71. bölüm

18.1K 756 85
                                    


"Ben o vicdanımı, o itin sana yaptıklarını öğrendiğim gün susturdum Güvercin ve bir yemin ettim. Feriştahı gelse yeminimi bozmam." diyerek alnımı öpüp bana sarıldı. " Ama üzülmene de dayanamam Güvercin. Sen, uğruna canımı feda edeceğim tek kadınsın... Ömrümsün... Canın yandığında yüreğimi dağlayan acım, yüzün güldüğünde yaşama sebebimsin... Seni seviyorum..."

"Beni hep sev sevgilim. Beni her geçen gün daha çok sev. Herkesten her şeyden çok sev. Annemden, babamdan bile çok sev." Dedim son cümlemde sesimin titremesine engel olmayarak. Elleri yüzümü daha sıkı kavradı. Onun da gözleri benim gibi dolmuştu. "Bana inan." Diyerek ben de onun yaptığı gibi ellerimle yüzünü kavradım. Birbirimize bir nefes kadar yakındık. "İhtimal vermeyeceğin şeyler bile söylesem, yine de bana inan olur mu?" Gözümden düşen bir damla Yağız'ın elinin üzerinden geçip üzerime düştü. Annemin bana inanmamasının eksikliğini ve korkusunu bir türlü içimden atamıyordum.

"İnanırım güzelim." Dedi gözyaşlarımı usulca uzaklaştırarak. "Sen bana ne desen inanırım zaten." Dedi.

"Bana güven."

"Sana kendimden bile çok güveniyorum Güvercin."

"Aksini söylesem bile sen gözlerime bakınca gerçeği gör tamam mı?"

"Seni senden bile iyi tanıyorum güzelim, bir bakışınla bana anlatmak istediğini anlarım ben."

"Anlarsın değil mi?"

"Anlarım tabi yavrum. Yeter ki sen üzülme, ağlama." Diyerek alnıma bir öpücük kondurdu. "Korkularını da güvensizliğini de anlıyorum ama sen de bana güven ve her daim yanında olacağıma inan."

"Güveniyorum tabi sana. "diyerek Yağız'a sarıldım. "Bu hayatta inandığım, güvendiğim tek insansın. Ailem bile beni yarı yolda bıraktı." Diyerek hıçkırdım. "Benim de suçum vardı kabul ediyorum. Çok çelişkili şeyler söyledim. Yalanlar söyleyip sonrasında düzeltmeye çalıştım. Eymen'in yaptıklarını anlattığımda, annem bana inanmamakla haklıydı belki de. O kadar çok kafasını karıştırmıştım ki ama ben ne söylersem söyleyeyim inansın istedim." Gözyaşları içinde Yağız'a sımsıkı sarılmış başımı göğsüne dayamıştım. Elleri sırtımda ve saçlarımda şefkatle dolaşırken benim daha da çok ağlayasım geliyordu. "İnanmadı." Diye fısıldadım hıçkırıklarımın arasından. "Bana inanmadı ama ona yine de kızamıyorum ona kırılsam da onu sevmekten hiç vazgeçmedim."

"Canım, güzel yürekli karım benim. Ağlama güzelim. Kendini bu kadar harap etme. Kendini de asla suçlama. Sen sadece çocuktun. Asla yaşamaman gereken şeyler yaşamak zorunda kaldın. Bocaladın, çırpındın, aileni korumak için yalanlar söyledin. Çıkış yolu bulamadığın zaman doğruları söylesen de kendine inandıramadın." Başımın üzerine dudaklarını bastırarak derin bir nefes aldı. "Belki bana kızacaksın güzelim ama anneni suçlamadan edemiyorum. Nasıl sana inanmaz da o şerefsizin dediklerine inanır aklım almıyor. Psikolojin bozuk bile olsa ona itiraf ettiğin şey öylesine geçiştirilecek bir durum değil." Diyerek beni daha sıkı sardı. Gözyaşlarım sessizce süzülürken Yağız'ın haklı olduğunu bilsem de annemi sevmekten vazgeçemiyordum. "Bahsettiğimiz şey bir çocuğun, bir genç kızın teca..." diyerek cümlesini yarıda kesip birkaç saniye soluklandı. Bu kelime tüylerimi diken diken ediyordu. "İstismara uğraması." Diyerek cümlesini tamamladı. "Allah kahretsin, hangi anne böyle bir şey karşısında evladına değil de bir başkasına inanır? Üstelik de kızının suçladığı adama. Sen affetsen bile ben asla anneni affetmeyeceğim Güvercin. Sana yapılanlara göz yuman hiç kimseye anlayış göstermem, bu kişi annen bile olsa."

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now