HIRÇIN GÜVERCİN

32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."

Arkadaşlar hepinize merhaba. Bölüme başlamadan önce sizlere bahsetmek istediğim bir çalışma var siirneferleri nin hazırladığı ""Bana şarkı yaz" kitabı yazarların ya da okurların şarkı yazdığı bir çalışma kitabıdır. Ortaya harika şarkılar çıkıyor benden söylemesi. Benim yazdığım bir şarkı da mevcut içinde kitaplarını takip ettiğiniz yazarlarla karşılaşmanız da an meselesi :))

Aynı zamanda bir şiirneferi olan büyük çoğunluğunuzun tanıdığı zalimkumru 'nun "Mükemmel Koca Aranıyor" serisine bakmanızı tavsiye ederim. Romantik komedi sevenler ya da romantiği boş verin komedi seven arkadaşlar sevgili yazarımızın profiline davetlidir. Mehir KAHRAMAN'ın mükemmel koca arayışların da eminim sizin de başınız dönecek neye uğradığınızı şaşıracaksınız. Hele bir de o muhteşem kriterler yok mu :)) Kel desem, göbekli desem. ıyyyy yaparak suratınızı buruşturduğunuzu görür gibiyim. Bakalım Mehir hanım ne umuyordu ne buldu :)) Serinin ikinci kitabı olan "Mükemmel Kadın Aranıyor" da da sarı mafya Mahir'in maceralarını okurken bayağı eğleneceğimizi düşünüyorum.

Bir diğer şiirneferimiz sevgili ZeynepDoganBalci 'nın "Bela mısın Kızım Sen" romantik komedi türündeki kitabı da okuyanların damağında harika bir lezzet bırakıyor. Ben yayınlandığı günden beri sıkı takipçisi oldum kitabın. Mayıs ve Ali'nin başlarına ördükleri olaylar ve bu olaylar zincirinin onları nasıl aşka sürüklediğini anlatan naif mi naif, komik mi komik bazen de duygusal mı duygusal bir aşk hikayesi... Ee meraklısı arkadaşımızın profiline lütfen :))

Son bir şey daha. Geçen sefer okuyan arkadaşlar vatelemeyi unuttu sanırım :)) beğeni sayımız biraz düştü mü ne. Sizlerden ricam lütfen beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın arkadaşlar. Sizin için küçük bir dokunuş ama benim için çok değerli bir armağandır beğeni ve yorumlarınız. Hepinizi kocaman kucaklıyor ve sizi bölümümüzle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar :))

Kırk yıl düşünsem hayatımın bu denli değişeceği, aklıma gelmezdi. Çocukluğum ve gençliğimin en hassas dönemlerinde, bir caninin işkencelerine maruz kalmıştım. O dönemleri düşünmek bile hala tüylerimi ürpertiyordu. O zamanların çaresiz ve savunmasız kız çocuğunun, bir çift yeşil gözün esiri olacağını nereden bilebilirdim ki? Yağız... Beni karanlığımdan söküp çıkartan adam... Çocukluğumun; yıllarca gelmesini beklediğim savaşçısı ve gençliğimin; hayalini bile kurmaya cesaret edemediğim aşığı... Yağız; istese herşeyimi önüne sereceğim adam... İsmini söylemek bile kalbimde tatlı bir çarpıntı yaratıyor. O sert görünüşünün altında yatan hassas kalbin benim için çarptığını bilmek, beni acayip heyecanlandırıyor...

"Yüzündeki bu tebessümün sebebi az önce gördüklerin olabilir mi acaba Güvercin?"

Yağız'ın eğlenen sesini duyar duymaz uzandığım koltuktan kafamı kaldırıp merdivenlere doğru çevirdim. Üzerine giydiği siyah kazak ve düşük bel pantolonuyla olduğundan çok daha genç görünüyordu. Bu adama hayran olmamak mümkün müydü sanki? Anında kafamı koltuğa gömüp elime aldığım yastıkla yüzümü kapattım.

"Gerçekten çok kötüsün." Diye isyan ettim yastığın altından boğuk çıkan sesimle.

Kulaklarımı dolduran kahkaha sesini duydum önce, sonra da her yanımı saran eşsiz kokusunu. Yanaklarım alev alev yanarken aklıma gelen o müstehcen görüntüyü anında uzaklaştırdım.

"Bütün gün bu şekilde mi yatacaksın?" Koltuğun çökmesiyle hissettiğim bedeni, dokunduğu her yerimi yakıyordu resmen. Cevap vermeye bile utanıyordum.