8.Bölüm

2.4K 245 474
                                    

Bu bölümü beni ve kitabımı destekleyen değerli okuyucum sensevyinedebirini 'ye ithaf ediyorum

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Bu bölümü beni ve kitabımı destekleyen değerli okuyucum sensevyinedebirini 'ye ithaf ediyorum...

İYİ OKUMALAR...

Oy verin!

Sinsi gülüşünün ardında saklanan şeytan diline yerleşerek sözcük olarak dökülüp saçmalık olarak girmişti kulağıma.

"Buraya yürüdüğün o merdivenleri geri geri çıkarak gel, öyle söyleyeceğim" dedi.

Şaka falan yapıyordu herhalde. Ona doğru tamamen dönüp birkaç basamak çıkarken "abi dalga falan mı geçiyorsun?" dedim. Sadece sırıtıyordu. Yanına geldiğimde bezgince devam ettim.

"Ne oldu? Ne söyleyeceksen çabuk söyle. Okula geç kalacağım." 

Doğrusu dün olanlardan sonra hiç de okula gitmek istemiyordum. Ama sebebini açıklayamadığım bahanesiz bir devamsızlık evde kıyameti koparırdı. Sebebini açıklars... Offf! Açıklayamazdım. Kendi kendimi bu girift düşüncelerde boğarken küçük lord sol elini omuzuma atıp "yooo. Dalga falan geçmiyorum. Gayet ciddiyim." dedi. Basamakları gösterip devam etti. "Öğrenmek istiyorsan, şimdi merdivenlerin tam ortasına git ve yanıma geri geri çıkarak gel. Anladın abisi?"

"Anlamadım beybisi. Şeytanla anlaşma falan mı yaptın sen? Git şu Kızıl'a musallat ol, seni maaşa bağlayacağım mı dedi? Doğru söyle kaç para veriyor sana?"

Yüzüme bakıyordu dik dik. "Hayır yani beni rahat bıracaksan toplu ödeyeyim maaşını, istersen çek yazayım."

"Senin paran benim isteyeceğim miktara yetmez be gülüm."

"Babam zengin be yakışıklı" diyerek göz kırpınca öfkesi döviz gibi artmıştı. Çocuk babasının ismiyle bile karşılaşmak istemiyordu. Türkçe'de en sevdiği konu olan ve sık sık hayata geçirip üstümüzde canlı örnek olarak kullandığı emir cümlelerinden birini kurup buraya geri geri yürüyerek çık dedi.

"Hayır" dedim. "Ben senin oyuncağın değilim abi. Kız kardeşinim."

"Dediğimi yapıyor musun, yapmıyor musun kardeşim?"

"Lütfen söyleceğini söyler misin abiciğim? Seninle oyun oynayacak vaktim yok. Hadi oyalama beni."

"Sana dediğimi yap dedim" diyerek diş sıkmıştı.

"Yaa abi..."

Yüzüne bakmıştım. Ciddi duruyordu. İyice saçmalamaya başlamıştı. Sorunu neydi bu çocuğun? Benimle alıp veremediği şey ne anlamıyorum. İlk geldiği haftayla son hafta arasında ne değişmişti? Ama sabah sabah hiç Kerem abimle uğraşamazdım. Zaten Sarp abim sabah kızmıştı, Gamze desen küs. Birde Kerem abimi çekemezdim bugün.

KIZILUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum