Alıntı 1

14.1K 484 123
                                    

Öncelikle hepinize merhabalar demek istiyorum ve kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Bu hafta gelecek bölüm ile ilgili bir kaç tane kısa alıntılar paylaşacağım. Haftaya bölümlerimiz gelmeye başlayacak bir aksilik olmazsa. Beni sabırla beklediğiniz için hepinize çok teşekkür ederim. 

Yeni kapağımızı beğendiniz mi? Kapak ve alıntımız ile ilgili bol bol yorumlar bekliyorum. Kapak tasarımı çok sevdiğim arkadaşım Özlem YALÇINKAYA 'ya yani @zalimkumru ya ait. Özlem'in "AŞK KARASI" kitabını okumayanınız yoktur muhtemelen. Eğer varsa da kitabı size uygun bir kitap evinden temin edebilirsiniz çünkü kitabımız BASILDI!!! Ben kendime bir tane edindim bile. Durumunuz varsa sizin de almanızı tavsiye ederim. Durumunuz yoksa da yazarın sayfasını takip edin. O, güzel çekilişler yapıp kazana kişilere kitabı ücretsiz olarak gönderiyor. Özlem'ciğim kapak için çok teşekkür ederim canım. Ellerine sağlık :))

Bu alıntı bölümümüz özellikle @tukulu42 ve @duygubalci24 

@az-15zeyno @MinnakSeytan @guneshnesirli @yarennTezcan @butimeidothea ve bekleyen herkese  gelsin. Bölümü sabırsızlıkla beklediğinizi biliyorum canlarım. Tam olarak olmasa da birazcık merakınızı gidermişimdir inşallah. Ya da daha çok merak ettirmiş de olabilirim kızlar  :)) Keyifli okumalar herkese :))

Şampuanı alıp sıkmak için avucumu uzattığımda, avucumun içindeki çizgiler pembe rengini almıştı. Gözlerim bir kez daha doldu. Bunları yaşamak zorunda mıydık ki? Neden bizim de normal bir hayatımız yoktu. O Eymen belasından nasıl kurtulacaktık en önemlisi de Yağız yine eski sağlığına kavuşacak mıydı? Kafamda dönüp duran sorular başımın ağrısını daha da arttırıyor, bütün yollarımı çıkmaza sürüklüyordu.

Elimdeki şampuanı gözlerimi diktiğim avucuma sıkmak neden bu kadar zordu. Sonunda elimden kayan şampuan ile birlikte ben de yere yığıldım. Tepemden dökülen sıcak su ile birbirine karışan gözyaşlarım içimdeki bu acıyı hafifletmek yerine daha da harlandırıyordu. Bir elimi ağzıma kapatıp hıçkırıklarımın dışarıdan duyulmaması için çabaladım. Islak saçlarımı yüzümden çekip ellerimi yüzüme kapattım. Çıplak vücudum fıskiyeden süzülen sıcak suya inat, Yağıza bir şey olacağı korkusuyla zangır zangır titriyordu. İçim üşüyordu, içimde bir yerlerde saklı kalmış o yaralı çocuk da benim gibi büzülmüş çaresizce ağlıyordu.

Hayat; hiç bu kadar can yakıcı, yaşamak; hiç bu kadar zor olmamıştı. Yüzümdeki ellerimi, kendime doğru çektiğim dizlerime sardım. Kafamın içindeki ağırlığı, daha fazla taşıyacak kuvvetim kalmamıştı. Başımı dizlerimin üzerine koyduğumda biraz olsun sakinleşebilmek için tanrıya yalvardım. İyi olmalı, Yağız'a güç vermeliydim. İç çekişlerim yavaş yavaş kesilmeye başladığında kapının kırılacakmış gibi vurulmasıyla aniden irkildim. Tonlarca ağır bir taş parçası gibi hissettiğim başımı zorlukla kaldırıp suyu kapattım.

"Eğer ses vermezsen kapıyı kırıp içeri gireceğim Nehir. Korkutma kızım beni."

Demir'in endişeli sesi birden kulaklarıma dolduğunda biraz olsun kendime gelmiştim.

"Be... Ben iyiyim Demir, merak etme."

"Oh çok şükür. Madem iyisin de ne bok yemeye bana cevap vermiyorsun. Dakikalardır sana sesleniyorum. Ödümü koparttın Nehir kız."

"İyiyim dedim ya Demir. Endişelenmene gerek yok." Sesimi olabildiğince iyi çıkması için kendimi zorluyordum.

"Bir buçuk saattir banyoda olduğunun farkında mısın acaba?"

Bir buçuk saattir burada mıydım gerçekten. Gözlerim ellerime kaydığından kandan eser kalmamıştı. Aksine ellerim sudan buruş buruş olmuş, bembeyaz görünüyordu.

"Eğer yarım saatten fazla daha orada durmaya devam edersen, inan bana kapıyı kırar seni oradan çıkartırım."

"İyiyim dedim ya Demir uzatma lütfen. Birazdan çıkacağım." Diye bağırdım.

"Tamam."

Bir müddet daha oturduğum zeminden ayrılmadan düşündüm. Soğuktan dişlerim birbirine vuruyor içim buz kesiyordu. Bulunduğum yerden doğrularak sıcak suyu açıp saçlarımı şampuanlanmaya başladım. Düşünmek şu an için çare değildi. Bu olanların bütün suçlusunun ben olduğumun farkındaydım ve buna bir son verecektim ama öncesinde Yağız'ın iyi olduğunu bilmeli, gönül rahatlığı ile ondan uzaklaşmalıydım. Gidecektim Yağız'dan çok uzaklara gitmeliydim. Pisliğimi de kendimle beraber götürecek, bir kez daha Yağız'ın ve sevdiğim insanların hayatını tehlikeye sokmayacaktım.

Hızla yıkanıp kendimi duşakabinden dışarı attım. Dolapların içinde bulduğum bir havlu ile kurulanmaya başladığımda, dışarıdan kulağıma gelen bağırış sesleri dikkatimi çekti. Yine ne oluyordu? Yoksa yine birileri bize saldırmak için mi gelmişti? Vücuduma yayılan panik dalgası bütün bedenime yayılırken hızlı hızlı eşyalarımı üzerime geçirmeye başladım. Bu kadar koruma varken nasıl olur da içeri birileri girebilirdi anlam veremiyordum. Yağız öylece yatarken ona zarar verebilirlerdi. Daha hızlı olmalıydım. Dışarıdan gelen sesler yükselmiş, bağrışmalar hararetlenmişti. Kesin bir şey oluyordu ve ben burada tıkılıp kalmıştım. Üzerime eşyalarımı giydiğimde anında kendimi koridora attım. Yağız'ın odasından yükselen sesleri daha net duyabiliyordum...

  







HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now