31.Bölüm

1.2K 130 396
                                    

Bölüm Şarkısı: Kolpa/ Düş Yakamdan (dinlemenizi tavsiye ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm Şarkısı: Kolpa/ Düş Yakamdan (dinlemenizi tavsiye ederim.)

Yazarınızdan küçük bir not:
Bu bölüm 3917 kelime olarak diğer bölümlerden daha uzun oldu ama sebebi Kerem karakterini özlemeniz oldu diyebilirim. Bu yüzden sizleri daha fazla bekletmemek, Kerem'ciğinize bir an önce kavuşturmak için diğer bölümden uzunca bir kesit alıp (okul sahnelerinden) bu bölüme yapıştırdım. Fazla uzun bir bölüm oldu. Bu biraz beni, sizler sıkılırsınız diye tedirgin etti fakat sizler için bir sorun teşkil etmezse benim için bir sıkıntı yok. Çok uzun konuştum. Umarım bölümü beğenirsiniz.


Keyifli Okumalar. Oy vermeyi unutmayın. 🤗❤❤❤

Günün son tenefüs zilide az önce çalmıştı. Pek de iyi bir gün sayılmazdı benim için ama birazdan eğlenmeye başlayacaktım. Sıramın üstüne oturan Uçuk'un yüzüne kaydırdım göz bebeklerimi. Çapraz gülüşüyle sallamıştı başını. Bu da şakanın daha doğrusu intikamımın hazır olduğu anlamına geliyordu. Onun gülüşü benimde yüzümde güller açmasına sebep olmuştu. Biraz riskli bir şakaydı. Yakalanma ihtimali olsada, kimseye görünmeden halletmişti işini. Bu çocuk gerçekten profosyonelleşmişti bu konuda. Onu bana bulaştığına pişman edecektim. Biz Samet ile sırıtırken yanımızdan bihaber şekilde yavaşça geçip sırasına oturmuştu. O sırada telefonu ısrarla çalmaya başlamıştı. 'Alo' dedi şaşkınca. Sonra kükremeye başladı birden.

''Ne diyorsun lan sen?! Doğru konuş!
(...)
Kimsin sen birader? Bilmiyorum söyle.
(...)
Sen sınıfta olduğuma dua et. Yoksa yedirirdim o küfürleri sana.
(...)
Nereden buldun lan sen numaramı?!
(...)
Ağzını topla!..."

Onunla birlikte bende şaşırmıştım. Sinirli halini görmemiştim hiç. Arayan kimdi acaba? Telefonu kapatıp söylenirken bir yenisi daha gelmişti. Açtı tekrar 'alo' diyerek. Bu seferde 'bela mısınız siz bugün başıma? Nereden buldunuz numaramı? Ben öyle bir şey yazmadım kardeşim!' Diyordu. Samet'e baktım o an. Ben şaşkınca olanları anlamaya çalışırken o sırıtıyordu. Göz kırparak 'ne iş? Senin bi' parmağın mı var?' Dedim. Yüzüme doğru eğilip "intikamını küçük bi' hediye ile taçlandırmak istedim." Dedi. Hâlâ anlamsızca yüzüne bakarken devam etti.

"Bizim takıldığımız kafe yok mu? Orada garson Sülo vardı tanıdığım. Işıl ışıl bir mekanda çalışıyor da şimdi. Ondan erkekler tuvaletine bir numara yazmasını rica ettim. Sağ olsun kırmadı beni"

"İnanamıyorum sana Uçuk. Numarasını pavy..."

"Kızıl ne bağırıyorsun ya. İstersen müdürün mikrofondan konuş daha iyi duyulur."

Ağzım açık gülmeye başlamıştım. Ne diyeceğimi bilememiştim. Bu Uçuk'tan korkulurdu doğrusu.

"Ne? Biri gelip benim portakal kafalı kankamı üzecek ve bende sessiz mi kalacaktım?" Dedi başımı eliyle bastırarak severken. Ardından yüzüme doğru eğilip "o seni telefonla tehdit etti bende ona telefon şakası hazırladım. Hepsi bu. Abartacak bir şey yok. Ödeştik." Göz kırpmıştı doğrularak. "Ama biz birazdan öne geçeceğiz, merak etme sen" diyerek yanağımdan bir makas aldı.
"Hem henüz gece olmadı. Sen asıl o zaman gör. Arayan arayana. Şu an Sülonun arkadaşlarıdır muhtemelen. Dalgasına arıyorlardır."

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin