3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"

43.8K 1.7K 52
                                    

     Sevgili baharyeli'ne beni kırmayıp kitabımı okuduğu için ve bu güzel kapağı hazırladığı için çok teşekkür ederim. Emeğine sağlık canım.

     Naif ve içimizden bir hikaye okumak istiyorsanız ve hala baharyeli'nin "kaçak" kitabını okumadıysanız, çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Bir göz atın, inanın pişman olmayacaksınız. 

*********************

     Keskin bıçak tenimi bir kez daha keserken “Yalvarırım dur artık.” diye belirli belirsiz sayıklıyordum. Göğsümün altından damlayan ıslaklığa bakmaya her ne kadar gücüm yetmese de kan damlalarının vücudumdan akıp gittiğini hissedebiliyordum. Ayaklarımın önünde oluşan küçük çaplı kan gölünü gördüğümde, zaten titremekte olan vücudum daha da kasıldı. Ellerim ve ayaklarım sandalyeye bağlanmış vaziyette çaresizce yardım istedim.

      Eymen hiçbir duygu kırıntısı barındırmayan bakışlarıyla, bağlı olduğum sandalyenin önünde diz çöktüğünde, elinde tuttuğu bıçağın parıltısı gözüme yansıdı. Gerilen vücudumla çırpınmaya başladığım da boşta olan eliyle bacağımı tutup yüzünü yüzüme daha da yaklaştırdı.

      “Demek küçük oyunumuzdan annene bahsettin kardeşim.” dedi dişlerini sıkarak. “Oysa bunun sadece ikimizin arasında bir sır olarak kalacağı konusunda anlaşmıştık, ama sen ne yaptın ilk fırsatta sevgili anneciğinin kollarına koştun.” Gözleri transa girmiş gibi bakıyordu.

      Elindeki bıçağı göğsümün altındaki kesiğin üzerine koyduğunda boğazımdan bir çığlık fırladı. Biraz önce kestiği yerin üzerine, daha da bastırdı. Çıkmayan sesimle tekrar yalvardım. “Özür dilerim. Bir daha olamayacak ama lütfen lütfen daha fazla canımı yakma.”

      Yalvarışlarım karşısında gözlerinde gördüğüm sevinç pırıltılarıyla, karşımdaki bu adamın bir yüreği olmadığını bir kez daha anlamıştım. Bu adam benim acı çekmemden zevk alan bir sadistti. İçimden, daha fazla ileri gitmemesi için bildiğim bütün duaları ediyordum.

      Elini ağzımın kenarına koyup çenemi sertçe sıktığında, kalan son gücümün de tükendiğini hissettim. Gözlerini iyice gözlerimin hizasına getirip “Daha fazlasını yapmamı istemiyorsan, annene;  bunları kendine senin yaptığını söyleyeceksin anlaşıldı mı?” diye tısladı.

      Çığlık atmaktan kısılan sesimin acısıyla yutkunup, gözyaşları içinde başımı aşağı yukarı sallamaktan başka bir şey yapamadım.

      Yanağıma inen tokatın gücüyle bağlı olduğum sandalye ile birlikte yere yığıldım. Üstüne düştüğüm kolumun acısıyla artık bağıra bağıra ağlıyor, iç çekiyordum. Beni yerden kaldırıp tekrar sandalye ile birlikte oturttu. Bütün kan yüzüne toplanmış gibiydi. “Söyle” dedi sinirli sinirli “Bunları sana kim yaptı?”

      Ona cevap vermeye takatim yoktu ama biliyordum ki cevap vermezsem daha kötülerini yapacaktı. Belki de kan kaybından ölene kadar vücudumu kesecekti. Elindeki bıçağı gördüğümde olan gücümle bağırdım. “Be… ben yaptım, hepsini ben yaptım” diyordum hıçkırıklarımla birlikte. “Anneme yalan söyledim, aslında kendime ben zarar veriyordum” dediğimde yüzünden rahatladığını anlamıştım. Artık duracaktı biliyordum. Kafam yere düşmüştü, iç çekişlerim arasında “Ben yaptım hepsi benim suçum” diye sayıklıyordum.

      Usulca ellerimi ve ayaklarımı bağladığı ipi elinde tuttuğu bıçak ile kestiğinde, artık vücudumu taşıyacak gücüm kalmamıştı. Yere yığıldım, sessizce gitmesini bekledim. Kapının çarpma sesini duyduğumda ciğerlerimdeki son nefesi de verip, sessizce ağladım…

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now