yirmi dört

1.9K 138 57
                                    

"Yarın sabah görüşürüz," dedi Jimin elimi bırakacakken.

Otele girmek üzereydik, onun odası benden iki kat yukarıdaydı. Ayrıca erkeklerden birinin bir kızın odasına girdiği görülürse öğretmenler tarafından azar işitmekle kalmayıp bir de dedikodularda adım daha da kötü bir yere çıkardı.

"Bir kere daha sarılmama izin ver," desikten hemen sonra kollarımı Jimin'e doladım. Hafifçe kıkırdadı ve bir elini sırtım, diğer elini de enseme koyarak beni kendinde daha da çekti. Saçlarıma bir öpücük kondurdu ve kafamı okşadı.

"Sabah kahvaltıda görüşürüz," dedi Jimin dudaklarını kafamdan ayırarak. Ben ise kollarımı ondan ayırmak, ondan uzaklaşmak istemiyordum. Bir şekilde birlikte kalabilmenin yolunu bulabilmek için can atıyor ve deliriyordum ancak bunun imkansız oluşu beni yalnızca biraz daha delirtiyordu.

"Hadi," dedi Jimin sarılmamızın uzadığını fark edince. "Yarın tüm gün benimlesin," dedim bencile davrandığımı bile bile. Arkadaşları ile de görüşecekti elbette ama bana daha fazla zaman ayırmasını bencilce de olsa istiyordum. Kendimi affettirmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım!

"Tabii ki," dedi Jimin kulağımın üstüne bir öpücük kondurarak. "Güzelce uyu," diye de fısıldadı kulağıma.

Koridordan gelen tanıdık, duymamayı tercih ettiğim o ince ses ile birlikte tüylerim ürpermiş, Jimin'den uzaklaşmaya çalışmıştım. Jimin ondan kollarımı ayırma sebebimin sesin sahibi olduğunu anlamış olacak ki klllarını daha da sıktı ve dudaklarını alnıma değdirdi.

Donup kaldım, aynı süreçte merdivenlere yaklaşıp bizi gören kızlar da donup kaldılar. Jimin alnımdan dudaklarını ayırdı ve çenesini yanağıma değdirerek kulaiıma fısıldadı.

"Tatlı uykular," dedikten hemen sonra kollarını gevşetti ve ellerini indirdi. Benden bir adım uzaklaştığında yüzünde çekici, saf gülümsemesiyle birlikte hafifçe elini salladığında şok olmuş ifademi yüzümden atamadan karşılık vererek elimi salladım. Ardından Jimin merdiveni çıkan adımlarını hızlandırdı ve gözden kayboldu.

"Park Jimin salak olmalı," dedi Chun Hei'nin yanındaki kız. Tam yanlarından geçecekken Chun Hei yüksek sesle bana doğru konuştu. Bu cümlenin yankı yapacak oluşundan korkuyordum ama kendimi düşürdüğüm bu durumu kabullenmeliydim. Gerçek değildi ama onlar için gerçekti. Ne kadar salaklaşmıştım ben? Neden kendimi bu duruma düşürmüştüm ki? Bela arıyor olmalıydım. Aklım başımda değildi sanırım.

"Ya da Kim HyeRim vücudunu iyi kullanıyor," demişti Chun Hei. Hiçbir tepki vermeyerek elimdeki anahtarı odamın kapısına geçirdim ve kilidini açtım. "Gerçekten... Utanmazın teki," dedi az önce Jimin'e salak diyen kız.

Kendimi düşürdüğüm bu durumdan ve Jimin ile aramızı yersizce açmaktan sonsuz bir utanç duyuyordum. Kimsesi olmayan bir kız için gerçekten risk içeren bu dedikodular daha ne kadar yayılacaktı ya da ne zaman susacaktı bilmiyordum. Sadece şimdiki aklımla birkaç gün önce salladığım onca şeye ve kurduğum bu boktan hikayeye dönüp baktığımda ne kadar salak olabildiğimi düşünüyordum.

Uykusuzluk başıma mı vurmuştu? Delirmenin eşiğine mi gelmiştim de bu kadar anlamsız şeyler uydurmuştum? Yoksa sadece kendimi umursamadan o gün salak aklımla binaya çıktığım gibi bu söylentilerden de korkmayacakmışımcasına salakça mı uydurmuştum? Salaktım. Tek açıklaması buydu, salaktım. Akıllı bir salaktım.

Odaya girmemle JaeYeun'un yatakta uzandığını, ancak yüzünü yastığa bastırdığını görmemle birlikte uyuyup uyumadığını kontrol edebilmek adına ona seslendim.

"Jae Yeun?"

"Hay gerizekalı! Senin beynini sikeyim ben!" Diyerek bağırmaya, yatakta ayağa kalkıp işaret parmağı ile beni göstermeye başladı. "Teşekkürümü istiyorum!"

paperplane || park jiminWhere stories live. Discover now