57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"

23.1K 932 127
                                    


Bu bölüm sevgili @zynpuehara ve @emineeeegnn 'ye gelsin. Yeni bölüm isteyen başımın tatlı belaları cok seviliyorsunuz ❤💙💖 Bir kac hafta işte fazla yogun olacagım arkadaşlar yeni bölüm ne zaman gelir bilemiyorum ama fırsatını buldugun her an yazacagımdan emin olabilirsiniz. Hepinizi cok seviyorum keyifli okumalar dilerim canlarım 😍😍😍r kullanıc

Ayaklarım beni otel odasına kadar getirdiğinde kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Sinirim geçmişti, sadece içimdeki anlamsız huzursuzluk beni rahatsız ediyordu. Yağız'a kızgındım, kızgınlıktan ziyade kırgındım. Kırgınlığımın sebebi, ona güvenmemem ya da beni aldatmasını düşünmem değildi. Sorun; o kadının içimize bu kadar girmesine izin vermiş olmasıydı. Birlikte olduklarını iddia edecek ne yaşamış olabilirlerdi ki? Zeynep'in bu şekilde ithamda bulunmasının elbet bir sebebi vardı. Boynundaki kızarıklık ve morlukların da bir açıklaması olacaktı biliyorum ama en azından Yağız, Zeynep ile görüşeceğini haber vermiş olsaydı bu kadar kırılmamış, kafamda birbir çeşit senaryo yazmamış olacaktım.

Elimdeki kartı, okuyucuya koyduğumda kapı yavaşça açıldı. İçeriye girdiğimde Yağız ve Demir ayakta sinirli bir şekilde konuşuyorlardı. Kapının açıldığını farkedince ikisi de kafasını bana doğru çevirdi. Yağız'ı gördüğüm an yelkenlerim suya inmişti zaten. İstediğim tek şey, başımı boynuna sokup kucağında kıvrılmak ve doyana kadar kokusunu içime çekmekti. Gözyaşlarımın gözpınarlarıma dolduğunu hissediyordum. "Gidemedim." Dedim gözümden süzülen damlayı silme zahmetinde bulunmadan. "Sözümü tuttum. Şimdi bana bir açıklama borçlusun Yağız!"

Göz göze gelmemize rağmen, Yağız hiçbir tepki göstermemişti. Beni gördüğünde yüzündeki rahatlamayı açıkça görmüştüm fakat öylece ayakta dikilmeye devam etmişti.

"Neredesin Güvercin sen? Yüreğimize mi indireceksin kızım ya?" Kollarını açıp hızlı adımlarla yanıma gelen kişi Demir olmuştu. Bana sarıldığı gibi havaya kaldırıp etrafımda bir tur döndürdü.

"Ya ne yapıyorsun Demir ya! Bırak beni. Çocuk muyum ben be adam?"

İri cüssesiyle sardığı bedenimi, nazik bir şekilde yere bıraktı. "Çocuksun tabi." Dedi kaşlarını çatarak. "Zoru görünce aklına estiği gibi davranan sorumsuz ve yaramaz bir çocuksun." Konuşurken iki parmağı ile çenemi tutmuş göz hizama kadar eğilmişti.

"Sorumsuz olsaydım çoktan çekip giderdim Demir." Dedim tüm ciddiyetimi takınarak. "Asıl sorumsuz senin arkandaki o adam."

Sözlerimden sonra Demir kahkahayı bastı. "Oooo burada sinirli bir kuş var sanırım." Dedi doğrularak. Bir yandan da Yağız'a doğru bakıyordu. "Dostum senin Güvercin, yırtıcı bir kartala dönüşmüş. Birazdan ortalık kan gölüne dönecek uyandırayım." Dedi gülümseyerek.

Yağız hiç istifini bozmadan bize bakıyordu. Gergindi, bu her halinden belli oluyordu fakat ilgisiz duruşundan da taviz vermiyordu. Demir'in sözlerine cevap vermediğini gördüğümde adımlarımı ona doğru yönlendirdim. "Yapacağın açıklamayı çok merak ediyorum gerçekten Yağız." Dedim ben de onun gibi ifadesiz durmaya özen gösteriyordum ama kızgınlığımın gözlerimden okunduğuna emindim çünkü hiçbir zaman duygularımı saklayabilen biri olmamıştım.

"Ben mi sana açıklama yapacağım?" diye sordu, o da bana doğru gelmişti. "Hiçbir şey söylemeden ortadan kaybolan ve bizi deliye döndüren sensin ama açıklama yapacak olan benim öyle mi?" Dibime kadar gelip keskin bakışlarını gözlerime doğrultmuştu. Göz temasını bozmamak adına kafamı ona doğru kaldırmış sinirli bakışlarına aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum.

"Aynen öyle." Dedim meydan okurcasına. Gözlerinin temasını kaçırmamak adına kafamı sabit tutmaya çalışıyordum fakat biraz daha bu şekilde durmaya devam edersem boynum kopacaktı çünkü Yağız dimdik ayakta dikiliyor, benimle aynı hizaya inme tenezzülünde bile bulunmuyordu. Bilerek yapıyordu, beni daha da sinirlendirmek hoşuna gidiyordu ama söyleyeceklerini duymadan ona istediğini vermeye niyetli değildim.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now