63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"

15K 876 117
                                    


Biliyorum beklettim ama sonunda bölümü yazmayı başardım arkadaşlar. Sonlara yaklaşıyoruz artık ve hikayemizin finalini verirken en azından okunma sayımızın 1 milyon olacağını umut etmek istiyorum. Sizden ricam eğer beğeniyorsanız hikayemizi etiketlemeniz ve paylaşmanız tabi ki beğeni yıldızına basmayı da unutmamanız :)) Sizleri çok seviyorum ve kocaman öpüyorum. Bol bol yorumlaşalım olur mu? Mutlulukla kalın...

Salondan içeri girdiğimizde bizi önce dar ve kalabalık bir antre karşıladı. Antrenin bir köşesinde kulaklığa bir şeyler söyleyen Demir'i gördüm. Geçtiğimiz yerde gördüğümüz kişiler Yağız'a selam verip hoş geldiniz demeyi ihmal etmiyordu. Etrafta siyah takım elbiseli ve Demir'in kulaklığı gibi kulaklık takan iri yarı birçok adam vardı. Onlar da bizi gördüklerinde kısa bir baş selamı verdiler.

Demir bizi farketmemişti, konuşmaya daha doğrusu emirler yağdırmaya devam ediyordu. Yaptığı el kol hareketlerinden gergin olduğu anlaşılıyordu. Bizi farkettiğinde de yüzündeki o gergin ifade biraz yumuşamış hatta gülümsemişti bile. Eliyle beklememizi işaret etti. Elini kulağına koyup bir şeyler söyledi sonra da bize doru yürümeye başladı. Yanımıza gelirken sanki az önce bağırıp gergin gergin etrafı kesen adam o değilmiş gibi sakince gülümsedi.

"Hoş geldiniz abi." Diyerek erkeklere özgü selamlaşma şekliyle Yağız'ın sırtını hafifçe yumrukladı. "Sen de hoş geldin Güvercin, her zamanki gibi çok güzel olmuşsun." Dediğinde beni çoktan kollarının arasına almıştı bile.

"Hoş buldum Demir, sen de çok yakışıklı olmuşsun, kızlar peşinden ayrılmayacak bu akşam." Gülümseyerek ellerimi beline sardım.

"Tamam tamam yeter bu selamlaşma faslı. Sen de çek ellerini karımın üzerinden." Araya giren Yağız, beni Demir'in kollarının arasından çekti. "İlla beni sinirlendirecek bir şeyler yapacaksın abiciğim. Elini sıkıp geçsen olmuyor sanki. Kaç kere söyleyeceğim sana Nehir ile olan hareketlerine dikkat et diye."

"Dakika bir gol bir kardeşim." diye isyan etti Demir. "Yine kıskançlık damarı tuttu bunun Güvercin, siftahı benimle yaptı artık gerisi de gelir."

Atışmaları gerçekten tatlıydı hem de fazlasıyla tatlı. "Sen yine iyisin." Dedim gülümseyerek Demir'e. "Birkaç dakika görüşüp ayrılacaksın. Bütün gece benim başımın etini yiyecek; 'Bu lavuk sana mı bakıyor Güvercin? Bu adam sana mı gülümsedi? Çok fazla eğilip büzülme oran buran görünecek. Ona sarılma buna bakma falan filan diye uzayıp gider bu gece Demir'ciğim." Dediğimde Yağız'ın beline doladığım elimi daha da sıktım. Demir'in kahkahasına eşlik edecektim ki resmen kahkaha içime kaçtı. Bana öyle bir bakıyordu ki.

" Bütün gece başının etini yiyeceğim demek Güvercin." Gözlerini kısmış imalı imalı kafa sallıyordu.

"Yani şey, öyle demek isteme..."

"Tam da öyle demek istedin güzelim hiç kıvırma." Diyerek lafı ağzıma tıktı. Omuzumdaki elini çekmediği gibi beni kendine iyice bastırmıştı. "Ayrıca haklısın da benden başka kimsenin değil gözü, kirpiğinin ucu bile üzerine değemez." dediğinde bakışlarımız kesiştiği gibi Demir'in sırıtması da kesildi.

"Hiç bana bakma Nehir kız, inan bana senden sonra ben de arkadaşımı yeni yeni tanımaya başladım."

"Tamam uzatmayalım artık abiciğim." Yağız usanmış bir tavırla konuyu kapattı. "Her şey yolunda mı?" yüzü birden ciddi bir hal almıştı. "İçeride durumlar nasıl?"

"Merak etme kardeşim son rötuşları yapıyordum ben de az önce. Şimdilik bir sıkıntı yok, olmayacakta inşallah. Her yerde sivil ve üniformalı korumalar var. Etrafa ekstradan güvenlik kameraları yerleştirildi. Teknik adamlarımız bilgisayarlardan sürekli etrafı gözlemliyor."

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now