73.Bölüm

525 81 306
                                    

Bu bölümü çok sevdiğim, benim için oldukça kıymetli olan biricik kuzenim Dark_Angell42 'ye ithaf ediyorum

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Bu bölümü çok sevdiğim, benim için oldukça kıymetli olan biricik kuzenim Dark_Angell42 'ye ithaf ediyorum.
❤️💙❤️

YuKi dolu bir bölüm sizlerle.

Keyifli Okumalar.

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Kulaklarıma dolan bu şaşkın ses kime aitti biliyordum. Boynumu yavaşça yana çevirmiştim. Hayır, bu şaka olmalıydı. Tahmin ettiğim kişi doğruydu. Gülüşüm yanaklarımı süslemeyi bırakıp benden uzaklaşmıştı. Sert bir yutkunuş boğazımı deldi. Vücudumda pompalanan kan sıcaklığını yitirmişti sanki. O an elim ayağım buz kesmişti. Bedenim kışın gerilen elektrik telleri gibiydi. Kaskatı olmuştum. Birbirine yapışmış ince dudaklarım ağırca aralanmıştı. Ağzım yere düşecekmiş gibi şaşkınlıkla hafifçe açıldı. Dilim, Yusuf'un yanında ismini söylemeye varmasa da bir anlık dalgınlığın verdiği refleksle kısıkça Berkcan dedim. Durduğum için Yusuf'ta durup orman gözlerini ona çevirdi. Bebeksi yumuşaklığa sahip pürüzsüz ama hafifçe uzamış sakallı suratına baktım. Şaşırmıştı. Onun kim olduğunu daha doğrusu benim için önceden ne ifade ettiğini biliyordu. Zamansız bir karşılaşma olmuştu bu. Biraz yüzü düşmüş, gülümsemesi yok olmuştu. Bakışlarım yine Berkcan'ı vurduğunda yanındaki kızı fark etmiştim.

Siyah saçları omzundan bir şelale gibi  dökülürken Berkcan'ın bana söylediği o son sözler kulaklarımı çınlatmıştı. Kızın gözlerine bakarken "bir görsen melek gibi. Çok güzel Kızıl, çok seviyorum onu." dediğini hatırladım. Güzeldi gerçekten. Hayatına bir hata olarak iz bıraktığım bu çocuğa o kızla içimden mutluluk dilemiştim. Kendi mutluluğumun elini iyice sıkarken, onun da benim için hata olduğunu anlamış; orman gözlerine dalmayı sevdiğim adama kafamı bir anlığına çevirip bakarak yine içimden bu kez iyi ki demiştim.

Yusuf'un rahatsız olduğunu yüzündeki yavaş ama bariz gerilmeden anlayabiliyordum. Oysa buna gerek yoktu. Dudaklarımı belli bir seviyeye kadar zorlayarak onlara umursamaza çalan utangaç bir gülümseme ile kafamı belirsizce oynatıp selam vermiştim. Karşısında olmak benim için oldukça utanç vericiydi. O günden sonra hiç görüşmemiştik, bize asla gelmemişti. Hem kendimi, hem de benim için daha değerli olan sevgilimi zor durumda bırakmak istemeyerek yüzümü önüme çevirecektim ki ismini bile anımsamadığım o kızın ağzından çıkan kısık cümleleri duymuştum.

"Kızıl mı? Sarp'ın kardeşi mi?" Kıkırdayıp "hani şu sana aşık olan kız..." demişti. Her ne kadar yüksek söylemese de duyacağım normallikte çıktığını o da biliyordu. Benimle dalga geçtiğini sezmiştim. Sesindeki alaycı ton bunu bildiriyordu. Utançtan kızaran yüzüm hâlâ onlara dönükken Berkcan mahcup bakışlarını gözlerime kaldırdı. Dudakları aralanmıştı fakat herhangi bir şey söylemeden yeniden kapandı. Sağ elini çenesine doğru götürüp dudaklarını gizleyerek bir şeyler mırıldanmıştı. Sevgilisi çatık kaşlarını ona döndürüp bu kez aynı tonda: "Niye ayıp edeyim canım, yalan mı?" dedi.

KIZILTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang