68.Bölüm

601 91 452
                                    

68 Benim için özel bir sayı olduğu için bu bölümü kendime ithaf ediyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

68 Benim için özel bir sayı olduğu için bu bölümü kendime ithaf ediyorum.

Hatalarım olduysa mazur görün,

Keyifli Okumalar

Oy vermeyi unutmayın.

Gördüklerime başta inanamamıştım. Ellerim ağzıma giderken parlayan gözlerimi o şaşkınlıkla abime çevirdim. Yüzüme sadece içimi ısıtacak kadar sıcak bir gülümseme bahşetmişti.

"Benim için mi?" dedim. Kafasını sallamıştı. Gözlerimi yeniden büyülendiğim kamelyaya çevirdim. Onu ayakta tutan direkleri turuncunun en koyu renginde boğulmuş tüllerle sarılıydı. Girişin tepe kısmında çiçek şekli verilmiş rengarenk balonlar, kamelyanın parmaklıklarından da iplerle bağlanarak havaya doğru serbest bırakılmışlardı. Yürümem için etrafımda kenarları çiçeklerle donatılmış yolda ilerlerken yerde küçük notlar buluyordum. Bir tanesinde 'sen anne ve babamdan kalan en değerli mirasımsın.' yazarken diğerinde de 'bu enkaza dönen ruhumdaki tek çiçek sensin.' yazıyordu. En son notta ise şunlar yer almıştı:

"Benim sert rüzgarlarım var çiçeğim. Batıdan esse kırılırsın. Doğudan esse kırılır, güneyden, kuzeyden esse kırılırsın.
Benim kavurucu sıcağım var çiçeğim.
Hangi yönde olursan ol, hep tependeyim. Solar yaprağındaki koyu renklerin.
Benim sağanak sağanak yağmurlarım var çiçeğim. Söylediğin her sözde yağar, akar sellerim. Boğulan ikimiz oluruz.
Bir de sensiz geçen kara kışlarım vardı çiçeğim. O beyaz örtünün üstünde yoktun diye kendini kaybolmuş hissetme, sen hep en güzel yerde gizliydin, Kızıl'ım, meleğim benim."

Dilim tutulmuştu. Ne kadar ince anlamlar içeriyordu mısraları. Bu sabahı anlatıyordu her şey. Sert rüzgarlardan kastı diliydi. Beni kırdığını söylemişti. Sürekli tepemde olan sıcak ise sevgisiydi. Fazla sevgisiden dolayı beni istemsizce kırdığını dile getirmek adına solar renklerin diyordu. 3.mısrada onu ağlatan kelimelerim olduğunu belirtmişti. Bu yüzden ikimizin de kırıldığını. Ve son satır...  Elimi ağzıma götürdüm. Böyle bir şey beklemiyordum. Ağzım yüzümdeki en geniş hâlini alırken yüzümü ona döndüm. Durmuştu hepsi birden. Tebessüm ettim. Sert suratı pamuk şeker gibiydi. Elimdeki notu gösterip usulca sordum.

"Hani süslü kelimelerin yoktu?"

Güldü bana. "Dilime dökecek dedim." dedi. "Kağıda değil."

"Ah küçük diktatör. Seni seviyorum." deyip yürümeye devam ederken yaklaştıkça kamelyanın içini daha rahat görmeye başlamıştım. Allah'ım çok güzeldi tüm bunlar. Bir hayali, masal kitabında yaşıyor gibiydim. Zemini turuncu gül yapraklarıyla doluydu. Başımı yavaşça kaldırdığımda aaa diyerek nefes almıştım. Ağzım açık kalmıştı.

KIZILWhere stories live. Discover now