şu an bunu gerçekten söylemiş olamazsın derken masum gülümsemesine baktım. Tıpkı diğerleri gibi yemeğini yemeye devam ediyordu. Şu an benim için o masada yalnızca abim var gibi hissetmiştim. Nefes almıyordum sanki. Başımı döndürmeden titreyen vücudumda gözlerimi yavaşça ona çevirdim. Yalanımı yakalamıştı. Çaktırmadan dişlerini sıktığının farkındayım. O an kalbimin sesi kulaklarımda konser veriyordu. Yarı açık ağzımda şimdi hızlanmıştı nefesim, dilim damağım kurumuştu. Elinde tek seçenek kaldığı için kolyeyi kimin verdiğini anlamıştı. Yemeği çoktan bırakan abimin elleri, masaya; tabağının kenarına paralel olarak uzanmış başını yavaşça bana döndürüp bakmıştı. Bir an göz göze gelmiştim onunla. Çatıktı kara kaşları. İlk günkü kıskanç Kerem'in göz bebeklerinden bakıyordu. Çok değil, bir hafta öncesine dönmüş gibi hissetmiştim ve bu içimde büyük bir korku varilinin devrilmesine sebep olmuştu. Evet şu an içim abimin korkusuyla dolmuştu. Bu korku bir yerlerden tanıdıktı, hatırlıyordum. Berkcan... Ona sarıldığımı öğrendiğinde kahve götürmeme izin vermediği günde bu duyguyla çalkalanmıştı bedenim. Başımı önüme çevirmiştim hızla. Gözlerine bakarsam korkum daha da katlanacaktı. Başımı tabağıma eğip soluma kalan bardağı elime alarak hafifçe titreyen parmaklarımdan kaydırmadan bir çırpıda dikmiştim kafama. Daha bardağı masaya koymama fırsat vermeden kısıkça bana seslendi.

"Kızıl"

İşte şimdi bitmiştim. Vücudumu amansız bir titreme kaplarken sesim içime kaçmış gibi cılızca efendim abi dedim. Hâlâ önüme bakmaya devam ediyor başımı ona çeviremiyordum. Öfkesi sesine o kadar net yansıyordu ki şu an, bu yaşadıklarımın rüya olmasını bile isteyemeyecek durumdaydım.

"Benim telefon" dedi bana dönerek. "Şarj olmuş mu, bir bakar mısın?"

Annem duymuştu bizi. Oğlum ne acelesi var, yemek yiyor çocuk dedi.

"Annecim önemli. Kızılay'a göndermiyorum kızını, odama çıkacak."

Ateşinde cayır cayır yanmam için beni yukarı çıkartıyordu bilerek. Babamdan bile bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Korkuyu eline almış sanki vücuduma ilmek ilmek işliyordu. Sert suratı normalden de sert duruyordu şimdi. En ufak bir mimik yoktu çehresinde. Olumsuz bir cevap onu daha da çok kızdıracaktı. Korkunun ecele faydası yok! Mecburen yüzleşecektim. Gözlerimi gözlerine kaydırıp hafifçe boynumu kırdım. Hareketlerimle yalvarıyor gibiydim karşısında. Kafasıyla yukarıyı işaret ederek hadi dedi. Ağlamamak için sıkıyordum kendimi. Alt dudağım yavaşça titremeye başlarken sessizce başımı salladım. Herkes tatlı bir sohbet içinde; çatal kaşık sesleri kahkahalara karışırken masadan kalkıp aheste aheste yürüyüp merdivenlerden yukarı çıkmaya başlamıştım. Basamaklar normalden de hızlı kayboluyordu ayaklarımın altında. Oysa şu an bulutlara kadar uzanmasını isterdim. Gökyüzüne çıkıp gecenin karanlığında kaybolarak yok olmayı ve böylelikle elinden kurtulmayı... Bir kolyeye bu kadar tepki verirse mesajlar... Elimi yüzüme koydum. Allah'ım bitmiştim ben! Odasının kapısının önünde gelmesini bekliyordum. Biliyorum bir bahaneyle gelecekti arkamdan. Burnumu çekince o an korkudan birkaç damla gözyaşı akıttığımın farkına varmıştım. Son zamanlarda her şey üstüme geliyordu. Yaptığım hataların ve söylediğim yalanların cezasını çekiyordum hep. Ama bütün cezaları aynı haftada çekmek zorunda mıydım? Elimi boynuma atıp kolyemden güç almak isterken birinin merdivenlerden yukarı doğru çıktığını işittim. Geliyordu, abimdi kesin bu. Nefes alışverişlerim hızlanmış ve hıçkırıklara dönüşmüştü. Kolyeyi sıktığımı görünce daha çok kızar diye tişörtümün içine katmıştım. Yüzü görünmüştü. Bana öfkeyle bakarken odaya geçmemi işaret ederek hızlı hızlı geliyordu. Onun odasına girip yatağa doğru ilerlerken arkamdan hemen gelip kapıyı kapatarak üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Olduğum yerde dona kalıp, bana doğru öfkeyle attığı adımları sayıyordum. Acaba camdan atlasam mı diye iç geçirdim? Tam karşıma dikilmişti. Doğrudan gözlerimin içine bakınca korkuyla yere düşmüştü başım. Çenemi kavrayıp yüzümü doğrulttu. Dişlerini sıkarken neden bana yalan söyledin dedi?

KIZILWhere stories live. Discover now