33.Bölüm

1.1K 121 250
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın

Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.


Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar dilerim ❣️

"Olmaz" dedi "akşam yemeğe davetliyiz."

'Yemeğe mi?' Diye şaşırmıştım. Necati amcalara mı gidecektik acaba? Belki de Betül teyzeler çağırmıştı. Uzun süredir görüşmüyorduk çünkü. Yoksa dedim heyecanla içimden, Antalya'ya Mesut amcamlara mı gidecektik? Geçen sene de babam bize sürpriz yapmak için haftasonu 2 günlüğüne götürmüştü. Ama dedim yine içimden, bu sefer burukça. Öyle olsa annem bir şeyler atıştırmama izin verirdi. Akşama yetişeceğimiz bir yemekti bu ve akşam olmak üzereydi. Hayalim suya düşerken davetli olduğumuz evin Ankara'da bir yerde olduğuna kanaat getirmiştim. Ama o ev neresiydi? Necati amcalar dışında her yere gidebilirdim sanırım. Özünde iyi insanlardı fakat kafama göre kimse yoktu evlerinde. Tek çocuklarını da çoktan gelin etmişlerdi. Ve karısı yanaklarımı ne zaman görse bir türlü rahat bırakmaz, koparacak gibi sıkarak severdi. Daha fazla merak deryasında yüzmek yerine, bende, nazikçe anneme sormuştum.

"Kime davetliyiz?"

Kafasıyla işaret ederek "yan tarafa" dedi.

İhtimallerimin çürüyüşünü hiç bu kadar büyük bir şaşkınlıkla karşılamamıştım. Az önce yan taraf derken Yusuflar'dan mı bahsetmişti annem? Umarım diğer yandan bahsediyor demeyi çok istiyordum ama o taraf caddeye bakıyordu. Belki cadde seçeneği doğruydu ve babam bizi yemeğe götürecekti diye kendimin bile inanmadığı sahte bir umut ışığı yakmıştım içimde cılızca. O an afallamış kızına bir darbe daha indiriyordu Semiha Sultan acımadan.

"Asiye hanım aradı sabah. Bende babana sordum olur dedi. Umarım trafiğe takılıp geç kalmaz."

Yusuflar'a gittiğimiz kesinleşmişti. Kadın gaddarca, içimdeki harlamaya çalıştığım sahte alevlerimin üstüne koca bir su tankeri devirmişti resmen. Ayaklı belalara gidecektik. Bugün olmasını istediğim son şeydi bu. Necati amcalara bile gönüllü gidebilirdim şu an. Tabii istemediğim bu durum karşısında itiraz çok gecikmeden gelmişti ben tarafından.

"Ne işimiz var ya? Ben gitmek istemiyorum. Evde kalacağım."

"Saçmalama Kızıl!"  Vurgulu kelimelerini normalden biraz yükselmiş sesi ile tamamlamıştı. "Ne demek gitmeyeceğim, evde kalacağım? Hep beraber gideceğiz. Ayıp olur kadına."

"Anne ne alakası var, gitmek istemiyorum?!" Ardından koltukta uzanan küçük diktatörüme dönerek "hem belki Kerem abimde gitmek istemeyecek oraya. Niye kabul ediyorsun hemen bize sormadan" dedim. Annem abime bakarak sordu. "Kerem sen de mi gitmek istemiyorsun?"

Başını telefondan kaldırıp, baktı.

"Gideriz ya. Niye gitmeyelim. Davete icabet etmek gerekir. Kadın o kadar hazırlık yapmıştır şimdi." 

KIZILDär berättelser lever. Upptäck nu