27. Bölüm "Sorgu Odası"

24K 1.3K 152
                                    

Merhaba arkadaslar. Oncelikle bolumun gecikmesi icin ozur dilerim. Yurtdisindayim ve internet sıkıntısı yasiyorum.Ayni zamanda telefondan yazmak oldukca zor. Elimden geleni yaparak bölüm yayinlamaya calisiyorum ama daha bir hafta kadar buradayim ve diger bolumu yazabilecegimden supheliyim.Bildiginiz uzere #mywattys2015 yarismasina katilmistim ama size oylama icin bile bilgi veremedim. 09 Agustos 2015 son gunmus oylama icin. Eger ilgileniyorsaniz oylama twitterdan yapiliyor benim hikayemi bulup paylas kismina #mywattyschoice Oyum HIRÇIN GÜVERCİN'e yazar sibelgns yazip twittwer uzerinden oy verebilirsiniz. Zaten pek bir sey kalmadi oylamanin bitimine ama yinede desteginizi esirgemezseniz sevinirim. Hepinize keyifli okumalar.Vote ve yorumlarinizi eksiketmeyin :)) Sevgiyle kalin dostlarim.

Yaklaşık yarım saattir karşı tarafı olduğu gibi gösterdiğini bilen aynanın karşısında Faruk Müdür'ün gelmesini bekliyordu. Eymen'in taşları bir bir ortaya dökülecekti. Her ne kadar burada eli kolu bağlı olsa da buradan çıkınca o şerefsizi doğduğuna pişman edecekti. Bu adamı bunca sene nasıl tanıyamadığını düşündü. Onu ilk gördüğü andan beri Eymen'den hoşlanmamıştı. Kardeşinin üzülmemesi için bu evliliğe razı gelmişti. Geçmişini araştırdığında kumarbaz ve kadın düşkünü bir pislik olduğundan başka bir şey bulamamıştı. Tek yaptığı Eylül'ü üzecek bir şey yaparsa onun gırtlağının sıkacağını Eymen'e bildirmekti. Eylül için onların hayatından ve Eymen'den uzak durmuştu.

Açılan kapının önünde Faruk Müdür'ü görünce öne doğru eğildiği sandalyede arkasına yaslandı. "Bir an hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım."

Gülümseyerek elinde tuttuğu kağıtları masaya koyan komiser gizli bir bölmede olan düğmeye basıp diğer odada kendilerini izleyen polis memurlarının konuşulanları duymasını engelledi. "Bakıyorum da çok sabırsızsın evlat."

"Sabırsızlıktan ziyade boşa geçen zamanıma üzülüyorum. Ben meşgul bir adamım. Kendime göre işlerim var."

"Bir gün gitmediniz diye ne Türkiye'deki otelleriniz bir zarara uğrar, ne de Kıbrıs'taki kumarhaneleriniz batar Yağız KARAYEL."

Kendinden emin konuşan müdür, tüm ciddiyetini takınmış karşındaki sandalyede rahat bir şekilde konuşuyordu.

"Ben her işimi sağlam temellere dayandırırım komiserim, otellerimden yana bir endişeniz olmasın."

"Öyleyse başlayalım. Eymen BOZOKLU'yu nereden tanırsınız?"

"Eymen, kız kardeşimin eski kocasıydı." Kısaca kestirip atmıştı.

"Biraz daha açar mısınız? Ne kadar süredir tanışıyorsunuz. Sık sık kendisiyle görüşür müsünüz?"

"Yaklaşık 4-5 yıldır tanışırız kendisiyle. Kardeşimle evlendikten sonra tanıma fırsatım oldu. Evlilikleri de çok uzun sürmedi zaten yaklaşık iki yıl evli kaldılar."

"Eymen'e olan hıncınız kardeşinizden mi kaynaklı."

"Ne demek istediğinizi anlamadım. Eymen'e bir hıncım yoktur." Dedi Yağız dişlerinin arasından. Duygularını açık etmeye niyeti yoktu. Sorgunun başlaması için beklerken düşüncelerini toparlamış biraz daha sakinleşmişti.

"Demek istiyorum ki Eymen ve kardeşinizin evliliği, Eymen BOZOKLU yüzünden mi sonlandı. Bu yüzden mi onu bu gece eski gece kulübünde dövdünüz?"

"Kardeşim ve Eymen ölüm gibi zaruri bir sebepten ayrılmak zorunda kaldılar. Eylül'ü, yani kız kardeşimi kaybedeli 2,5 sene kadar oluyor."

"Başınız sağ olsun Yağız Bey. Notlarım arasından gözümden kaçmış olmalı. O halde kardeşinizin ölümünden Eymen BOZOKLU' yu suçladığınız için mi Nehir KAHRAMAN'ı kaçırdınız, ve Eymen BOZOKLU'yu bu gece hastanelik edene kadar dövdünüz?"

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now