85.Bölüm

184 20 104
                                    

Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar!

Lütfen Oy vererek destek olun.



Gözlerimi her ayrıntıyı atlamadan odamın içinde gezdirdim. Şu an baktığım yer yıllarca uyumuş olduğum yere benzemiyordu. Yarı açık ağzım ve bariz şaşkınlığıma karışmış mutluluğumla birkaç adım içeri ilerledim. Babam tam penceremin karşısında bana gülümsüyordu. Annem arkamdan omzuma dokundu. Onunda yüzünde aynı tebessüm yeşermişti. Geçen akşam bakıp seçtiğim her eşya kendine bir köşede yer edinmiş, yatağım baştan aşağı değişip büyümüştü. Duvarlarımda acılarımın solduğu renklerin izi silinip yerine taze umutlarım, sır gibi saklı hayallerimin bulutumsu rengi sürülmüştü. Dolaplarım farklıydı, perdem, çalışma masam farklıydı, avizem pencere pervazım bile değişmişti. Geriye kalan  yalnızca fotoğraflar, birkaç obje ve kitaplarımdı. Üstelik hala da biraz tiner kokuyordu.   Babam kucağını açmış ''O çocuğun izlerini silmek için her şeyi yapacağım. Yeniden güzel yüzünün gülmesi için her şeyi.'' dedi. Tomurcuk yaşlarla dolmuştu bakışlarım. Kucağına koştum hemen. Sıkıca sarıldım. Hİç bırakmamak ister gibiydim. Beni kucağına bastırdıkça babamın sıcaklığını içime çekiyordum. Çektikçe de doktorumun söylediği sözleri yeniden işitir gibi oluyordum. ''Beğendin mi?'' diye sordu. Başımı göğsünden hiç kaldırmadan evet dedim. Sesim kış günündeki camlar gibi buğuluydu. Kafamdan öptü. Beni çok sevdiğini söyleyip bir daha öptü. O an hayat bana benim için bulutların ardında saklanan güneşin yüzünün bir parçasını gösterdi. Beynimdeki sisler dağılıyordu. Bu hayattan yediğim kaçıncı tokattı bilmiyorum. Sadece iki kez yere üştüğüme eminim ve ikinci düşüşümden de kalkmak üzere olduğumu biliyorum. Ailemin sarması gereken yaralarımı ilk düştüğümde saran Ayaz olurken, bu defa da ikinci düşüşümde onun açtığı yaraları saran ailem beni ayağa kaldırmak istiyordu. Hayat ne garip! Geç kalınmışlıklarla yaşadığımızı sandığımız bu dünyada aslında hiçbir şey için geç kalmış değildik. İnsan her düşüşünde daha çok büyürmüş, onu öldürmeyen her acı güçlendirirmiş. Ve insan her defasında yeni bir şey öğrenirmiş. Babama sarılmaya devam ederken anneme de baktım. Açılmış parmaklarıyla ağzını saklıyordu. Gözlerimle gözleri buluşunca yanıma gelip sarıldı. Sevginin iyileştirici gücü damarlarımdan vücuduma süzülüyordu. Sarp abim kapıdan bizi izlerken 'kıskanıyorum ama ha.'' dedi. Gülerek ayrıldık üçümüz birbirimizden.

''Sen küçükken de kıskançtın ponçikcim.'' 

''Yapma baba ya sen de mi?'' diyerek bozuk çaldı yalandan.

''Gerçekten ponçiğe benziyor kızım bu.'' Kolunu boynuma attı. Ben de beline doladım. ''Ben diyorum size baba, çok tatlı ponçiğe benziyor diye.''

''Sen de cadıya beziyorsun ama biraz.''

''Baba yaa.'' diyerek nazlanınca yeniden başımdan öptü. Annem artık yemeğe inmemizi söyler babam bana tatlı cadım diye söylenmeye devam etmişti.

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin