bir

8.6K 313 246
                                    

Karanlık sokakta adımlamaya başladım. Sahilden gelen dalgaların sesi kulağıma dolarken, derince soluklandım. "Sessiz," diye mırıldandım.

"Busan'ın en çok bu hali güzel işte."

Uzun bir süredir böyleydim. Sabahları neşeden ve enerjiden kuduran ama bunu dışarı vuramayan, akşamları üstüne çöken yorgunluğu ve baş ağrısını sahilde yürüyerek atmaya çalışan bir liseli. Her riski göz önüne alıp gecenin üçünde yürüyüşe çıkan bir gerizekalı.

Cebimden çıkardığım telefonumun kilidini açıp, kulaklığımı yerleştirdim. Ballad tarzdaki şarkılardan birini seçip sesini biraz yükselttim. Adımlarım yavaşlamıştı, şarkının ritmine uygun bir şekilde adımlıyordum. Bir süre sonra istemsiz şarkıyı mırıldanmaya başladım. Kelimeler dudaklarımdan dökülürken düşüncelerime dalmıştım.

Sadece...her şey çok karışıktı. Neden düzenli bir hayatım olmadığını sorguluyordum, bende mi bir hata vardı yoksa çevremde mi? Geçirilen yıllar çöp gibi atılabiliyor muydu öyle kolayca? En yakınım bildiklerim bile bana sırtımı dönmüşken, beni şu koskoca dünyada öğrenci halimle tek başıma bırakmışlarken, bana ilgi değil para vererek yaşamamı bekleyen bir ailem vardı. Ben ölürsem vicdan azabı çekmemek için para gönderiyorlardı, önemsediklerinden de değil.

Sıkıntılı nefesimi havaya bıraktım ve ellerimi cebime soktum. Sesi en yüksek seviyeye alarak söylemeye başladım. Nasıl olsa kimse yok.

Yanından geçerken eski, neredeyse dökülecekmiş gibi duran, binaya baktım. Son derece berbat bir bina. Kim bilir ne kadar eski... Denize de yakın, güzel konumlanmış aslında. Keşke değerlenseymiş.

İlerlemeye devam edecekken ayağımın ucuna düşen kağıt uçakla birlikte yerimde sıçradım ve istemsiz söylendim. "Ödümü kopardın!"

Ürkütücü bir durumla karşı karşıyaydım. Gece üç ya da dört, acayip iyi katlanmış bir uçak ayağımın dibine düşüyor. Pekala, bu durumda ne yapmalıyım?
Eğilip almalıyım!

Kağıt uçağı alıp açtım. Lütfen kötü bir şey olmasın. Lütfen kötü bir şey olmasın.

'Güzel şarkıymış
-pjm.'

Okuduğum yazıya karşılık sesli, neşeli bir gülüş attım. "Bu ne şimdi..?" Diye mırıldandım. Aslında durumdan memnundum, eğlenceli gözüküyordu.
Ya da canım fazla sıkkındı, bela almak istiyordum. Kısacası kaşınıyordum.

Uçağa bir daha baktım. Kimse kimdi ancak uçak yapmayı iyi biliyordu. Uçağı katlayıp denize doğru attım. Bana gönderilen mesajı okumuştum ve bu benim fazla eylemde bulunmama olanak sağlamıyordu.

Müziğin sesini azıcık daha açarak yürümeye devam ettim. Ancak yine uçak gelmişti. Hem de kafama.
Elimi sinirle açık saçlarımın üstüne koydum ve uçağın geldiği yöne döndüm. Cidden sinir bozucu! O uçak ne kadar da sivri öyle-

Bina.

Uçakları atan her kimse, binadan atıyordu. Hatta onu atarken düzgün açıyla atabiliyordu. "Buldum seni." Deyip binaya çarpık bir gülüş attım. Elimi saçlarımın arasından çekerek yerdeki kağıt uçağa uzandım.

'Uçaklar denizde yüzemez
-pjm.'

Sinirli bir nefes verdim. "Çok zekisin, çok." Diye hafifçe bağırdım.

Binaya çıkıp yanına gitsem zarar görmezdim sanırım. Yani kim olduğunu ve amacının ne olduğunu bilmiyorum ama gideceğim. Çünkü canım sıkıldı ve kendimi iyi hissetmiyorum. Konuşacak birine ihtiyacım var ve demiştim, ben gecenin bir saatinde dışarı çıkıp risk alan bir gerizekalıyım.

paperplane || park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin